Fakir Peruluların kinoası bugünlerde zenginlerin sofralarının baş tacı. Pirincin veya bulgurun adının geçtiği her yerde kullanılan kinoa, İstanbul restoranlarında en çok salata içinde servis ediliyor. Protein yerine geçiyor ve kalorisi bulgurdan daha düşük.
Tarihin en eski medeniyetlerinden biri olan İnkaların 7 bin yıl önce keşfedip kullandığı bitki tohumu kinoa, salatalardan çorbalara, ekmekten kurabiyeye pek çok yemek çeşidinde kullanılabiliyor. Türkiye’ye Bora Tarım getiriyor ve Dimyat Gold markasıyla tüketiciye sunuyor. Beyaz, kırmızı ve siyah renkleri var. Geçen gün Boğaz’daki bir ev davetinde sofrada kinoadan yapılmış ekmeği de görünce yok artık dedim...
Peru’da fakir halkın yiyeceği olarak bilinen kinoa 4 bin metrede yetişiyor. Başka da bir şey yetişmediği için Perulular bunu yiyor.
Süperfood trendi
Ancak ne olduysa oldu kinao bir anda trend oldu. Spor yapan kesim tarafından spor esnasında kaybettikleri enerji ve hatta kasların yenilenmesi için gerekli protein, demir çinko, kalsiyum takviyesi sebebiyle tercih ediliyor. Diyet yapanlar düşük kalorisinden dolayı tüketiyor.
Vegan, vegeteryanlar aminoasit zinciri etle aynı olduğu için istiyor. Gıdadaki trendleri takip edenler popüler olduğu için yiyiyor. Gıdanın da trendi olur mu demeyin. Hem de nasıl oluyor!
Geçen hafta New York’ta düzenlenen 'Fancy Food' fuarından henüz dönen Bora Gıda'nın Yönetim Kurulu Başkanı gıda tedarikçisi Zeki Denizci anlatıyor: “Amerika’da bir süperfood akımı başlamış durumda. Bunlar glutensiz ürünler. Bu ürünlerin başında tahılların anası diye adlandırılan kinoa geliyor. Salatada, tatlıda kullanıyorlar. Pilav yapıyorlar. Biz de geçen gün kısır yaptık... Kinoa, gluten içermemesi, protein zengini bir ürün olması nedeniyle undan makarnaya, cipsten flekse, sabah kahvaltısından akşam yemeğine, ana yemekten takviye beslenmeye her yerde ve her öğünde kullanılıyor. Chia gibi gıdalarla karıştırıp barlar da yapıyorlar. Sabahları müsli yerine bunları yemeye başladılar. Granül kuru yemiş, kuru meyve ile karışık rost edilmiş chia kinoa karışımı sütle karıştırılarak sabah kahvaltısı ya da ara öğünlerde takviye besin olarak kullanıyor. Düzenli spor yapan gençler, spordan sonraki bir saat içinde karbonhidrat, protein tüketmeli. Kinoadan yapılmış enerji barları ile bunu sağlamak mümkün.”
Perulu aşçılar anlattı
Chia nedir diyeceksiniz? O da bir tohum, tıpkı kinoa gibi… Amerikalılar bunu çeşitli şekillerde kullanıyor. Keten tohumunda olduğu gibi direkt ve çiğden yemeklere katılabiliyor.
Suda biraz eritip içenler var... Yemeklere, tatlılara, meyve sularına katan var. Amaranth ve gojiberry de süperfood grubunda kabul ediliyor. Chia omega 3, amaranth ise kalsiyum zengini. Kinoaya dönersem, bariz bir tadının olmaması sebebiyle neye katarsanız onun tadını alıyor.
Portakal suyuna kattığınızda portakalın, kısıra kattığınızda içindeki malzemelerin tadını alıyor. Brownide kullandığınızda mesela kakaonun tadını alıyor bu kez. Kinoa, chia, amaranth, wild rice gibi ürünleri Türkiye’ye getiren Zeki Denizci gelen talep üzerine geçenlerde, bu gıdaların çeşitli yemeklerde nasıl kullanılacağını anlatmak üzere Perulu aşçıları Türkiye’ye davet etmiş.
“İnkaların Altın Taneleriyle Altın Yemekler” etkinliğinde Perulu aşçılar, kendine özgü besin değerleriyle ünlenen kinoanın yemekleri nasıl daha sağlıklı hale getirdiğini ve Türk yemeklerine nasıl entegre edileceğini anlatmışlar. Yemek sektörünün profesyonelleri ve lezzet takipçileriyle sırlarını paylaşmışlar...
500 gramı 26 lira
Kinoa hızla yaygınlaşıyor. Ancak gördüğüm kadarıyla belli bir gelir düzeyinin üstündekiler alabiliyor. 500 gramı 26 lira çünkü. Neden mi bu kadar pahalı? Çünkü lüks gıda kabul ediliyor. Ve yüzde 130 gümrük vergisi alınıyor...