Bizde rakamlar pek konuşulmaz. IHS Markit, değişik konularda bilgi üreticisi olan, Londra kaynaklı bir araştırma şirketi... Türkiye’yle ilgili değişik alanlarda araştırmaları var ve onlardan birini yayınladı.
“Netflix ve Amazon, Türkiye OTT (Over The Top Television) yayınlarına girmekte başarılı olamadı. Yerel grupların domine ettiği pazarda payları, sadece yüzde 5” Raporun özeti bu...
Kaç milyon abone var?
Araştırmada şöyle bir yorum da bulunuyor: “Ülkede ekonomik zorluklara rağmen, IHS Markit’in yaptığı son araştırmalara göre, abone sayısı (paralı yayınlar) 3.9 milyon...
Bu da, Orta ve Doğu Avrupa toplamından daha fazla.” Ayrıca, Turkcell, Türk Telekom ve Vodafone gibi GSM şirketlerinin, paralı TV platformlarının bulunduğu pazardaki paylarının yüzde 95’e ulaştığı da araştırmada belirtiliyor.
Neden beklediğini alamadı?
Gerekçeleri de şöyle sıralamışlar: “2016’nın kasımında piyasaya giren Netflix, Türk tüketicileri kolay bir şekilde platformlarına çekemedi. Bunda, nispeten artan fiyatı ve yeterli sayıda bulunmayan yerli içerik rol oynadı.” Nitekim Netflix’in önümüzdeki yıllarda daha fazla orijinal yerel içerik üreteceği yönünde sinyaller var. Çok sayıda yeni Türk dizisini ve filmini
Ev ahalisi bir ara, “Yahu bir tane şöyle aklımızı çalıştıran, fikir veren program yok!” dedi. “Ee izliyorsun bunları” dedim. “Doğru da, birden böyle boşluk oldu” yanıtını aldım. Yazıyoruz ve izliyoruz. Şöyle, bir gündüz kumandayla ekranda geçit töreni yapınca, görüntüler sıralandı. Bol gelin ve sürekli kaynayan bir tencere! Malum gelinlerin evlenmeden önceki hallerini ekranda iptal ettik. Şimdi gelin ve damadın belli olduğu, çeyizlerin gösterildiği pasta, börek ve yemek maharetlerinin sergilendiği haller veriliyor. Bazen alt komşu soğan kavurunca, kokusu bize geliyor. Ya da pencere açıksa, malum mahallede otuyoruz, yan taraflardan bir yerden haşlama et kokusu evi sarıyor. Ekran da aynen öyle... Et, sebze ve yemek kokuyor. Bir de aralara serpiştirilmiş dizi eskileriyle, yeni sezonu bekleyenlerin eski bölümlerinden oluşan ‘resmi geçidi’ mevcut... Yemeği zekayla, kadın-erkek ilişkileri ve aile yapısını esprili diyaloglarla anlatan bir Üstün Dökmen saati nerede?
Bir de magazin programlarını eklemek lazım bu kokuların arasına... ‘Bodrum’da gezdiler, tozdular şimdi, İstanbul gecelerine akacaklar’ haberleri... ‘En İyi Kültür Programı Ödülü’ aldı köy meydanına teyzeleri toplayıp, yemek
Meksika’nın önemli televizyon grubu Televisa, geçtiğimiz yıl gelirlerinin sadece yüzde 45’inin ‘pembe dizi’lerden geldiğini açıkladı. Yani bu bir yerde ‘Biz bittik’ demektir. Ben de ‘Latin dizilerini biz bitirdik’ diye bir yorum yaptım. The Wall Street gazetesinde 24 Ağustos tarihinde çıkan ‘Telenovela yeniden başlayan bir tarz’ başlıklı makalede şöyle yazıyordu; “Güney Amerika’da üretilen bu şerbet tadında diziler dünyayı fethettikten sonra, bugün köhne ve kullanılmayacak duruma gelmiştir.” Yazıda Netflix’in bir alternatif yarattığı belirtiliyor. Ama bir konu daha var, Latin piyasasına giren Türk dizileri bu anlayışın değişmesinde etkili olmadı mı?
‘Depodan yiyoruz’
Yerli dizilerimizi dünyada pazarlayan, konuştuğum çok önemli bir şirketin yetkilisi: “Bizim projeler stüdyoda değil, doğal mekanlarda çekildi. Senaryoları ve oyunculuklarıyla standartı çok yükseltti. Kulvarda bu nedenle başarılı oldu” diyor. Güney Amerika’da özellikle son iki yıldır dizileri izlemeyen ülke kalmadığını işaret ediyor. Ama bir tehlikenin de altını çiziyor: “Fakat bizdeki ekonomik kriz, sektörü de vurdu. Ödemeler hayli gecikmeli yapılıyor. Özellikle özel televizyonların tek gelir kapısı olan reklamlarda...
‘O Ses Türkiye’, jüri ekibini tümüyle değiştiriyor. Kulislerde Hayko Cepkin’in adı dolaşmaya başladı. Böyle bir teklif var ama netleşmiş bir şey yok. “Bakalım tepki nasıl olacak diye bir nevi kamuoyu yoklaması çekiliyor” yorumunda bulundu güvenilir kaynağım ve “Bunun için haber yapılıyor” dedi.
KANAL D YERLİ TLC
Kanal D, yeni sezona farklı bir yayın politikasıyla giriyor. Yarışmalar ve şovlar daha ön planda olacak. Şimdilik ‘Yeni Bir Ben’, ‘Gelinim Mutfakta’, ‘Çarkıfelek’, ‘Çok Tatlı’ ve ‘Yaşım Kaç?’ var. Daha fazlası gelecek. Az ama öz dizi olacak ki, şu ana kadar bu yaklaşım dizilerde tuttu. Şahsen savunduğum bir düşünce... Başarılı olursa, sektörde de düzeni değiştirir. “Bir nevi yerli TLC kanalı olur mu?” diye sordum. “İlginç bir yorum” dediler.
NEDEN BÜYÜMEYELİM?
Show TV’de bir Birol Güven dizisi başladı ‘Keşke Büyümeseydik’... Hulusi, 70’li yaşlarının sonuna gelmiş, dört çocuğunu büyütüp, hayata hazırlamış ama ömrünün son günlerini yapayalnız geçirmiş bir adamdır. Hikayemiz de, onun vefatıyla başlar. Hayatın dört bir yana savurduğu çocukları, babalarına son vazifelerini yapmak üzere, büyüdükleri mahalleye döner. Ama problemlerini de birlikte getirirler...
Güven’in çok bildiği
Valla ev ahalisi olarak atladık maçı.
TRT, Türkiye-Rusya karşılaşmasını, haber veremeden yayınladı. Benim gibi birçok kişi böyle olmuştur diye düşünerek, “Dur bir izlenme oranlarına bakayım” dedim.
Maç, her izleyici kategorisinde birinci olmuş. İzlenme oranı, yüzde 6.63... O an bizim gibi televizyonu açık, duruma uyanan her yüz kişiden neredeyse 21’i bu maçı izlemiş. AB’de oranlar daha yüksek, yüzde 7.51... Her 100 kişiden 24.24’ü izlemiş. Anlaşma akşamüstü bile yapılabilseydi, yaz döneminin reyting tembeli ekran, şöyle bir silkinip, çift haneleri görebilirdi.
TEKRARI ÇEKİLMESİ İSTENEN DİZİMİZ
‘Sosyal Anket Platformu’yum diyor Poltio... 18 bin kişiyle bir anket yapmış, dizilerle alakalı. ‘Ekranlara geri dönmesini istediğiniz dizi hangisi?’ anketinde birinci sırada, Gülse Birsel’in ‘Avrupa Yakası’ yer almış. İkinci sırada ‘Leyla ile Mecnun’ bulunuyor. Sonra sırasıyla ‘Ezel’, ‘Behzat Ç.’ ve ‘Aşk-ı Memnu’ takip etmiş.
Gülse Birsel ne diyor?
Tabii merak ettim sordum Birsel’e: “Dizinin bir daha çekilme şansı var mı?” diye. “Şu an böyle bir planımız yok. ‘Jet Sosyete’ tüm hızıyla devam ediyor” dedi.
‘Aşk-ı Memnu’ tekrarları, bir kere daha Kanal D’de yayınlandı. Geçtiğimiz perşembe final yaptı. Twitter dünyasında bir numara oldu. Ev ahalisi “Var mı böyle dizi? Bu kadar yıl geçti hâlâ bir numara olabiliyor” dedi. Televizyonu, yayınlandığı saat diliminde açık olan her altı kişiden biri, bu finali izledi. Kanal D bir daha yayınlasın, o bölüm yine sosyal medyamızda bir numara olur.
YARIŞMA, İKİ ÜLKEDE AYNI KANALDA YAYINLANIYOR!
‘Masterchef’ yarışmasından bahsediyorum. Malum bizde ‘Masterchef Türkiye’, TV8 kanalında yayınlanıyor. İtalya’da bu yıl 4 Eylül’den itibaren hangi kanalda yayınlanmaya başladı? TV8... Peki bu hangi TV8? Sky İtalia bünyesinde yer alan eğlence kanalı... Tesadüfün bu kadarı!
‘200 BÖLÜM OLDU ÖĞRETEMEDİM’
‘Yemekteyiz’ programının dertli sunucusu Onur Büyüktopçu, yarışmacıların 1 ya da 2 gibi puan vermesinden çok şikayetçi... “Programda 200 bölüm oldu, yarışmacılara puan verdirtmeyi öğretemedim” dedi.
Bu iddiayı ev ahalisi ortaya attı. Yeni sezonun merakla beklenen dizilerinden biri ‘Söz’... Üsteğmen Yavuz Karasu (Tolga Sarıtaş), fragmandan anlaşılan artık tek başına. Şöyle bir yoklama çekeyim dedim, ‘acaba neler olacak saptamalar yerinde mi?’ diye... Dizinin ilgilileri tabii ki muhatabım... “Yavuz’un hikayesi ayrılıyor yeni sezonda” dediler. “Artık tim komutanı değil, istihbarat elemanı gibi”. Bu özelliğiyle Yavuz, acaba artık bireysel mi mücadele edecek?
Fragmanda, zor şartlar altında tekrar hayata dönüş, eski formuna kavuşma çalışmaları, kendini yenileme ve sahalara dönüyorum haliyle, “Bir nevi Sylvester Stallone mu karşımızdaki?” diye sordu ev ahalisi. Eh bu tarafını da sordum! Vallahi sürpriz cevap geldi “Olabilir”. Fragmandan bir ayrıntı da yine terör şehirdeye bir dönüş mü var oldu. Ethem Özışık, tartışmasız piyasanın en iyi hikaye üreten, sürprizleri dağıtan isimlerinden.
‘Dizi ayrıntılarda gizlidir’ mesajını en iyi derleyip, toparlayanlardan. ‘Söz’ işte bu yeni sezonda ayrıntılarında da ilginç gidip gelmeleriyle dikkat çekecek diye düşünüyorum.
BUNLAR SENARYO DEĞİL
“Diziler ahlakımızı bozuyor” diye şikayet ederler. Son taktıkları ‘Koca Koca Yalanlar’... Çapkınlığı
Geçtiğimiz sezonun, bana göre en iyi dizilerinden ‘Ufak Tefek Cinayetler’, yeni sezona flaş bir fragmanla çıktı. Fonda ‘Ave Maria’ eşliğinde bıçak seti açılıyor. Bonfileler doğranıyor. ”Meğer yaşadıklarımız bir başlangıçmış, kumda oynayan çocuklar gibiymişiz. Bundan sonrası, çok daha fena” diyor Oya’nın sesi. Ekranda El Turco lakaplı Kerim Adil Sağlam karakteri, ön plana çıkıyor. Hatta şöyle boynunu kıtırdatmasıyla nasıl gaddar olabileceğinin işareti geliyor. Hannibal Lector mı yoksa?
Bir nevi ‘Kuzuların Sessizliği’
Tüm bunları izlerken ev ahalisi, ‘Kuzuların Sessizliği’ni hatırladı. Böyle psikopat bir hava verilmiş. Sakin ve fakat şiddetin en beteri varmış gibi... Sordum, ufak ayrıntılar geldi...
Her şey en üst noktada
“Kesinlikle çok daha sert bir sezon olacak. Daha agresif hikayeler tasarlandı. Duyguların yükseldiği, daha seksi bir yere kayıyoruz” dediler. Ushan Çakır malum, o da yeni transferlerden... Şahsen yorumundan çok şey bekliyorum. Sordum ne yapacak diye. “Sürprizli bir karakter, şimdilik daha fazla bilgi yok” yanıtını aldım.
SÜREYİ AZALTSAK
Ev ahalisinin şu sıralar favori dizisi ‘Koca Koca Yalanlar’... Standart yaz dizilerinin ötesinde.