Sina Koloğlu

NTV basın bülteni hazırlamış, “Darbe girişimini ilk duyuran biz olduk” diye. Cumhurbaşkanı’nın cep telefonundan yayına bağlanmasının da sadece kendi kanallarında gerçekleştiğini yazmışlar. Bu işi ilk, benim gördüğüm CNN Türk yaptı. Hande Fırat bu konuşmayı canlı yayında gerçekleştirdi. Ekranda ‘gayrı resmi’
ilk duyuran ise sürpriz bir kanala geldi! Peki haber kanallarında
ilk anlar nasıldı?

Darbe görüntüleri

A Haber, haber bültenindeydi... Boğaz Köprüsü’nden ilk görüntüleri vermeye başladı. Sonra Ankara’ya bağlandı.

İlk manşeti “Yurt genelinde terör alarmı verildi” şeklinde oldu. CNN Türk’te Başak Şengül’ün programı vardı. Alt yazılar geçmeye başlamıştı. 22.31 gibi görüntülü yayına geçtiler.

“Boğaz geçişinin kapatıldığı” söylendi. “Tedirgin günler yaşıyoruz. (Nice’teki terör saldırısından bahsediliyor) Daha önce yaşadığımız acı tecrübeler var ülkemizde” diye durum ‘terör’ üzerine yoğunlaştı. NTV’de belgesel vardı. 22.41’de görüntülü olarak vermeye başladı. “Köprü kapatıldı, sebebiyle ilgili bilgiye henüz ulaşılamadı” diye ilk yorum yapıldı. NTV, 23.01’de başbakanın sözleriyle ‘darbe girişimini’ öğrenmiş oldu. Kanal 24’te ‘Kadınlar Meclisi’ canlı yayındaydı. NTV’de yayınlanan demece

Ekranda darbe girişimi görüntüleri vardı. İki kare unutulmayacak; FOX’da canlı yayında TBMM üzerine bomba yağdıran helikopter ve TRT spikeri Tijen Karaş’ın darbe girişiminde bulunan askerlerin yayınladığı bildiriyi okuması sonrasında kararan TRT ekranı. Ardından tekrar yayına başlayarak canlı yayında spikerin başına gelenleri anlatması. Belki de bu TRT’de yaşananlar, darbenin başarısız olduğunun da ekran sinyaliydi.

‘BİR OLSUN, BENİM OLSUN’

‘Ben Bilmem Eşim Bilir Evi’ bir nevi ‘BBG Evi’ formatında. Oda paylaşımı, çiftler arası dedikodu, “Aldattın mı karını?” temalı muhabbetler... Almancı çift Esra - Sabit, Alman atasözünü hatırlattı, “Üç olsun bizim olsun.” Biz, “Bir olsun, bizim olsun” deriz. Yarışmanın ödülü 13 araba. Mülkiyet anlayışında iki toplumun farkı!

İLGİNÇ REKLAM

Tarkan Antalya’da Expo çerçevesinde bir konser verdi. Alanın seyirci kapasitesi 12 bin kişi. Bugüne kadar verilen konserler arasında ‘full’ çeken tek isim. Merak ettiğim Tarkan’ın sahnesi. Ses ve ışık sistemleri nasıl? “Şöyle diyeyim George Michael ne kullanıyorsa Tarkan’da da var.” Bu konserin yetkililerinden birinin sözleri. Düzeni Altınçizme kurmuş. Bilinmez ama bu işte uluslararası üne sahip. Bizim de çalışma keyfine ulaştığımız işini çok seven Serhan ve Serdar Altınçizme kardeşler. Ses ve ışık sistem değerinin 500 bin TL civarında olduğu belirtiliyor. Peki sahne performansı? Sahnenin boyu 120 metre. “Sahneyi dolduruyor Tarkan. Üç beş şarkıda şişenler oluyor. (isim verdi ama ayıp olur!) Hem dans etti, hem şarkı söyledi. Kedi yolu yapılmış sahne, seyirciyle daha yakın temas olsun diye. Oraya gidip gelmek öyle kolay değildir. Rahatlıkla altıdan kalktı” konserle ilgili yorum da böyleydi. Biraz da sahne arkasına gidelim.

Ekip en iyisi

Tarkan’ın sahnede ekibi ülkenin kendi branşlarında en iyileri. Tartışmasız bu sektörün en iyi davulcularından Volkan Öktem (davul), sevgili Serhat Ersöz (Moğollar’ın da beyni) klavyelerde, Can Şengün (elektro gitar), Ayhan Günyıl (akustik gitar),

Kore uyarlaması ‘Gülümse Yeter’in yer dokunuşlarını Banu Kiremitçi Bozkurt yapmış. ‘İlişki Durumu: Karışık’tan tecrübe kazanmış. Ters köşe, gündelik hayatın ayrıntılarından haberli, daha ‘mizah donanımlı’ bir ilk bölüm izledim diyebilirim. Oyuncuların ‘sınırları’ tam yerinde. Bir tık fazlası bayabilir. Erdal Özyağcılar (Hasan Civan) kendi kompozisyonunu hazırlamış. Aslı Bekiroğlu (Yasemin Özdemir) şımarık, zengin üstü, uçuk kaçık portresinde sırıtmıyor. Ama tam bu kıvamda bırakın, fazla da üzerine gitmeyin. Yılmaz Kunt (Sarp Civan) tamam, fazla rolünü abartmayın. Pamir Pekin (Kemal Kaleli) için daha geniş saha sunulabilir. Sermet Yeşil (Ahmet Civan), Erkan Sever (Lütfü Özdemir), Aslı Altaylar (Ayten Civan)
ve Evrim Doğan (Nermin Özdemir) hepsi yerinde olmuş. Yani dengeli oyunculuk dağılımıyla senaryonun da çozutmaması şartıyla dizi, bu sezonun en iyi romantik komedisi olmaya aday...

BU ‘KANIT’ DEĞİL BEYLER!

“Engin Benli’yi istiyoruz”, “Deniz Celil’i istiyoruz” diyenleri gördüm... Bu ‘Kanıt’ değil. Bu ‘Kanıt: Ateş Üstünde.’ Beğenirsin beğenmezsin o ayrı.
Tansel Öngel’i izlemek tek başına
büyük keyif söyleyeyim.

Eğlence hayatımıza yeni isimler gerekiyor. Yeni sesi nereden bulacaksınız? ‘Rising Star Türkiye’ bu açıdan iyi bir fırsat. Bunu küçümseme anlamında söylemiyorum. Benim oturduğum semtin pub tarzı mekanları bu yarışmalara katılmış isimlerle dolu. Yine bu yarışmadan bu anlamda ilk gece bile işi hazır isimler çıktı diyebilirim. Ozancan kardeşimiz ev ahalisinin gönlünü Neşet Ertaş türküsüyle aldı götürdü. Sonra anonim ‘Kesik Çayır’a girdi. “Hani eğlendiririz de icabında” dedi. Düğünlerden, eğlencelerden, antrenmanlı olduğu belliydi. O gece Ozancan’ın kaşesi iki katına çıktı ben söyleyeyim. Albümü de tutar bu kardeşin.

Moğolistan’dan katılan Sunjidmaa ‘At Last’ şarkısını biraz bağırarak söylese de (Etta James’ın akıp giden sesinden sonra) gecenin kabul edilebilir düzeydeki sesiydi. Mesela kendisi rahatlıkla beş yıldızlı otellerde çalışabilir. Şimdiden keşfeden olmuştur. Bu arada tesadüf,bu şarkıyı İsviçre’nin ‘The Voice’ yarışmasında Giroy Bosnjak diye
genç bir kız söylemiş, tavsiye ederim. Youtube’dan bir dinleyin aradaki farkı
görmek açısından.

Öyle kabul edin!

Jüri üyelerinden İrem Derici, bazılarına itici gelmiş olabilir. Tarzı böyle diyorum! ‘Bizim bildiklerimiz içinden olsun

Yazlık romantik komedinin zengin ve fakir birleşmesinin dışında bir dizi olması bile yetiyor bize! ATV’nin yeni dizisi ‘Rengarenk’ten bahsediyorum. Ünlü dizi oyuncusu Renk, mutsuzluklar çemberinden çıkış yolu ararken karşısına ‘sıradan’ bir Can çıkıyor. Dizinin konusu ünlü olmanın ve şöhreti yakalamanın mutluluk getirmediği, sade bir hayat istedikleri ama bunu çevrelerine anlatamadıkları vs.

Bu konulara çok önyargılı yaklaşıyorum. Biraz ötede, kanalların magazin haberlerinin yarısından fazlasının dizi oyuncularının tatil durumlarına ayrıldığı bir ekran var. Star diye tabir ettiğimiz isimlerin dizi çeker gibi reklamlarda oynamasını nasıl açıklayabiliriz? Onların ‘emlak zengini’ oldukları haberlerinin ‘oyunculuk başarısının’ önünde olmadığını iddia edebilir misiniz?

Selin Şekerci’nin (Renk) mutsuz şöhret halini hakkıyla verip vermediği, ilerleyen bölümlerde netleşir. Çapsız yapımcıyla, çektiği dizi sahnelerini performansını beğendim. İnci Türkay (Zerrin ve Renk’in annesi) şöhretli kız annesi rolünü mizahi bir dille gayet hoş bizlere aktarıyor. Can (Kaan Taşaner) vallahi pek anlayamadım.
Hikayenin gidişatında sorunlar var. Tümsekli yolda gider gibi seke seke...

Tariflerin, tencerelerin, sebzelerin, etlerin adeta havada uçtuğu bir dünya; ekranda yemek. Çeşit çeşit, boy boy... İzleniyor mu? Evet izleniyor. Hatta özel olarak yemek kanalları izleyenlerin sayısının azımsanmayacak oranda olduğu kanaatindeyim. Ev ahalisi TLC kanalında ‘Mutfağın Şefleri’nde asık yüzlü kadın aşçıyı izlerken aklıma geldi. ‘Ekranda yemek olayı nasıl?’ı, bu işi yapan birine sorma ihtiyacı...

Mecburen oraya gelmiş, bir an önce yemeği yapalım da gideyim gibiydi programın kadın aşçısı. Çok ünlü, muhteşem yemekler yapan bir isim olabilir. Ama durum böyleydi ve ev ahalisi bu durumdan hiç hoşnut kalmadı. Danıştığım isim Beste Önkol. Bizim gazetede yıllarca ekonomide çalıştı. Sonra yemek işine profesyonel olarak girdi. Ekran tecrübesi de yaşadı.

Gündüz kuşakları, aynı yemekler

Gündüz kuşakları içerisinde yapılan yemek programlarının tek düze bir hali var Beste’ye göre. “Baklava, kuşbaşı et, her bayram baklava, her Ramazan hafif iftar yemeği, börek çörekle belli kısır bir döngüye giriliyor” diyor. Ekranda yemek programları arasında en çok ilgi gören ‘gezmeli görmeli yemek’ programları. Turgay Başyayla ve Ezgi Sertel örneklerini veriyor. ‘Programın önüne geçme arzuları’

Habertürk’te Elif Şafak, Serfiraz Ergun’un ‘Aktüalite’ programında söyledi: “360 derece demokrat olmak lazım.” Baş döner, ayakta durulmaz sonra!

‘Ulusa sesleniş gibi oldu’

‘’Evin erkek bireyleri olarak yorumlarınızı takip ediyoruz” diye izleyiciden gelen mesaj Aslı Şafak’ı Bloomberg’te coşturdu. “Biz, evin kadınlarını da istiyoruz. FED’den, İtalya’daki bankalardan, Moody’s’den anlayan kadınlar istiyoruz. Seviyoruz kadınları” dedi ve ekledi: “Ulusa sesleniş gibi oldu biraz.”

Öyle bile olmuyor!

“Diziler ile sinema, yönetmen, yazarın ve montajın eseridir. Biraz kabiliyeti olan oyunculuk yapabilir.” Kanal 24’teki ‘Bayram Sohbeti’nde Murat Serezli’nin yorumu. Valla Murat Bey tüm bunlara rağmen olamıyorlar! Galiba bir de buna ‘iyi pazarlamayı’ da eklemek lazım.