Sina Koloğlu

Gece, ekranda tartışmaları gezdim. Zaten konukları ezberledik. “Bir önceki akşam şu kanaldaydı” listesi çıkarabiliriz. Cepte mendil modası neredeyse, tüm konuklarda... Ama bazılarının mendili daha büyük, daha desenli oluyor. Gözlüklerin çerçeveleri de kırmızı, gözümüzü alıyor. Her daim itinalı, her daim farklı ceketler, gömleklerle gardrop nasıl kalabalıktır? ‘Hadi çık yap bakalım bu işi’ diyene, aynen “Haklısın abi” derim belirteyim. ‘Ne olacak bu Suriye’nin hali?’ konusu, tartışmalarda ortak başlık. Resmi rakam 3 milyonu çoktan geçmiş. Bu gidişle kaç milyon olacakları konusunda öngörüde bulunmak mümkün değil. Parti kurup iktidar ortağı bile olabileceklerinden bahsedeliyor. İş, insani boyutu ele almaktan çıkmış, bir telaş içinde ‘Ne yapacağız biz şimdi’yli karışık bir hal almış. 1-2 izledim, bu çıkmazın cümleleri vardı. ‘Ee zamanında söylendi, yapmayın, etmeyin’ diye...
Halk TV’de Kaz Dağları’ndaki ‘kelleşmeyi’

Kanal D’nin ‘Benimle Söyle’ yarışmasından bir ses çıktı; Eftalya Fettahoğlu Emirmiran... İddialı yorumlarıyla sınırları zorladı. Sesini, olabildiği en üst noktalara taşıdı. Abartılı durumlar da oldu. Ama tüm bunların dışında bir mesajı verdi; ‘Müzik yelpazem çok geniş’... Onun Facebook sayfasını ziyaret ettiğinizde bir başka gerçekle daha karşılaşıyorsunuz. Evde, belki bir internet ortamında, bilgisayardan çalan şarkıya eşlik ettiği videolar... Çıplak ve mikrofonsuz ortamda söyledikleri... Dinlediğinizde, önceden Eftalya’nın bu yarışmaya hazır olduğunu, şarkı söylediğinde şahit oluyorsunuz. Müziğinde Patti Labelle, Nina Hagen, Rachelle Ferrell, Jennifer Holiday, Ümmü Gülsüm, Yıldız İbrahimova, Nusret Fatih Ali Han, Sxavet Memmedov, Kristin Chenoweth ve çok daha fazlası var. Makaleler yazıyor. Onlardan birinde bu isimlere rastladım. Bu yelpazeden gelen bir ses. Dinlediği müzik genişliğiyle, kendi sesini özgürleştiren, tüm zamanlarda ekranda müzik yarışmalarında çıkan en dikkat çekici isimlerden oldu Eftalya

Biz ne kadar ‘dizi’ diye söylesek de Türk yapımlarının dünya pazarındaki karşılığı ‘telenovela’... Yani ‘pembe dizi’ ya da ‘sabun köpüğü’... Biz bu kategorideyiz. Küçümsemek için söylemiyorum. Yıllarca ‘Yalan Rüzgarı’nı seyrettik, dünyada ‘Brezilya dizisi’ tekelini kıran ülke olduk. Bu hiç de yabana atılacak bir durum değil. Tabii ki ‘dramalar’da iddialı olmak güzel. Ama sanırım bunu kabul ettirmek için, daha zamana ihtiyaç var. Bu ‘telenovela’ işinde ne kadar çetin ceviz olduğumuz İspanya’da ortaya çıktı.



Türk tekelini kıracak mı?
İspanya’da Divinty TV, var kadınlara yönelik bir kanal ve dizi yayınlıyor. Şimdi bir Brezilya dizisini yayına soktu ‘Totalmente Diva’... Brezilya’da 35 milyon kişi izlemiş yayınlandığı tarihten bu yana... 100’e yakın ülkeye de satılmış. İspanya dizi sektörüyle ilgili haber ve yorum yayınlayan Formula TV internet sitesi diziyle ilgili şöyle yazmış: “Haziran ortasında Divinity

Avrupa’da kamu televizyonlarının içerik oranlarını not almışım. 2018 yılında beş büyük kamu televizyonu, toplam 4 milyon euro harcamış içerik üretimi için... İngiltere’de televizyonların ürettiği içeriğin yüzde 17’si, BBC’nin... İspanya’da bu oran daha düşük... RTVE, yüzde 13’ünü üretiyor. France Television’un tüm Fransa’da üretilen içeriklerin oranı, yüzde 39... Avrupa’da içerik konusunda en verimli ülkenin Almanya olduğu belirtiliyor. ZDF’nin 65’i yayında ve hazır olan programları var. Bu, Avrupa’daki televizyon kanallarının program sayısı içinde bir numara. ZDF’in 18 projesi ise ortak yapım. Yani diğer Avrupa televizyon kanallarıyla ortak projeler... ARD kanalı 20 program üretiyor. Almanya’daki RTL, SAT 1 ve paralı kanal Sky’ın program sayısı ise 25... TRT 1’i BBC ve ZDF ile karşılaştırdığımızda durum nedir? (Kaynak: Ampere Analysis)

22 Türk dizisi yayınladı
Bizim yerliler Latin pazarında iyi iş yapıyor. Bunu biliyoruz. Şili kanalı Mega, yerli pazarın en

Habertürk’te Fatih Altaylı’nın ‘Teke Tek’ programındaydı Prof. Dr. Arsev Eraslan... Kimdir? Apollo 11 projesinde yazılımcı olarak çalışmış bilim insanı, babası da profesör... ‘Ay’a Tarihi Yolculuğun 50’nci Yılı’ başlıklı bir program... Altaylı, ‘Teke Tek bilim kuşağı’ yapıyor, çok da güzel oluyor. Apollo projesinde yer almasının hikayesini anlattı Prof. Eraslan... Altaylı, “Siz Amerikan vatandaşı olmadınız mı?” diye sordu.
“Olamadım, bakın bizi kandırıyorlar. Amerikan vatandaşlığı için yemin etmek lazım. Yemin der ki; senin annene bile sadakatin olmayacak. Amerika’dan başka, hiçbir devlete ve ülkeye sadakatin yoktur. Yegane Amerika’ya vardır. Ben, buna “Evet” diyemedim. Babam da diyememişti” şeklinde konuştu. Peki baba Eraslan ne yapmıştı?

İlk dizel motoru buldu
Prof. Dr. Necdet Eraslan da Atatürk tarafından Fransa’ya gönderildi. 1930 yılında, Paris’teki “Ulusal Havacılık Yüksek Okulu’ndan mezun oldu. 1930-1937 yılları arasında Türk Hava Kuvvetleri’nin Eskişehir ve Kayseri

Bu konu sadece bu filmi ve kanalı bağlamıyor. Yerli yapımlarda kanalların eğilimi genellikle, komedi filmlerinde... Böyle olunca ortak sorun başlıyor; bol buzlu ve bipli bir görsel şölen! Argosu bol işlerde bir de ‘Aman RTÜK ne der?’ de eklenince, ortaya izlenmese de olur film resmi geçidi çıkıyor. Öte yandan böyle bir gösterinin film niyetine sunulması ve zorlanması ise ayrı bir kara mizah.
‘Abi ne zorun var, koyma izletme’ demek durumunda kalıyorsunuz. Bu ayrı üzücü bir durum. Orası buzlu, burası bipli bir ucube sizlere eşlik ediyor. En son ‘Hayalet Dayım’a ev ahalisi takıldı. ‘Standart Türk komedi’ sınırlarını zorlayan bir proje. Dediğim gibi, engebeli bir ortamda yorulduk, dur kalk belediye otobüsü gibi olmuş. Mesela Settar abimiz (Tanrıöğen) Hayalet Dayı olarak Caner ve Ozan Kardeşler’e nasıl öldüğünü anlatıyor: ‘80’lerin sonunda ben sahte... işine girdiydim. İşe bak, kendi yaptığım sahte ...kendimi zehirledim mortladım.” Yani rakı bu niye buzlanır. ‘Sahte rakı’ diyeceksin iki defa.

Samsun, Kuşadası ve İstanbul Milyonfest’lerine katıldık (Bulutsuzluk Özlemi). Etkinliklerin bir de dedikoduları olur. Konserler öncesi gruplar bir araya gelir, dostluklar tazelenir. ‘Ne var ne yok?’lar konuşulur. Mesela Tarkan meselesi gündeme geldi. Tarkan, ameliyat oldu. Hayli zor bir operasyon geçirdi. Ses tellerini ilgilendiren bir durum. Sanatçının ‘Acaba ya şarkı söyleyemezsem?’ bunalımına girdiğini öne süren haberler çıktı. Tarkan’ın bir başka soru işareti ise eylülde vereceği dokuz konserlik bir seri var Harbiye Açıkhava’da... Duyduğum, olup olmayacağı belli değil... Her şeyden önce, önemli olan sağlık. Tarkan’ın durumunu anlamak lazım.

Konser sayısı azalır mı?
Teoman, müziğe ara verdi. Sonra tekrar başladı. Ve yoğun bir konser temposuna girdi. Milyonfest kapsamındaki konserlerin lokomotif ismi... Kulağıma gelen Teoman, seneye konser sayısını azaltmayı düşünüyormuş. Kendisi fazla konuşmayan ve sahne ortamlarında tek başına kalmayı tercih eden bir isim. Yoğun konserler bu durumun artmasına neden oluyor. Yani bu tarz ortamları

Kanalların yeni sezonda artık çalışma zamanı... Kanal D cephesinde yeni bir iş var, NTC Yapım’ın bir aile ve aşk hikayesi... Senaryosunu Gül Abus
Semerci yazıyormuş, hazırlıkların sürdüğü bilgisi geldi.

‘KOD ADI KURŞUN’ GELİYOR!
‘Ertuğrul Gazi’ karakteriyle ‘Diriliş Ertuğrul’a imzasını atan Engin Altan Düzyatan, önümüzdeki sezonda ‘Kod Adı Kurşun’ dizisiyle karşımıza çıkacak. Projeyi, Most Yapım çekecek. Ayrıntıları Gül Oğuz’a sordum, “Kendisiyle konuştuk ve anlaştık. Şu an kadın oyuncu belli değil. 1-2 isim var, görüşmelerimiz sürüyor, dönem dizisi olacak. 70’li yıllarda geçecek, içinde polisiye ve aşkın olduğu bir dizi” dedi. Düzyatan, 70’lerde bir savcının hikayesinde kendini buluyor. “Neden 70’ler?” dedim. “O dönem Türkiye’nin güzel günleriydi. Modern dönemiydi. Her açıdan daha renkli ve katmanlı bir yaşamın olduğu yıllardı” diye yanıtladı Oğuz... FOX’ta yayınlanacak. Çekimler ağustos sonu başlayacak. Ekim