Geçen hafta Floransa’da Avrupa’nın en büyük ayak fetişistinin izini sürdüm! Kim mi? Salvatore Ferragamo... Dünyanın gelmiş geçmiş en güzel kadınlarına el yapımı ayakkabılar üretmiş... Marilyn Monroe, Greta Garbo, Audrey Hepburn, Sophia Loren gibi efsanevi yıldızların önünde diz çökerek ayakkabılarını denetmiş.
Efsanevi yıldızların ahşaptan yapılmış ayak kalıplarını da bir güzel arşivlemiş. Porta Al Prato bölgesindeki Salvatore Ferragamo Müzesi’nden içeri adım attığınızda, duvarda ahşaptan yapılmış yüzlerce ayakkabı kalıbı sizi karşılıyor. Yaklaşınca... Aman Allahım... Karşınızdakilerin yıldızların ahşap ayak kalıpları olduğunu anlıyorsunuz. Salvatore Ferragamo’nun da tarihteki en büyük ayak fetişisti olduğunu...
Lüks ikonu...
Bütün ünlülerin kalıplarını biriktirmiş fabrikasının duvarına asmış, sonrasında bunlar müzeye taşınmış. Kalıp demek hafif kalıyor, ayak heykelleri karşınızdakiler adeta. Dönemin yıldızlarına tasarlanan ayakkabıların kalıplarına bakarken, insan tuhaf hissediyor. Ferragamo, “Lüks tarihe kalıbını basmış adeta” diyor. Sanatçıların ayaklarını da sonsuzlaştırmış böylece. Bu sanatçılar varoluşları, fiziksel vücutları ile kendileri adeta bir sanat eseri. Bir Marilyn Monroe, Greta Garbo fotoğrafına saatlerce bakabilirsiniz. Ayakları karşınıza çıkınca bir anda yalpalıyorsunuz tabii.
Hayranlık...
Müzede Madonna, Angelina Jolie gibi günümüz starlarının kalıpları da asılı. Nitekim, Monroe’nun kalıbının hemen yanına Madonna’nın kalıbını asmışlar. Daha bakar bakmaz Madonna’nın ayağının Monroe’den büyük olduğu dikkat çekiyor. Nitekim müze yetkililerinden aldığım bilgiye göre Monroe 37.5 giyiyormuş. Atletik Madonna ise 38.5. Greta Garbo şöhretinden beklenmeyecek küçük ayaklara sahip imiş, 37.5!
Sophia Loren de öyle. Katharine Hepburn 39, Audrey Hepburn ise 38.5 giyiyormuş. En büyük ayak kimde derseniz? Buyurun, 40 numara ile Angelina Jolie’nin ayak kalıbı karşınızda. Salvatore Ferragamo, her dünyalı gibi Marilyn Monroe hayranı imiş. Müzeyi gezerken öğrendim; bugün kadınların ‘üzerinde dururken dünyayı yeniden yarattıkları’ stiletto modeli ilk Monroe için tasarlanmış. 1898’de, Napoli’de doğuyor. 15 çocuklu kalabalık bir aileden geliyor. Küçük yaşlarda ayakkabı tamirine başlıyor. Amerika’ya göçün yaşandığı yıllar, ergenlik yaşlarında Amerika’ya gidiyor. Tesadüf eseri gelişen ilişkilerle Holywood yönetmenlerine ayakkabı üretiyor.
Kadınlar yönetiyor
Holywood turu Ferragamo’yu dönemin starlarına götürüyor. Arkadaşlıklar geliştiriyor. 1. Dünya Savaşı sonrası yaşanan büyük krizde, İtalya’ya geri dönüyor. 1938 yılında, 1280’lerde yapılmış, esas adı Palazzo Spini Feroni olan binayı satın alıyor. Üretimi bu binaya taşıyor. Yanındaki işçilerin el becerilerini de kullanarak seri üretime geçiyor. 1960 yılında ölüyor. Ömrü boyunca Hollywoodun büyük isimlerine bizzat hizmet veriyor. Ölümünün ardından ailenin en büyük kızı eğitimini yarıda kesiyor ve babasının kaldığı yerden işleri devam ettiriyor. Salvatore Ferragamo şirketi bugün ailenin kadınların yönettiği 100 yıllık bir marka. Klasik ayakkabıları, çantaları ile İtalya’nın en popüler markalarından. Her varlıklı Avrupalı kadının gardırobunda bir Ferragamo var mutlaka.
Ferragamo ailesi moda dünyasında sadece koleksiyonlarıyla değil sanata olan bağlılığıyla bilinen bir aile. Müzede her yıl bir sanatçıya ithafen sergiler yapıyorlar. 2012-2013 tarihini popüler kültür ikonu Marilyn Monroe’ya adamışlardı. Kolay marka olunmuyor! Kadının ayakkabı fetişi masallarda başlar. Külkedisi’nin cam ayakkabısı işte... O ayakkabı dünyada bir tek Külkedisi’ne olur. Ona özeldir, hayatını değiştirir. Salvatore Ferragamo Müzesi’ni gezerken kadın ve ayakkabı ilişkisinin boyutlarını daha iyi anlıyorsunuz. Bu ilişki üzerine koca bir imparatorluk kurmuş Salvatore Ferragamo’yu da.