Arçelik'in Bolu'daki pişirici cihaz fabrikasında bir de deneyim mutfağı var. Aşçılarıyla ünlü Bolu'daki bu mutfakta 'pişenler' 5 kıtaya yayılan ürünlerin teknolojisine ilham veriyor
Günümüzde yenilikçi teknolojiler hayatı kolaylaştırarak zamandan kazandırıyor. 14 dakikada çamaşırları yıkamak, 30 dakikada kurutmak mümkün. Bulaşık makineleri akıllı ölçüm teknolojisiyle deterjan miktarını kendi belirleyerek tek dolumla bir aya kadar yıkama imkanı sunuyor. Üstelik elde yıkamaya göre 2 kata kadar enerji, 13 kata kadar su tasarrufu sağlıyor. Buzdolaplarında sebze ve meyveleri ilk toplandıkları tazelikte muhafaza edebilmek mümkün. Pişirme teknolojileri ise profesyonel şefleri adeta mutfağınıza getiriyor. Otomatik tarif veren akıllı fırınlar pişirmenin her aşamasında kılavuzluk ederken, pişirme deneyiminize uyum sağlayan ocaklar tencere boyutuna göre şekilleniyor. Mutfakta cihazlar birbiriyle konuşuyor, siz toplantıda iken yemeğinizi pişiriyor.
Yenilikçi fikirler
Geçen hafta Arçelik’in Bolu’daki deneyim mutfağı The Kitchen’ı ziyaret
Göbeklitepe yılı vesilesiyle İtalyanlara Şanlıurfa’yı tanıtmayı amaçlayan Yıldız Sarayı Vakfı’nın davetiyle kente gelen yabancı turizmci ve yazarlar Adem’le Havva’nın atmosferini yaşadı
Urfa’da, İstanbul Havalimanı’nı işleten İGA’nın desteği ile gerçekleştirilen etkinlikler kapsamında; Göbeklitepe’yiziyaret ettik, sergi açılışına katıldık.
Dünyanın en eski yerleşim bölgesi Göbeklitepe’yi ziyaret ettik. Yıldız Sarayı Vakfı’nın davetiyle Urfa’ya gelen İtalyan konukların yanı sıra akademisyen ve iş insanları da eşlik etti gezimize. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Göbeklitepe yılı ilan ettiği 2019 bitmek üzere. Gezi bu anlamda geçen bir yılın bilançosu gibiydi. Göbeklitepe’nin keşfiyle artan farkındalık sayesinde Urfa’ya gelen turist sayısı 2.5 milyona ulaşmış. “Göbeklitepe: İnsanlık Tarihi Yeniden Yazılıyor” adıyla Yıldız Sarayı Vakfı tarafından, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteği ve Yunus Emre Enstitüsü paydaşlığında yürütülen proje de İtalya İle Türkiye arasında
Rahmi Koç’un, araç kiralama işini Türkiye’ye getirmek için babası merhum Vehbi Koç’a ısrarlarının üzerinden 45 yıl geçti. Grup bugün 9 ülkede 85 bin araçla faaliyet gösteriyor.Temelleri 1928 yılında Ankara’da atılan Otokoç Otomotiv 90. yılını kutluyor. Neredeyse Cumhuriyet ile yaşıt şirketin, 90. yılına özel, kapağını Rahmi Koç’un çizdiği bir kitap hazırlamışlar. Kitap biraz Türkiye’nin biraz da insanın öyküsü.
Kitapta çocuk Rahmi Koç’u görüyorsunuz. Her erkek çocuk gibi Rahmi Bey de bir gece ansızın babasının arabasını kaçırıyor. Çok gidemeden bir kazaya karışınca olay duyuluyor! Genç Rahmi Koç var sonra kitapta... Araç kiralama işini Türkiye’ye getirmek için babasını ikna etmeye çalışan...
Dijital Geleceğe hazır nesiler yetiştirilmesi amacıyla Habitat Derneği iş birliğiyle Yarını Kodlayanlar programını başlatan Vodafone Türkiye Vakfı, projenin dördüncü yılında vites büyüttü. Proje kapsamında bugüne kadar 60 ilde 43 bini aşkın çocuğa kodlama eğitimleri veren vakıf, önümüzdeki bir yıl içinde 100 bin çocuğa daha ulaşmayı planlıyor. Türkiye Vodafone Vakfı Başkanı Hasan Süel, Yarını Kodlayanlar’ın bir yıl içinde 81 ilin tamamına giderek, 7-14 yaş arasındaki çocuklara kodlama öğreteceğini söyledi.
Önceki gün Vodafone Arena’da, Yarını Kodlayanlar projesinin gelecek planlarının paylaşıldığı toplantıda buluştuğumuz Hasan Süel, bir yılda 100 bin çocuk hedefini gerçekleştirmek için Milli Eğitim Bakanlığı ile yapılan iş birliğinin çerçevesinin genişletileceğini vurguladı. Plana göre eğitmenlerin tamamının gönüllü olduğu projede önümüzdeki dönemde devlet okullarındaki öğretmenlere de kodlama eğitimi verilecek.
MARKA Konferansı, 20'nci yılını, dünyanın en eski markalarından biri olan İstanbul'a adıyor. Amaç, İstanbul markasını klişelerden uzak, çok yönlü yaklaşımla yeniden hatırlatmak
Dünya kurulduğundan beri var olan kaç şehir var? Çağlar boyu bütün hükümdarların “Keşke benim olsa” dediği... Binlerce kilometre ötede, başka bir memlekette sokakta fotoğrafını gösterdiğinizde insanların tanıdığı... Yüzlerce şarkının, şiirin, hikayenin adandığı... Yazının geri kalanını okumadan herkes buna “İstanbul” cevabı verir. Doğru! İşte bu bir şehrin marka olması demek. Şimdi bu markanın daha da güçlenmesi için kollarını sıvayanlar var.
20 yıldır Yürekli Konferansları tarafından düzenlenen ve kendisi de bir sürdürülebilirlik ve marka hikayesi haline gelen, iş ve fikir platformu MARKA Konferansı, Yapı Kredi World ana sponsorluğunda, 18-19 Aralık’ta, Çırağan Palace Kempinski’nin saray binasında büyük bir katılımla gerçekleşecek. 20’nci yılını, Türkiye’nin en değerli markası İstanbul’a adayan MARKA
Koç Topluluğu, tek kullanımlık plastik tüketimine 2020 sonuna kadar son vermeyi taahhüt etti. Toplam 90 bin kişinin istihdam edildiği topluluğun bu adımının geniş kitlelere yayılması bekleniyor
İklim değişikliği ile birlikte en önemli çevre sorunları arasında gösterilen plastik kullanımı küresel bir meseleye dönüştü. 2016’da plastik üretimi yıllık 396 milyon tona ulaşırken, bu rakam dünya üzerinde her bir insan başına 53 kilogram plastiğe karşılık geliyor. Günümüzde, çevreyi ve insan sağlığını tehdit eden plastik atığın neredeyse yarısından fazlasının tek kullanımlık ve son 20 yılda üretilmiş olması ise dikkat çekiyor.
Koç Holding, ana sponsoru olduğu İstanbul Bienali ile bir kez daha gündeme gelen bu küresel sorunun çözümüne yönelik kararlılığını CEO Levent Çakıroğlu’nun açıkladığı taahhüt ile ortaya koydu. Çakıroğlu, “90 bini aşkın çalışma arkadaşımızın yer aldığı tüm Koç Topluluğu kuruluşlarında 2020 sonuna kadar tek kullanımlık plastik tüketimine son vereceğimizi
Merkeze uzak müstakil ve büyük evlerden merkezdeki pek çok imkânı bünyesinde barındıran konutlara yönelim olduğunu söyleyen gayrimenkul uzmanı Songül Toprak Özsan, zaman yönetiminin öneminin arttığını vurguluyor
Yaşadığımız çağda gelir düzeyi ne olursa olsun herkesin yoksunluğundan yakındığı tek bir şey var: Zaman! Hele bir de metropolde yaşıyorsanız, trafiğiydi, kalabalığıydı derken en basit faaliyetleri yapmak bile sihirbaz olmayı gerektiriyor. Düşünün, bir şirketin genel müdürüsünüz. Şehrin merkezindeki plazada bulunan ofisinizden çıktınız, arabanıza bindiniz. Planınız 15 kilometre doğudaki spor salonunda bir saat egzersiz yapıp 30 kilometre kuzeydeki evinize gitmek... Normalde bütün bunları iki saat içinde yapıp akşam yemeğine yetişmeniz gerekir. Ancak bir metropolde kimi zaman 15 kilometre ötedeki spor salonuna gitmek bile iki saati bulabilir!
İlk kriter
Her adımdaki ilk kriterimiz zaman artık. Bu da hemen her şeye yön veriyor. Piyasalara bile!.. Bunların başında da gayrimenkul piyasası geliyor. Sektörün önde gelen
Yemyeşil bir doğada, sosyalleşerek ve her yaştan insanın bir arada yapabileceği kaç spor var? Tüm bu artıları yıllardır yaşayan iş insanları, gelecek nesillerin de bu yolu izlemesi için golfe desteğini artırıyorHafta sonunda Limak Kemer Golf Cup’ı izledim. Önce sporcularla kahvaltı ettik. Sporcular sahaya geçerken aile üyelerinin bazıları doğada yürüyüş yaparken kimi sosyal tesislerde zaman geçirmeyi tercih etti. İş insanlarının golf sporuna yönelik ilgisi özellikle son yıllarda hızla artıyor. Hemen akla gelen isimler Cemal Kalyoncu, Nihat Özdemir, Fikret Öztürk, Korhan Kurdoğlu, Selim Koray, Mehmet Ziylan... Sosyalleşme, konsantrasyonu artırması, temiz havada soluklanma imkânı yaratması en önemli motivasyonlardan. Nihat Özdemir golf tutkusunu bir adım öteye taşıyıp destek boyutuna ulaştırmış. Limak Kemer Golf Cup’ı Limak Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir ile izledim.
Centilmenlerin oyunu
Limak Yatırım, sanat, müzik, eğitim alanlarında sosyal projeler üretiyor. Golf ise Nihat Özdemir’in kişisel ilgi alanı. Elinden gelse herkesi