Milyar dolarlık mücevherler ve pırlantalar denince akla Kapalıçarşı gelir... Ancak Zorlu Center’ın içindeki pasaj diyebileceğimiz büyüklükteki koridor çarşıyı aratmıyor adeta. Çarşının aslarının da Zorlu’da yerini almasıyla şehrin merkezinde esaslı bir seçenek oluştu.
Zorlu Center’da, Raffles Hotel’e giden pasajın girişinde dünyanın en ünlü mücevher markalarından Tiffany&Co., Bulgari, Pamellato’yu görüyorsunuz. Pasajın içine giriyorsunuz bu kez Sponza, mücevherlerin efendisi Sevan Bıçakçı hemen karşısında Kapalıçarşı’nın taş kralı Atilla Karat karşılıyor sizi... İlerliyorsunuz Molu, Urart, Kafkas ve tabii Bilgün Dereli... Sınırlarımıza dayanan IŞİD, ateşi yükselen dolar gibi iç içe geçmiş birçok nedenle piyasalarda bir tedirginlik olduğu herkesin malumu... Bu mücevher satışlarına da yansıyor tabii. Çarşının 40 yıllık elmas tüccarı Atilla Karat da bunu teyit ediyor. Zaten mücevher dediğiniz lüks tüketim. Önce üste, başa, eğitime eve gidiyor harcamalar. Karat, “Herkes tedirgin bu işlerden. Ama dünya dönmeye, insanlar evlenmeye devam ediyor. Yabancıya satışlar çok iyi gidiyor.
ÖTV’nin kalkması da bunda etkili oldu. Bu sene Suudiler ve Katarlar alıyor” diyor.
Körfez düğünlerinin kamberi!
Atilla Karat Mücevherat’ın sahibi Karat düğünlerini İstanbul’da yapan Körfez müşterilerinin mücevher tedariklerini de Türkiye’den yaptıklarını söylüyor. Atilla Karat, yıllardır uluslararası alanda değerli taş ticareti yapıyor. Bu sayede gelişen dostlukları nedeniyle Hintlilerin, önemli Suudi ailelerin Türkiye’de düğün yapmalarına da ön ayak olmuş. İş hacminin önemli bir kısmını Körfez’deki bu müşterileri için hazırladığı özel tasarımlar alıyor.
Peki bugünlerde trend ne?
Rengarenk yarı değerli taşlardan yapılan takıların bu yıl çok moda olduğunu söyleyen Atilla Karat akımı şöyle anlatıyor:
“Kadınlar artık kıyafetlerine göre takı takmaya başladı. Mücevher sektörü de giyim kuşamı göz önüne alarak takı yapmaya başladı. Bu yıl zümrüt, safir yakuttan ziyade, mavi-yeşil renklerinde azurit, malahit gibi opak taşlar ve green garnet, yeşil jade ve mor-lila rengi aralığında olan fosfosiderit çokça kullanılıyor. Ayrıca opal de çok farklı renkleri kendinde barındırdığı için çok revaçta. Mücevher estetik ve güzellik kavramlarını içeren yaratıcılığın sonsuzluğunda farklı materyalleri, renkleri ve formları bir araya getiren artistik bir ifade biçimi. Biz de koleksiyonu-muzda pırlanta ile birlikte değerli taşları kullandık. Narin bir kuğunun opallerle bezenip parmağınıza yüzük yada safirlerle süslenip küpe olması, rengarenk bir kelebeğin parmağınızı sarmasının hazzı bambaşka bir deneyim yaşatıyor”
Karat takı dünyasında yeni bir trendden daha bahsediyor. Artık yazlık ve kışlık takılar yapılıyormuş. Yazın daha rengarenk takılar gidiyormuş. Kışın ise daha klasik takılar. Karat, “Eskiden küpe, su yolu bilezik, kolye, düğünler için gerdanlık vardı. Şimdi yaz mücevherleri rengarenk. Kışın daha ağır, pırlanta ağırlıklı takılar daha revaçta” diyor.
Ar-Ge departmanı kurdu
“Özellikli mücevher” üretimi için Ar-Ge departmanı kurduklarını söyleyen Karat, “Hepimiz ticaret yapıyoruz ama sanatla bütünleştirdiğin mücevheri dünyaya tanıttığın zaman benzersiz olur. Eksiklerimizi tamamlarsak dünyada ses getirecek durumdayız. Bunu yaparsak Avrupalı kilometrelerce uzağa, Hong Kong’a gitmez mücevher almak için. Ar-Ge departmanımızla yabancı markalarla yarışabileceğimizi ıspatlayacağız” diyor.