“Belki dijital platforma bir dizi yaparım” diyerek internete göz kırpan Gupse Özay, TV’nin stres topu haline geldiğini söyledi. Özay, “İnternet eğer sansür yemezse, harika bir özgür platform. Dijital platformlar artsın. İçerikler artsın. Ve ne olur RTÜK oraya el atmasın” dedi
Ünlü oyuncu Gupse Özay'la dünyanın bir ucunda Phuket'te buluştuk. Ünlülerin detoks merkezi The LifeCo Phuket'te, Deliha'dan ayrılmaya çalışıyordu! Sanat uğruna aldığı 23 kilodan kurtulmaya ve kafayı boşatmaya... Kısa bir sürede 8 kilo vermişti buluştuğumuzda. Ancak 1.5 ay içinde kutu kutu yediği çikolatalardan aldığı kilolar, hormonlardan, zihne kadar her şeyi etkiliyor. Nitekim sağlık merkezinde hipotroidi teşhisi konduğunda panik atak geçiriyordu. O yüzden, “Hızla vermem gerek" diyordu. Eh malum yaz da yaklaşıyor...
Özgüvenli ve rahat
Sanat aşkına kilo alıyor ama sağlığına çok düşkün aslında. 6 ayda bir check-up'ını yaptırıyor, mamografisini de çektirmeye başlamış. Gupse Özay'la LifeCo Phuket'te sohbet ettik. Aslında kumsallarda özel kıyafetlerle çekim yaparız diye planlamıştım. Ancak Gupse'de öyle bir özgüven var ki spa kıyafetleriyle çıkıverdi karşıma.
Röportaj boyunca özgüvenden bahsedip, sıra fotoğraf
BM Uluslararası Hukuk Komisyonu'ndaki tek Türk ve 7 kadın üyeden biri olan Dr. Nilüfer Oral, kadınların dünya genelinde zor koşullarda bulunduğunu söylüyor. BM'nin bu zorlukları aşmak için irade ortaya koyduğunu anlatan Oral, bunun kadar daha önemli bir noktanın da 'temeli korumak' olduğunu vurguluyor. Oral,"Hakları zorlukla kazandık.Gençler unutuyor. O zaman hakları kaybetmek kolay hale geliyor" diyor.
BM Uluslararası Hukuk Komisyonu'ndaki tek Türk ve 7 kadın üyeden biri olan Dr. Nilüfer Oral, kadınların dünya genelinde zor koşullarda bulunduğunu söylüyor. BM'nin bu zorlukları aşmak için irade ortaya koyduğunu anlatan Oral, bunun kadar daha önemli bir noktanın da 'temeli korumak' olduğunu vurguluyor. Oral,"Hakları zorlukla kazandık.Gençler unutuyor. O zaman hakları kaybetmek kolay hale geliyor" diyor.
Her 8 Mart Dünya Kadınlar Günü yaklaştığında, içime hem güzel bir heyecan hem de bir karamsarlık doğuyor. Karamsar hissediyorum çünkü Kadınlar Günü’ne özel bir yazı hazırlamayı planlarken ister istemez, cinayete kurban giden, cinsel saldırı kurbanı olan kadın ve kız çocuklarının sayılarını görüyor hiç hatırlamak istemediğim bir ülke gerçeği ile yüzleşiyorum. Ancak bir yandan
Her şey dilde başlıyor. Dil dönüyor, davranışı etkiliyor. Eskiler “İki düşün, bir söyle” demiş. Ama günlük hayatta, düşünmeden demeyeyim ama yerleşik kalıplarla iletişimimizi sürdürüyoruz. Neredeyse sözlü iletişim kadar yaygın hale gelen mesajlaşma ve şirket yazışmalarında da bu böyle... Belki bu sırada biri bizi, “Böyle de söyleyebilirsin” diye uyarsa cinsiyetçi bir kalıp kullandığımızı fark edeceğiz. Arçelik toplumun bu ihtiyacını görmüş ve buna bir çözüm üretmiş. Şirket, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik çalışmaları kapsamında “Eşit Sözlük ile Eşitle” projesini hayata geçiriyor. “Eşit Sözlük” uygulamasıyla günlük konuşma ve yazışmalarımızda, farkında olmadan kullandığımız ayrımcı ve cinsiyetçi sözcük ve söylemlere dikkat çekerek farkındalık yaratmayı hedefliyorlar. Sözlük, cinsiyetçi ve ayrımcılık yaratan sözcük ve söylemlere eşitlikçi öneriler sunarak dili eşitliyor.
Hem cepte hem bilgisayarda
Mobil cihazlar ve bilgisayarlarda kullanılabilecek “Eşit Sözlük” uygulaması, cinsiyetçi sözcük ve ifadelerle ilgili uyarı yaparak yerine kullanılabilecek sözcükleri öneriyor. Uygulamadaki klavye; cinsiyetçi, kadını veya erkeği küçümseyen, dilde ayrımcılık yaratan ifadelere
Halen sektöründeki tek kadın genel müdür olan Pınar Abay, ING Bank Türkiye’de kadınlara pozitif ayrımcılık politikası yürütüyor. Abay’ın uygulamaları, kuruma finansal yük getirmediği gibi verimliliği artırdı ve banka yüzde 25 büyüdü.
ING Bank Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Pınar Abay biri 8, diğeri 12 yaşında iki çocuk sahibi. Kayserili bir ailenin çocuğu. Bütün okulları derece ile bitirmiş. Bilkent Üniversitesi, ardından Harvard’da burslu okuyarak eğitimiyle bulunduğu pozisyona gelenlerden. Kariyerine McKinsey&Company’de başlıyor. 2011 yılında, yani 34 yaşındayken ING Bank Genel Müdürü oluyor. Bugün, bankacılık sektöründeki tek kadın genel müdür. Her başarılı kadın gibi onun da arkasında anne desteği var. Ders çalışması için gereken her türlü konforu sağlayıp, hedefe odaklanmasını sağlayan bir anne.
Sayıların arkasındaki hikayeler
Pınar Abay farklı bir finansçı portresi çiziyor. Sayıların arkasındaki hikayelerle de ilgileniyor. Bankada çalışan herkesi dinliyor, anlamaya çalışıyor. Sorunlara kendi hayatıyla özdeşlik kurduğu için olsa gerek hemen çözüm önerileri geliştiriyor. ING Global de kendisine, ‘Ne yapıyorsunuz’ demiyor, aksine destekliyor. Global destek de gelince Abay
Hüsamettin Koçan tarafından Bayburt’ta kurulmasının hemen ardından Avrupa Konseyi’nin yılın müzesi seçtiği ve Avrupalı turistlerin rotasına giren Baksı Müzesi, Cumhurbaşkanı’nın elinden de Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Kurum Ödülü’nü aldı. Erdoğan, bu yaz müzeyi ziyaret edeceğini söyledi
Sen git, bir dağın tepesine, ‘Ben buraya bir müze kuracağım’ de. 2000’li yılların başında kazma kürek işe giriş. Sonra adım adım ilaveler yap. Yapmak istediklerini toplumla paylaş. Sanatçılar, sanatseverler bu paylaşımdan etkilensinler. Ve herkes elinden geldiğince bu proje için çaba göstersin. Bugün Baksı Müzesi’nin, 60 dönüm arazi üstündeki, görkemli ve hayalleri zorlayan, etkileyici yapısı ortaya çıksın. Aslında Bayburt’un Bayraktar Köyü’ndeki bu tepe müze kurucusunun pek yabancısı olmadığı bir yer. Çünkü Prof. Dr. Hüsamettin Koçan küçük bir çocukken, gurbetçi babasını bu tepede beklermiş. Bu tepe artık babayı bekleyenlerin buluşma noktasından çıkıp, kültürleri buluşturan uluslararası bir müzeye ev sahipliği yapıyor.
Yolun bitiminde başlayan hayal
Baksı Müzesi kuş uçmaz, kervan geçmez ve yolların bittiği bir noktada, hayallerin sınır tanımaz olduğunu gösteren bir örnek olmanın ötesinde. İşin
BJK’nın ana sponsoru Vodafone’un takımın altyapısına genç yetenekleri bulmak için başlattığı Geleceğin Karakartalı projesi yoğun ilgi görüyor. Ebeveynlerin çocuklarının futbol oynarken çektikleri videolarını yükledikleri projede video sayısı 10 günde 1000’i aştı, izlenme ise yarım milyona yaklaştı.
Almanya’da Bayern Münih-Beşiktaş maçını izliyoruz. İkinci yarıda Bayern Münih topları art arda kaleyle buluşunca söylenmek, bağırmak istiyorum. Hep Caner’e söyleniyorum. Öfkemi sadece o anlayabilirmiş gibi geliyor. Koca takımın neredeyse tamamı yabancı. Böyle bir duygu hali içindeyken Almanya’ya davetlisi olarak gittiğimiz Vodafone’un Türkiye’nin dört bir yanında yetenek avına çıktığını öğreniyoruz. Tüm Türkiye’den yaşları 8-10 ve 11-13 arasında değişen çocukların katılabildiği dijital bir platform oluşturmuşlar. Ebeveynler, platforma en fazla 59 saniyelik videolar yüklüyor. Videoların, kabaca top kontrolü, top sürme ve çalım, pas ve şut ile özel bir hareketten oluşması gerekiyor. Videolar özel bir ekip tarafından inceleniyor. Bu kriterleri karşılayan videolar sisteme yükleniyor. Ebeveyne SMS ile bilgi veriliyor.
Geleceğin Messi’leri yolda
Peki, günün sonunda ne oluyor? Vodafone Türkiye
11 yaşındayken bir fotoğrafını görerek kilitlendiği New York’a 16 yıl önce cebinde sadece 200 dolarla giden Erzincanlı ‘Zach’ Erdem, bugün iki restoran, iki gece kulübü ve bir otelin sahibi, yılda 10 milyon dolar kazanıyor. Erdem, açmaya hazırlandığı bir gece kulübü ve otelle cirosunu üçe katlamayı planlıyor
TAB Gıda’nın Nasdaq’ta işlem görmesi için gittiğim New York’ta bugüne kadar dinlediğim en ilgi çekici hayat hikayelerinden birisine tanıklık ettim. Zach Erdem. 36 yaşında, asıl adı Zeynel. Amerika’da kulağa daha yakın olduğu için Zach ismini kullanıyor. Erzincan’ın bir köyünde çobanlık yaparken, tren rayı üstünde gördüğü bir gazete parçasında hayran kaldığı Manhattan fotoğrafına vurulmasıyla başlıyor her şey. 21 yaşında, cebinde 200 dolar ile gittiği Manhattan’da 6 ay sokakta yaşıyor.
Aylar süren arayışlardan sonra New York’un en ünlü restoranlarından Nello’da iş buluyor. Deli gibi çalışıyor. Barmenlik de yapıyor, tuvaleti de temizliyor. Çok çalışma dışında şansı da yok zaten.
BU BAŞARI ŞANS DEĞİL!
Ancak hedefli yaşamlarda mümkün olan bir başarıyla gün geliyor tuvaletlerini temizlediği restoranın sahibi oluyor. Bugün New York’un yazlık bölgesi Hampton’da popüler iki restoranı, iki
11 Şubat üç yıldır “Uluslararası Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Günü”... ‘Günün mimarı’ Prenses Dr. Nisreen El-Hashemite, BM’nin bu yıl düzenlediği konferansta, kadının bilimde güçlenmesinin dünyanın onurlu değişimini sağlayacağını söyledi...
Konferansın katılımcılarından yapımcı ve sunucu Aslıgül Atasagun Çebi de mülteci sorununa vurgu yaparak “Bilim adına çalışan kadınlar bilim ve mültecileri birleştirmeyi destekleyerek onlara yol gösterici olabilirler” önerisinde bulundu...
Medeniyetin temeli olan Ortadoğu’nun bugün içinde bulunduğu durum yüreklerimizi dağlıyor. Ama öyle şeyler oluyor ki umut, yıkıntıların arasından kendini gösteren bir taze filiz gibi yeşeriyor yüreğimizde, insana, küllerinden doğan anka kuşunu hatırlatıyor. Türkiye’nin en büyük hızlı servis restoran şirketi TAB Gıda’nın halka arzı için gittiğimiz New York’ta Birleşmiş Milletler’deki (BM) kadın oturumlarına da katıldım. BM 2015’te, 11 Şubat’ı, “Uluslararası Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Günü” ilan etti.
Kadınların ve genç kızların, bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik alanında eğitim görüp, araştırma faaliyetlerine katılımlarını teşvik etmek amacıyla ilan edilen gün, üç yıldır kutlanıyor. Bu günün ilan