Yıllardır varlıklı turistlerin tercih ettiği bir ülke olmayı hayal eder dururuz. Son dönemde özellikle Bodrum, bu hayalin gerçeğe dönüşmeye başladığı bir belde olarak dikkat çekmeye başladı. Ancak dikkatli olunmaz da hatalar yapılırsa hayalimiz Bodrum sahillerinden suya düşüp Ege’nin maviliklerine karışabilir! 13.5 milyar dolarlık servetiyle dünyanın en zengin 50 kişisi arasında yer alan, İngiliz futbol kulübü Chealse’nin sahibi Rus işadamı Roman Abramoviç, Bodrum’u mesken tuttu.
İşadamının yatı Ecplipse, ağustos ayında Cennet Koyu’nda sık sık görüldü. Abramoviç geçen hafta Mandarin Orientel Hotel’in içindeki Uzakdoğu restoranı Kurochan’da İngiliz ve Rus işadamı dostlarını ağırladı, birlikte Spa keyfi yaptılar.
Dolar milyarderi işadamı meğer en az keyif ve lüks kadar sağlığına da düşkünmüş! Abramoviç tatile gittiği yerlerde dostlarıyla birlikte bisiklet turu yapıyor. En az 40 - 50 kilometre bisiklet kullanıyor. Yaz tatilinde geldiği Bodrum’da da bisiklet kullanmak istiyor. Adamları helikopterle bölgeyi tarıyorlar.
Ya Kos’a kaçarsa!
Bodrum’da doğanın içinde, uzun saatler boyunca bisiklet kullanılacakları yer bulunamıyor. Bunun üzerine Marmaris’e bakılıyor.
Bozburun - Foça arasında müsait yol bulunuyor. İşadamı en az kendisi kadar varlıklı dostlarını alıp bir hafta boyunca doğal güzellikler içindeki bu yolda bisiklet turu yapıyor. Yıllar önce yat fuarı için gittiğim Monako’da kendisiyle kısa bir sohbet imkânı yakalamıştım. Ayaküstü sohbetimizde yaz tatillerinde burnumuzun dibindeki Yunan adaları özellikle Kos’u tercih ettiği dikkatimi çekmişti...
Görünen o ki milyar dolarlık işadamı son yıllarda tatilleri için artık Bodrum’u tercih ediyor. Bu çapta insanların beklentilerini iyi takip etmemiz lazım. Görünen o ki deniz, kum, güneş yetmiyor. Tematik turizmi geliştirmeliyiz. Alın işte, bisiklet turizmi diye bir şey var. Hadi büyük şehirlerde tren kaçtı... Hiç olmazsa henüz bozulmamış şehirlerimizde, ilçelerimizde yol kenarlarında bisiklet yolları açılabilir. Bu yapılabilirse belli ki deniz turizminin yanına bir şey koymuş olacağız. Biz ne yapıyoruz? Abramoviç’in bisiklet kullandığı yeri öğrenmek için birkaç telefon görüşmesi yapınca işadamının kullandığı yola mıcır döküldüğünü öğrendim!...
Abramoviç bu ay Türkiye’ye gelip yine bu parkuru kullanacaktı... O parkur artık yok! Gerçek bir turizm ülkesi olmak istiyorsak hem Abramoviç’in hem de diğer tüm turistlerin yollarına mıcır değil gül dökmeliyiz!
Temiz deniz için 20 yıl su gibi geçti
Bugüne kadar ülkemizin deniz, kıyı ve su varlıklarının korunması için hayati adımlarının atılmasını sağlayan TURMEPA, yirminci yılında deniz ve su varlıkları konusunda referans alınan lider bir sivil kuruluş haline geldi.
TURMEPA, önceki gün kuruluşunun yirminci yılında, denize gönül veren kişi ve kurumlara teşekkür etmek amacıyla, “20. Yılda Yaza Veda, Denize Vefa” kokteyli düzenledi. Derneğin Kurucu ve Onursal Başkanı Rahmi Koç’un ve Yönetim Kurulu Başkanı Tezcan Yaramancı’nın ev sahipliğindeki geceye katılım büyüktü.
16 milyon öğrenciye eğitim
Gecede Rahmi Koç ile yaptığımız sohbette, 20 yılda TURMEPA eğitimlerinin 16 milyon öğrenciye sunulduğunu öğrendim. Rahmi Bey’i dinlerken aklıma yaz boyunca nehirlerde, denizlerde serinlemek için suya giren ve maalesef boğulan gencecik onlarca insan geldi... Suyla ilişkimiz, sadece onu temiz tutamazken değil en başından, çekirdekten sorunlu!
Avrupa’da yüzme, beden eğitimi dersinin bir konusuyken biz aynı derste uygun adım yürümeyi öğreniyoruz, belki de ondan! Rahmi Bey’e bu konuyu açıyorum. Konuşmasına, “Çok üzülüyorum bu yaz çok olay oldu. Sadece denizde değil, karada da çok insanımız öldü” diye başlayan Koç sözlerini şöyle tamamlıyor: “Çok insan öldü, çok üzücü. Cehalet mi desem, beceriksizlik mi desem... Ne desem bilmiyorum sonuçta insanlar ölüyor. İnsanımızı eğitmeli, tabelalar koymalı, kuralları belirlemeli ve buna da riayet etmeliyiz.” Doğru söze ne denir!