Dünyada 50 milyar dolara ulaşan sosyal etki fonları, Türkiye’deki şirketlere toplam 1 milyar dolar yatırıma hazır. Yalnız birkaç şartları var: Bu şirketler çevreyle dost olmalı, eşitsizlikle, yoksullukla savaşmalı, çalışanlarına güvenli iş ortamı yaratmalı ve de yatırımcısına para kazandırmalı
Birbiri ardına meydana gelen ölümlü iş kazaları, hızla kirlenen çevre, her geçen gün büyüyen gelir uçurumu, derinleşen sosyal eşitsizlikler... Sizce de sistem mavi ekran vermeye başlamadı mı! Ama merak etmeyin, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde tehlikenin boyutları henüz tam fark edilemese de dünyada paraya yön verenler harekete geçmiş durumda. Bir anlamda, “Başka bir kapitalizm mümkün!” diyorlar.
Bugünlerde dünya yeni bir yatırım trendini konuşuyor: Sosyal etki fonları... JP Morgan, Goldman Sachs, The Rockefeller Foundation, W.K Kelleogg Foundation başta olmak üzere büyük kurumlar bu fonlardan oluşturdu bünyesinde. Sosyal etki fonları (Impact Investment) nedir derseniz iş yaparken etrafına yarar sağlayan, mesela karbon salımını azaltan, kadın-erkek eşitliğine önem veren, yoksulluğu azaltan, çevreye saygılı şirketlere yatırım yapıyorlar. Dünyada şu anda bu çerçevede yatırım yapan 50 milyar dolar büyüklüğüne ulaşmış ve hızla büyüyen bir fon büyüklüğünden bahsediliyor. Bildiğim kadarıyla şu ana kadar Türkiye bu fonlardan nasibini alamadı...
Genç küresel lider
Yıllarca Citibank, JP Morgan gibi kurumların üst koridorlarında görev yapmış finansçı Cenk Aydın, bu fonları Türkiye’ye getirmeye çalışıyor. Kendisinin de ortakları arasında olduğu, 500 milyon dolar büyüklüğüne sahip GreenTERAWATSS fonu bu çerçevede Türkiye’ye yatırım yapmış bile.
“Uygun şirketler olması durumunda bu fonlardan Türkiye’ye 1 milyar dolarlık yatırım rahatlıkla gelebilir” diyor. Dünyanın ilerlemesine katkılarından dolayı Dünya Ekonomik Forumu tarafından genç küresel lider seçilen, çevreci yatırımlara fon bulan Cenk Aydın, Türkiye’de yatırım yapacağı, kriterlerine uygun yeni şirketler arıyor...
KAPİTALİZM BÖYLE DEVAM EDEMEZ
Fon sektöründe yeni bir akım olduğu anlaşılan sosyal etki fonlarının büyüklüğü ne kadar?
2008 krizi bankacılık ve finansal dünya için bir uyan alarmıydı. Dünyanın önde gelen düşünürleri kapitalizmin bu şekilde devam edemeyeceğini anladılar. Bu akımla eş zamanlı olarak sosyal etki fonları sisteme girmeye başladı. Dünyada bir milyar insan açlıktan ölürken bir milyar insan da çok yediği için ölüyor.
Dünyada çok para var. Ama paralar projeyi, projeler parayı bulamıyor. Hızla tehlike altında olan bir çevre var. Eriyen Kuzey Küre, hızla artan çöp depoları, çevre kirliliği... Kapitalizmi bu haliyle uygulamaya devam edersek, torunlarımıza bırakabileceğimiz bir dünya kalmayacak. Dünyaya yetecek güneş, rüzgar, su, çöp enerjisi varken hala yerin dibinden petrol söken bir sistem var.
Oysa yatırım yaparken doğayı da koruyabilirsiniz. Süreç yavaş ilerliyor tabii ki ama yavaş yavaş aptal para döneminden akıllı para dönemine geçiliyor. Üzerinde yaşadığımız dünya elden gidiyor çünkü. Uzun vadede kimse kazanmayacak. Doğayı yok etme pahasına yapılan yatırımlar sürdürülemez. Sorunuza gelince bu fonların büyüklüğü şu anda 50 milyar dolar civarında. 10 yılda, 500 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşması bekleniyor.
Fonların yatırım kriterleri ne?
Normal getiri mantığı bu fonlarda da var. Farklı olarak kârın nerelerden, ne pahasına geldiğine bakıyorlar. Çevreyi kirleten şirketlere yatırım yapmıyorlar mesela. Yatırımın kadın erkek eşitliğine katkı yapması, fakirliğe karşı savaşıyor olması, karbon ayak izini azaltıyor olması önemseniyor. ‘Yatırım yaptığımız şirketler karbon emisyonunun yüzde 90 oranında düşürecek, yüzde 33 oranında gelir getirecek’ diyoruz mesela... Bu bir örnek, bu çerçevede, bana yüzde 33 gelir sağlayacak her şirkete yatırım yapmıyorum, karbon emisyonunu düşürürken yüzde 33 de gelir sağlayacak şirketlerle ilgileniyorum. Her sosyal etki fonunun kendine göre bir misyonu vardır. Mesela bizim kurduğumuz GreenTERAWATTS fonu, çevre ve iklim değişimi, hava kirliliğine karşı savaşan şirketlere yapan bir fon. Çevreci teknolojilere ve şirketlere yatırım yapıyor.
Yeni teknolojili trübünler, elektrikli araçlar ve yüksek teknolojili pil konuları ile ilgileniyoruz. Hollanda’da mesela, dünyaya yakılarak ya da yakılmadan atılan çevreyi kirleten düşük derecedeki metan gazlarını toplayıp elektrik üretiyoruz.
Maden ocaklarındaki metan gazı kullanılabilir, rafineriler de havaya alev fışkırtmak zorunda değil. Bir rafinerinin bacasından, 200 megavat elektrik üretilebilir durumdayız. Fonumuz bunun için her türlü teknoloji, patent çözümlerine sahip. Nasıl işliyor bu teknoloji derseniz?
Maden şirketinden alınan gaz özel borularla bizim sistemimize geliyor ve elektriğe dönüşüyor. Normalde rafinerilerde, petrol arama sahalarında havaya yakılarak salınan tehlikeli gazlardan elektrik üretiyoruz. Üstelik karbondioksit ve değer tehlikeli gazları da tehlikesiz hale getirerek. Rafineriler, madenler, çöp depolama merkezleri tıbbi atık merkezleri hepsi bizimle çalışabilir.
Kızının bir sözüyle bavulunu topladı
Neden Türkiye’ye döndünüz?
Kariyerime Citigroup Wall Street’te başladım. Citigroup enerji grubunda üst düzey yöneticilik yaptım. Ardından, Bank of America Avrupa, Orta Doğu ve Africa COO’luğunu yürüttüm. Sonrasında JP Morgan Londra merkezinde Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Kıtaları Kurumsal Şirketler Segment yöneticisi olarak çalıştım. Finans, ekonomi, enerji, liderlik, küresel strateji geliştirme ve uygulama, bankacılık konularında çalıştım. Ayrıldığım eşim ve 4 yaşındaki kızım Lara Türkiye’de yaşıyor. Lara bir gün telefonda ‘baba artık gel’ dedi. Bavulumu toplayıp döndüm. Yine finans işi yapıyorum ama artık daha bütünsel bakıyorum... 11 Eylül’ü yaşadım. Londra’da yaşarken 7 Temmuz’u gördüm. 2008 krizinde bankacılık sektöründe Bank Of America’nın tepesindeki üç isimden biriydim. Kapitalizmin yenilenmesi ve restore edilmesi için uluslararası platformlarda çok çaba sarfettim.
Sanırım bu çabalarım nedeniyle 2010’da Genç Küresel Lider seçildim. Kapitalizm artık daha akıllı olmak zorunda. Halkı ve refahı, insan sağlığını düşünmeyen kısa dönemci bankacılık devam edemez. Bu uzun dönemde kapitalizm içinde daha karlı bir yaklaşım.
Köpekbalığını ancak yunus öldürebilir!
İş yapma felsefenizi kısaca nasıl özetlersiniz
Sosyal etki yaratan şirketlere özellikle KOBİ’lere yatırım yapıyorum. Zeki çözümler üreten KOBİ’LERİ yunuslara benzetiyorum. 200 bin çalışanı olan bir şirkete, 10 bin kişi daha alamazsınız. Ancak bir KOBİ’yi çok hızlı büyütebilirsiniz. Bilir misiniz ki, o naif yunuslar bir köpekbalığını öldürebilen tek hayvandır. Tehlikeyi sezdikleri anda yandan yaklaşırlar. Dünyada, yunus ekonomisi modelinin öncülüğünü yapıyorum.
Hedefte KOBİ’ler var
Daha çok hangi sektörlere yatırım yapıyor bu fonlar?
Tarım, temiz enerji, eko turizm, çevre, mikro finans, enerji verimliliği, varlık birikimi, tarım, su, enerji, finansal hizmetler, eğitim, sağlık konularına yatırım yapıyorlar daha çok. Dünyada büyük şirketler çok hantallaştılar ve büyüme hızları oldukça yavaşladı. Ekonomileri yükseltebilecek güç KOBİ’ler artık.
Şu ana kadar nerelere yatırım yaptınız?
Türkiye’ye yeni geldim. GreenTERAWATTS şu ana kadar enerji yatırımları yaptı. Öte yandan, ParaBilir.com, The BridgeCareers.com platformuna yatırım yaptık. Parabilir.com sitesi insanların finansal farkındalığını artırıyor, üyelerine finansal çözümler sunuyor.
Tıbbi atık konusunda bir şirketi satın almak üzereyiz. Hollanda’da yaşlılara erişim sağlayan practicecomfort adında bir şirketimiz var. Gelecek nesil pil teknolojileri ile ilgili olarak ABD’de bir ortaklık yapmak üzereyiz. Finansal okur-yazarlık, kariyer konularına da odaklandık.
Şimdi türbin teknolojilerini getiriyoruz. Elektrik mobilite, elektrik depolama ve insansız araçlar 21. yüzyılın önemli temaları olacak.
Türkiye’de bu kriterlere uyacak şirket bulmak kolay mı?
Değil... Türkiye’de KOBİ’lerde saydamlığın artması gerekiyor. Ar-Ge teşvik edilmeli. Şirketlerin yaptıkları aktivitelerde sosyal etki yaratmaları gerekiyor.
MADENLERDEKİ METAN GAZINDAN ELEKTRİK ÜRETİLEBİLİR
GreenTeraWatts ne kadarlık fon?
500 milyon dolarlık. Sadece Türkiye’de değil tüm dünyada yayılmak istiyoruz. Dünyada bir süredir metan gazından elektrik üreten şirketler revaçta. Bunlar metan gazını alıyor ve elektrik üretiyor. Bu teknolojinin patenti bizde. İsteyenler bunu maden ocağına alıp kullanabilir. İsteyen ocaklardan da gazı biz alıp üretebiliriz. Dünyada sadece rafinerilerden havaya fışkırtılan alev ve çıkan gazı kullanıp elektrik üretirseniz, ABD’nin bir yıllık faz ihtiyacını her yıl rahatlıkla karşılayabiliyorsunuz. Biz özellikle düşük orandaki metan gazından dünya için 1.8 teravat elektrik üretebileceğimizi düşünüyoruz. Dünyanın 7 teravat’a ihtiyacı olduğunu düşünürsek bu teknolojinin önemi dahi iyi anlaşılıyor.
Örneğin masraf oluyor diye Soma’daki madenden çıkan gazı doğru düzgün ventile etmiyorlar. Oysa o gazdan elektrik üretilebiliyor. Şu anda dünya rafinerilerindeki gaz, doğal gazla karıştırılıp yakılıyor, ancak bizim teknolojimiz her bir rafinerinin 200 megavat elektrik üretmesini sağlarken, karbon emisyonunu sıfıra kadar yaklaştırabiliyor.
Ayrıca düşük metan yüzünden artık elektrik üretmeyen organize çöp depolarının hayatını 15 yıl daha uzatıp çevreyi kirletmelerini önlüyoruz. Petrol arama sırasında veya madenlerde ortaya çıkan zararlı gazları madenler için elektrik üretimine çevirip para kazanmalarını sağlarken insan hayatını riske sokmasını önlüyoruz.