Songül Hatısaru

Songül Hatısaru

songul.hatisaru@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Kadınlara yasak adada işadamlarına ‘terapi’

Üt üste iki kez Almanya’yı ziyaret ettim. Alman ekonomisi aile şirketlerinin üstünde duruyor. Hemen her şehirde endüstri oluşturmuş bir aile var. Büyük sanayici aileler iş yaptıkları şehirlere her türlü desteği veriyor, bağışlarda bulunuyorlar. Şirket merkezlerini de genelde doğdukları şehirde tutuyorlar. Düsseldorf’ta ziyaret ettiğimiz Bertelsman’ın iki önceki CEO’su mesela, şirketin merkezini Berlin’e taşımak istediği için görevden alınmış. Almanya’da ziyaret ettiğimiz şirketlerde yöneticilerin anormal denilebilecek kadar gelişmiş sorumluluk bilinci dikkatimi çekti.
Her ayın iki haftasını İstanbul, diğer iki haftasını da Berlin’de geçiren uzman psikolog Zaza Yurtsever’le buluştum Berlin’de. Berlin sonbahar, kış aylarında hem çok soğuk, hem de karanlık bir havayla karşılıyor insanı. Sürekli bir akşamüstü hissi... Her kademedeki yöneticilerinin eğitimine çok önem veren Almanlar, özellikle havanın bu denli karanlık olduğu dönemlerde grup koçluklarını sıcak ülkelerde yapmayı tercih ediyormuş. Yurtsever, Almanya’da birçok şirket yöneticisine iş alanında bireysel ve grup koçluğu (business-coaching) hizmeti veriyor.

Sadece erkekler girebiliyor
Almanya’nın karanlığından kaçıp, güneşli bir ortamda çalışabilmek için geçen sonbaharda bir grup Alman işadamını Yunanistan’da bulunan Athos Dağı’na götürmüş. Yunanistan’ın kuzey doğusunda bulunan Athos yarımadası ya da ‘Kutsal Athos Dağı’ 2 bin 500’e yakın Ortodoks papazın yaşadığı bir yarımada. Başka yaşayan yok... Bu yarımadaya gidebilmek için Schengen vizesi yetmiyor. Başka bir vizeye ihtiyaç var.
Bu Avrupa vatandaşları için de geçerli. Adaya kadınların ayak basması yasak. Efsaneye göre Meryem Ana Kıbrıs’a giderken Athos Yarımadası’na uğruyor ve burayı çok seviyor. Meryem Ana’nın adaya kattığı kutsallığı bozmamak adına kadınların adaya girmesi yasakmış.
Avrupa Birliği’nin bu yasağı kaldırabilmek için şimdiye kadar attığı bütün adımlar boşa çıkmış. Zaza Yurtsever’in işadamı grubunda hiç kadın olmadığından herhangi bir sorun yaşanmamış. Kendisine ait olan Dafni Limanı’nda Yunanistan’ın yanı sıra Bizans İmparatorluğu’nun da bayrağının sallandığı bu yarım adaya son yıllarda özellikle Yunanlar tarafından ilgi çok daha fazlaymış. Yaşanan ekonomik krizin yarattığı ruhsal tahribatın altından çıkabilmek için birçok Yunanlı, adada birkaç gün geçirebilmek için vize alıyormuş. Yoğun iş hayatı ve gündemin stresinden bunalan işadamlarımıza duyurulur!

Haberin Devamı

Kadınlara yasak adada işadamlarına ‘terapi’

Haberin Devamı

Lav için 3 milyon dolar harcadı
Sektörünüzde dünyanın en büyük 6. üreticisisiniz. Marka bilinirliğiniz yüzde 3!.. Sofra camı üreten Gürallar Artcraft’tan söz ediyorum.
Siz olsanız böyle bir durumda ne yapardınız? Gürallar Yönetim Kurulu Başkan Vekili Esin Güral en radikal kararı verdi.
Grubun 17 yıllık sofra camı markası Artcraft ismini değiştirdi. Sofralarda gördüğümüz cam ürünler artık ‘Lav’ markasıyla satılıyor.
Esin Güral ‘Böyle riskli bir kararı vermek zor olmadı mı?’ soruma, “17 yıldır sofra camı sektöründeyiz. Tüketici ziyaretleri yaptık. Evlere gittik, mutfaklara girdik. Hep bizim ürünlerimiz. Tüketiciye kullandığı bu ürünün markasını sorduğumuzda ise üzüldük. Çünkü yanıt ya ‘bilmiyorum’ oldu, ya da ‘sanırım ithal bir markaydı’ şeklinde. 17 yıllık geçmişi bir anda silmeye karar verdik! Tüketicinin karşısına yeni bir marka ile çıkma kararı aldık” diyor.
Lav markasının ortaya çıkış sürecinde yapılanlara gelince:
Yeni marka ve kimlik tasarımı için Amerikalı bir şirketle anlaşmışlar. Yeni konumlama için şu ana kadar yürütülen operasyon 3 milyon dolara mal olmuş. Amerikalı uzmanlar Gürallar Yönetim Kurulu’na 4 isim öneriyor. Toplantıda ‘Lav’ markası seçiliyor.
Esin Güral, “Lav hem üretim sürecimizi ve ürünü çok iyi anlatıyordu, hem de fonetik olarak iletişimi kolaylaştırıyordu. Tereddütsüz onu seçtik” diyor.