Türkiye’de kredi kartıyla ilgili en büyük sorun nedir derseniz, herhalde gençlerin sorumsuz harcamalarının sonucuna ailelerin katlanması olsa gerek cevap. Bankalar öyle pek incelemeden önüne gelene kredi kartı veriyor. Cici babam nasıl olsa öder diyen genç de harcıyor da harcıyor. Gelsin sıradaki cep telefonu modeli... Ay sonunda hatırlatması da geliyor tabii.
Asgarisi maaşı aştı!
Kredi kartı borcunuzun asgari tutarı babanızın maaşını aştı!
Sonra o borçlar ödenemez genelde. Bir gün kapı çalınır, kimi durumlarda çocuğunun kredi kartı olduğundan dahi haberdar olmayan aile ikametgahına haciz memurları giriverir. Eee, bizde ikametgah esas ya... Gençler de evlenene kadar aileyle yaşadığından hiçbir şey yapılamıyor bu hacizler karşısında. En azından benim rastladığım örneklerde böyle. Ya çocuğun borcunu ödüyor ya da hacze maruz kalıyor aile. Biz de böyle de Amerika’da durum nasıl?
Geçtiğimiz günlerde bir zirve nedeniyle Türkiye’ye gelen Amerikan Başkanı Obama’nın Başkanlık Konseyi-Genç Amerika’nın finansal kapasitesi konusundaki danışmanı John Hope Bryant’tan öğrendiğim kadarıyla orada da dramlar yaşanıyor, ancak mağdur olan bu kez çocuk oluyor.
Geçici mesaiye kart
Nasıl mı? Amerika’da kredi kartı verirken kredi skoruna bakıyorlar. Gelir düzeyi düşük ailelerin kredi skoru da düşük oluyor haliyle.
Amerika’daki aileler bu durumda çocuklarının ismiyle başvurup kredi alıyorlarmış. Tabii bunların da çoğu ödenemiyor. Böylece kimi durumlarda ailenin başvurusundan dahi haberdar olmayan gencin kredi skoru daha hayatın başındayken bozuluyormuş.Bryant, sohbetimizde, “Sizden farklı olarak biz de gençler tehdit altında. Yoksul aileler onlar üzerinden sicillerini düzeltmeye çalışıyor” diyor.
Şimdi yoksul Amerikan ailelerinin kredi alırken çocukları kullanması fikri bizim kredi sicili kötü ailelerimize de cazip gelebilir... Koca ABD bile zorlanıyorsa bu konuda, bizim kamunun ve bankalarımızın uyanık olması, gelir ibrazı şartını mutlaka istemesi lazım. Ama bunun da gerçek bir gelir beyanı olmasına dikkat etsinler lütfen.
Geçenlerde gazeteci olduğum için yaşadığım mahallede evimi bulup, kapımı çalan bir teyze devlete bağlı bir istatistik çalışmasında kısa bir süre geçici olarak çalışan 18 yaşındaki torununun bu çalışmasını gösterip kızından habersiz kredi kartı aldığını söyledi. Tabii ki borcu ödeyememiş, kart aldığını da uzun bir süre annesinden saklamış. Onlar haberdar olana kadar ödenemeyen borçlar anneye kaldığından, “Yardım edebilir misiniz?” diye sormaya gelmişti.
Özgüven yok, tüketim var
Hope’a bu tüketim çılgınlığı karşısında gençlere önerdiği formüller var mı diye sordum. Kendisi alışveriş yaparken ‘ödeyebilecek miyim’ diye düşünüyorsa elindekini anında bırakıyormuş. Bryant anlatıyor: “Amerika’da da, Türkiye’de olduğu gibi gençlerin tüketim çılgınlığıyla savaşıyoruz. Özgüven oturmayınca bunun yerini objeler alıyor. İnsanlar orada da yeterince tasarruf etmiyor, ABD’de insanların yüzde 70’i maaştan maaşa yaşıyor” diyor. Finansal eğitimin girişimcilik ve KOBİ’ler açısından çok önemli olduğunu söyleyen Bryant çocuklara girişimcilik dersi verilmesinden yana. Ekonomik büyümenin anahtarlarının finansal eğitimde yattığına inanıyor. Ekliyor: “Şu anda ABD’de yeni kurulan girişimlerin sayısı ölenlerin sayısından az. Böyle devam ederse bittiğimizin resmi. Dünyada da trend bu yönde. O yüzden çocukların girişimciliği ve para yönetimini öğrenmesi önemli. Verin ellerine 500 dolar, neyse 1000 dolar, bir iki proje üretsinler bakalım.”