Aysu Aytekin, “Ben alopesi totalis hastasıyım. Saçımız ve vücudumuzdaki tüyleri kaybediyoruz” dedi ve ekrana çıktı. “Aslında bu da bize hayatın vermiş olduğu bir güzellik. Herkesin saçı var, herkesin bir güzelliği var. Bu da bizim güzelliğimiz” dedi ve ‘Karahisar Kalesi’ni söyledi.
TRT Müzik’ te Sümer Ezgü’nün ‘Nazar Boncuğu’ programındaydı Aysu... Stüdyoya perukla gelmiş. Okul arkadaşlarının yanında, bazen de, oturduğu apartmanda çıkarmış peruğunu... “İnsanlarla sorun yaşıyorum” diyordu. Bakışlardan, sorgulayan bakışlardan...
Ezgü, “Bu hastalığı kabul ettin mi sen?” diye sormuş çıkmadan önce ekrana... “Evet” cevabını almış. “O zaman neden peruk? Sen Aysu Aytekin olarak çık” demiş. Ezgü, bizlere de, “Ve sen ilk kez ekrandan, ‘Alopesi totalis hastasıyım. Beni seviyorsanız, böyle kabul edin’ diyorsun” sözleriyle tanıttı onu.
Çok naif ve tatlı bir sesi var. Hatta neden bir albüm olmasın?
YouTube’da bir kanalı var, yüklemiş sevdiği şarkılardan bir demet... İyi bir aranjörle, mesela baladlara çok iyi gider sesi... Bir piyano, bir bas, bir davul altyapısıyla. Sinnead O’Connor’ı andıran bir duruşu da var mesela. Ezgü’yü de es geçmemek lazım. Kendi söylüyor ama programın formatı ‘sosyal sorumluluk’ tarafıyla öne çıkıyor. Yetenekleri yaşamın bu bahçesinde arıyor, buluyor, çıkarıyor.
‘SAR BU ŞEHRİ’
Tesadüfler, tesadüfler... Ezgü’nün programının ardından ‘Genç Sahne’ vardı. TRT Müzik kanalının ‘genç yüzü’ daha geç saatlerde çıkıyor! Rapli rocklı bir kanal olsa icabında! Neyse, Can Ozan’la ilk defa tanıştım. Sonra internet ortamında şarkılarına baktım. Ve ‘Sar Bu Şehri’yi keşfettim. Diğerleri bir yana, bu parça bir yana... Bir halk ozanı havası içinde rock öğelerini çok güzel yedirmiş bir şarkı hali hissettim. Böyle benzer duygu daha önce Objektif grubunun ‘Loş Akşamlar’ eserinde üzerime çökmüştü. Şehrin kasvetli, gri ve saklı halini anlatabilen ender şarkılar diyeyim.