Köprülerin efendisi

Bir müteahhit, 500 günde, 180 köprü yapabilir mi? Üstelik bunlar Türkmenistan’da yapılmış devasa köprüler. Ankaralı işadamı Namık Tanık yapmış... 2.5 günde bir köprü bitirme performansıyla Guiness’e aday olmuş. ‘Köprülerin Efendisi’ unvanını dolu dolu hak ediyor...
Aşkabat’ta yaptığı Gökçe adlı köprü kentin simgesi olmuş. Evlenen çiftler altından nehir akan köprüye gelip resim çektiriyor, dilek tutuyor. Aldığı proje kapsamında tamamladığı köprüleri, karayollarını teslim edip dönmeye hazırlanırken, Türkmen yetkililer, “Dur bakalım nereye gidiyorsun. Kal, köprü, yol, demiryolu yapmaya devam et” demiş. Kalış o kalış. 6 yıldır ülkeyi bir uçtan bir uca karayolları, demiryolları, köprülerle örüyor.

En uzun tünelli akvaryum
Geçen ay aldığı son ihalenin değeri 1 milyar dolar. Dünyanın 148. en büyük inşaat firması Nata İnşaat’ın patronu. Nata Antares Alışveriş Merkezi’nin kurucu ortağı, Nata Vega Outlet’in sahibi. Türkiye’nin en uzun tünelli akvaryumunu da Ankara’ya o kazandırmış. Aqua Vega Akvaryum, Türkiye’nin en büyük alışveriş vadisi olarak bilinen ve kendisinin yaptığı Nata Vega Alışveriş merkezinin içinde. Devasa büyüklükteki akvaryum, özellikle Başkentli çocukların favori mekanı. Bölüm mağaralarının tavanı da camdan yapıldığından gezerken tepenizde balıklar dolaşıyor.
Dalış okulunun bile olduğu akvaryumda girmeye cesaret edemediğim bölümler oldu. Zira sadece belgesellerde görmeye alışık olduğumuz dünyanın en zehirli sürüngenleri dahi orada. Timsahları izledim ama minicik çocukların başından ayrılmadığı tarantulalar, akreplere bakamadım.
Kurumsal İletişim Direktörü Tuğba Ejder çok ısrar edince tüküren kobra yılanına epeyce uzak bir bakış atabildim. Dünyanın en zehirli sürüngeni olan Gila canavarına ise bir daha nerede göreceğim diye, kendimi epeyce bir zorlayarak camekanına yaklaşıp el salladım!

Babadan sanayici
Namık Tanık, yaptığı yatırımlarla Ankara Mamak’ın çehresini değiştirmiş. Çankaya ile Mamak’ın kesiştiği noktada yer alan projeleri semtin katma değerini artırmış. Babasının boru fabrikasında koşturduğu yıllarda başlayan sanayicilik hayatı, müteahhitlikle yurtdışına uzanmış. Türkmenistan’da yollar, köprüler, demiryolları gibi altyapı işlerinde 2 milyar dolara ulaşan işler yapmış. Yetinmemiş, yıllar sonra döndüğü baba işi sanayicilik kapsamında altyapı projelerinde kullanılan, devasa borular üreten fabrikalar kurmuş. Nata Holding Yönetim Kurulu Başkanı Tanık, sorularımı Ankara’da yanıtladı.

Türkmenistan’da, bir kerede 1 milyar dolar gibi devasa bir ihaleyi nasıl aldınız?

Ülkenin 5 eyaletini birbirine bağlayan yollar üzerinde 180 köprü inşa ettik. Kuzey-Güney demiryolu projesinde elektrifikasyon ve sinyalizasyon çalışmalarının yanı sıra istasyon binaları yaptık.

Onlar da alın size, ‘1 milyar dolarlık iş mi’ dedi?

Aynen öyle oldu. Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’a 32 ila 46 metre arasında genişlikleri olan yaklaşık 60 kilometre şehir içi yol, 18 köprülü kavşak ve 54 adet alt-üst yaya geçidi yapacağız şimdi. Bizden önce bu tür köprüleri Ruslar yapıyordu. Yaptığımız işleri görerek, işi biz emanet ettiler.

Sanayiden mi kazanıyorsunuz daha çok, müteahhitlikten mi?

1970’lı yıllarda, 60 kişinin çalıştığı boru ve beton üretimi yapan fabrikamız vardı. Sanayiciliği seviyorum, bırakamadım. Ama parayı müteahhitlikten kazandım. Türkiye’de sanayicilikten para kazanmak zor,

6 yıl içinde ne kadarlık proje yürüttünüz Türkmenistan’da?

2 milyar dolar civarında.

Türkler açısından nasıl bir ülke?

İki yıl öncesine kadar 630 Türk şirketi vardı. Son iki yılda 30’a düştü.

Bu dramatik düşüş niye?

Türkmenler de iş yapmayı öğrendiler. Basit işlerini kendileri yapıyorlar artık.

GELİN - DAMAT DİLEK TUTUYOR

Niye bu kadar köprü yaptırıyorlar?

Trafik sıkışıyor artık şehirde. Şu andaki Türkmenistan beş yıl önceki ülkeden çok farklı. Cumhurbaşkanı Berdimuhamedov döneminde gerçekten tabana yayılan bir zenginlik oluştu. 6 yıl önce şehrin neresinden gidersem gideyim 7-8 dakikada havaalanına ulaşabiliyordum. Şimdi 45-60 dakika sürüyor. Bu halkın otomobil sahibi olduğunu, zenginleştiğini gösteriyor. Şehri 2017 olimpiyatlarına hazırlıyorlar. Özellikle olimpiyatlar öncesinde trafiği azaltmak istiyorlar. O işe de bizi uygun gördüler, emanet ettiler.

Her isteyen müteahhit Türkmenistan pazarına girebilir, iş yapabilir mi?

Yok, giremez.

Siz nasıl girdiniz?

6 yıl önce orada ihale almış bir şirketi satın aldık. Net Yapı’nın elinde 287 milyon dolar değerinde, 90 adet köprü yapımı işi vardı. Taahhüt edilen süre 11. ayını doldurmuş, 13 ayları kalmıştı işleri teslim etmek için. Gelip bize teklif ettiler. Net Yapı’yı satın almaya karar verdik. Kalan 13 aylık sürede 1.650 kilometre karayolu içinde 90 köprüyü bitirdik. Artı 60 derece sıcak yapan, eksi 40 derece soğuk yapan bölgeler, çöller, araçla ulaşımın çok zor olduğu noktalarda çalıştık. Buna rağmen bu kadar kısa sürede bitirince herkesin dikkatini çektik.

Nasıl yaptınız peki?

Hemen 350 tır malzeme gönderdik, makine parkımızı tamamiyle götürdük. İstanbul’daki fabrikayı komple söküp hemen oraya gönderdim. Yöneticilerimiz, işçilerimiz gitti. Makine ekipman ve çalışanlarımızın gayretiyle yetiştirdik. Bitirince devletin, milletin ilgisini çekmeye başladık.
‘Kimin şirketi??Nasıl yetiştirdiler, ne güzel işler yapmışlar’ konuşmaları dilden dile yayıldı. Herkes bizi kısa sürede tanıdı. Cumhurbaşkanı Berdimuhamedov bir gün, ‘Çok güzel işler yapıyor Nata İnşaat’ dedi. Bu çok etkili oldu. Aşkabat’a, Gökçe Köprüsü adında bir köprü yaptık. Altından nehir akıyor. Hani bizde gelin ve damat, parklarda resim çektirir, türbeleri ziyaret ederler ya, bizim köprümüz de öyle oldu.
Evlenen çiftler, şehre gelenler, köprüye gidip orada resim çektiriyor, dilek tutuyorlar. Biz ilk projeyi tamamladığımızda dönüyorduk, işlerimiz bitmişti. ‘Gitmeyin. Devam edin’ dediler. Hemen 100 milyon dolarlık yeni iş verdiler.

19 yaşında İnşaatçı oldu

Serveti nasıl kazandınız?

1983 yılında, 19 yaşındayken, babam bir başlangıç sermayesi verdi. Babam, ‘Al bu parayı ister batır, ister çalıştır. Bu senin sermayen. Bir lira daha vermem’ dedi. Babamın boru fabrikası vardı, varlıklı bir adamdı. Çocuk yaştan itibaren hep fabrikamızda çalıştım. Ama inşaat yapmak istedim. Karşı çıkmadı. 1984-1990 yılları arası çok konut yaptım. İnşaat sektörünün coştuğu, Özallı yıllar... Oradan kazandığım parayla baba mesleğine geri döndüm. 1990’da Ankara’daki bu fabrikayı kurdum.

Sanayicilik devam ediyor yani..

Büyüyerek hem de. Kendimi sanayici olarak görüyorum zaten. Ankara Sincan’da 80 bin metrekare alana kurulu beton - betonarme boru fabrikamız yıllık 160 bin m3 üretim kapasitesine sahip. Yine Ankara Kazan’da 80 bin alana kurulu prefabrik beton imalatı yapan fabrikamız var. Türkmenistan Bereket’te 60 bin metrekare alana kurulu prefabrik beton imalatları fabrikamız ise yıllık 200 bin m3 üretim kapasitesine sahip. Nata Holding, ikisi yurt içinde, ikisi yurt dışında olmak üzere dört prefabrik beton-betonarme imalatları fabrikası ile alanında dünyanın en büyük üreticisi konumunda.

750 milyon $’lık malzeme ihraç etti

Malzemeleri Türkiye’den mi gönderiyorsunuz?

Son aldığımız ihale için 550 milyon dolar tutarında içinde; çelik, plastik borular, çelik halatlar, oto korkulukları, aydınlatma malzemeleri, elektrik malzemeleri, kablolar, direklerin olduğu malzeme göndereceğiz. Teslim ettiğimiz diğer işler için de 250 milyon dolarlık malzeme göndermiştik.

Toplam çalışan sayınız?

4 bin. Bunun bini Türk.

İstanbul için proje var mı?

Asya ve Avrupa yakasında birer AVM yapmak istiyoruz. Birisi için ön protokol imzaladık.

Ankara’da yeni proje peki?

Ankara’da 1 milyon metrekare inşaat yaptık şu ana kadar. İki tane alışveriş merkezi yaptık. Antares AVM de, Nata Vega AVM de Türkiye’nin en büyük AVM’lerinden. İncek’te 150 lüks konut projemiz devam ediyor. Nata Delta AVM ve Konut Kuleleri, Şaşmaz Bahçe Kapı 250 adet iş yeri inşaatı, Şerefhisar termal otel ve konut inşaatları, Çerkeş çimento fabrikası inşaatlarını yaptık.
Mamak’ta, Ankara’nın en büyük kulelerini yaptık. Nata Vega Konut kuleleri bitmek üzere.