Başkent restoranları kozmik oda kaynıyor!

İptal edilen 29 Ekim resepsiyonu için gittiğim Ankara’da günüm boşa çıktı. Dönmek yerine gri Ankara’nın pembe yönlerini keşfetmeye çalıştım. O gün kentin kadınları arasında dolaşan ana espri, ‘İptale en çok Mahsuse üzülmüştür’ şeklindeydi. İsim Mahsuse olunca merak etmemek mümkün mü?
Mahsuse Duru, lüks güzellik hizmeti veren girişimci bir iş kadını. Kentin kalburüstü kesimi makyajını ona yaptırıyor. Fiyatları, Boğaz hattındaki kuaförleri aratmıyor, kaşı 40 TL’ye alıyor, makyajı 300 TL’ye yapıyor. Ankara’nın sosyal yaşamı, özel etkinlikler birebir işlerine yansıyor. Nükhet Duru’nun kuzeniymiş. Müşterileri arasında sosyete de var, muhafazakâr kesim de...
Özel günlerde mutlaka kapısı çalınıyor. 29 Ekim resepsiyonuna katılacakların önemli bir bölümü de (tabii varlıklı olanlar) güzellik randevularını almışlardı. Mahsuse Hanım o gün full çekecekti. Ancak resepsiyon iptal olunca, kendisinin randevuları da iptal oldu. Hatırlayacaksınız Nükhet Duru da bir ara bu işlere girmiş, estetiğe merak sarmıştı.

Orta kesim Fevzi Hoca’da
Güzellik sırlarından sonra muhafazakârların Papermoon’u olarak nam salmış, Çukurambar’daki Pelit’e gittim. Papermoon nasıl İstanbul’un şehir kulübü ise Pelit Cafe Restoran da Ankara için öyle. Bir işiniz, sorununuz varsa bir masada pusuya yatıp yeterince beklerseniz, sorununuzu aktarabileceğiniz önemli bir ismin kapıda belireceği garanti.
Oturdum, geleni gideni izledim. Siyaset, iş, bürokrasi dünyasından isimler gelip gitti... Bu arada Ankara’da balıkçılar çok revaçta. Trilye özellikle. Siyasetçi de gidiyor, Ankara sosyetesi de, bürokratlar da. Daha orta kademe siyasi ve bürokratlar ise hemen Beştepe Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın karşısına düşen ve tam Karadeniz mutfağı sunan Fevzi Hoca’ya gidiyor. Çukurambar’daki duyumlarım sarayın içine yiyecek içecek alanları yapılacaksa Fevzi Hoca’nın da bir şekilde buraya gireceği şeklindeydi.
Tabii bir de kebapçılar var. Günaydın ve Kolcuoğlu çok gözde... Ankara’da kafe olarak Cafemiz, The House Cafe en çok tercih edilen mekânlardan.
Bu kadar detaya girmişken parkları da yazayım! Ankara’da solcular Kuğulu Park’a gidiyor. Eylemler burada başlıyor. Muhafazakâr kesim ise havaalanı yolu üzerindeki içinde göletin de olduğu Altınpark’ı ve İstanbul yolu üzerinde içinde yine bir göletin olduğu Gölbaşı’ndaki mesire yerini tercih ediyor.

İşin sırrı locada
Gördüğüm kadarıyla Ankara restoranlarında loca sistemi modası var... Siyaset ve iş kesiminin uğradığı birçok restoranda özel odalar yapılmış. Bakanlar, milletvekilleri, önemli iş görüşmelerini ortada yapmak istemeyen işadamları daha çok bu özel VIP yemek odalarını kullanıyor.
Pelit Cafe Restoran’da şifreyle girdiğiniz bu odalarda size özel masa değil, odanız oluyor. Bu odalarda öyle ortam dinlemesi falan da yapılamıyor. Odaların tavan aralarında ortam dinlemesini engelleyen özel düzenekler var. Geçen yıl Ankara şubesini açan Nusr-Et de loca sistemine geçmiş. Üst katında özel odalar açmış.

Kriz merkezimiz oldu
Ankara’ya gitme sebebim olan 29 Ekim resepsiyonuna gelince. Aldığım ilk kulis Ak Partililerin Beştepe’deki kampüse ‘Ak Saray’ denmesinden kesinlikle hoşlanmadığı. Cumhurbaşkanlığı Sarayı denmesini istiyorlar. En önemli kulis ise artık bizim de bir kriz merkezimiz olduğu.
Cumhurbaşkanlığı köşkü içinde herhangi bir kriz anında en son teknolojiyle donatılmış, içinde dev ekranların olduğu, her türlü bilginin aktığı bir kriz merkezi oluşturulmuş.
Cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar, kuvvet komutanları kriz anında bu merkezde bir araya gelip krizi yönetecekler. Yine duyumlarıma göre bu kriz merkezi, Beyaz Saray’daki kriz merkezinden daha büyük. Bu arada sarayın bulunduğu, Ak Parti Genel Merkez binasına da yakın olan Çukurambar’da, küçük kafelerin sayısının arttığı dikkatimi çekti.

Köşk, fiyatları katladı
Çukurambar’ın son yıllarda milletvekillerinin de oturmak için tercih ettiği bir bölge haline gelmesinin de etkisiyle son üç yılda emlak fiyatları beşe katlamış. Kiralar zaten uçuyor. 2+1 daireler 2 bin TL’den başlıyor.
Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın bu bölgede yapılmasıyla semtte bir anda değişen dengeler yeme içme sektörüne de umut olmuş.
Belli ki, tam 1000 odanın bulunacağı Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda çalışacak görevlilerinin yaratacağı yeme içme ekonomisinden faydalanmak isteyen işadamları daha çok restoran açacak. İstanbul merkezli Pelit Pastanesi ilklerden. Arkasından Sütiş gelmiş, Namlı ise bölgede yer bakıyor.