Uzakdoğu’da şimdi de yeni coğrafyayı sizlere aktarmak istiyorum. İşte Güney Kore… Mesleğim gereği seyahat severlerin aksine, bir destinasyonun beklentilerimi ne kadar karşılayabileceğini düşünüp, gitmeden önce hayaller kurup sonrasında hayal kırıklıkları asla yaşamam. Yıllarca tur rehberliği mesleğini icra etmiş biri olarak, her gittiğim ülkede, bir seyyahın keyif alabileceği ne gibi özellikler olduğunu düşünerek, o ülke veya şehri yorumlamayı tercih ederim.
Kore'nin ayrıcalıkları…
Güney Kore’nin en pozitif özelliklerini sayacak olursam, Kore mutfağı, insanların Türk dediğiniz anda ayrı bir sempati ile sizleri şımartması ve ülkenin her sokağının güvenli olması şeklinde sayabilirim.
Türkler, Kore’nin ayrıcalıklı turistleri!
Güney Kore ile Kuzey Kore arasında 1950’lerin başında yaşanan savaşta, 17 ülke vatandaşı Güney Kore’yi savunmak adına savaşmış. Amerika Birleşik Devletleri’nden sonra en çok asker kaybını Türk ordusu vermiş. İşin en güzel yanı ise Güney Kore’ye Müslümanlığın yayılmasına Türkler savaş esnasında ön ayak olmuşlar. Güney Kore’nin özgürlüğü için savaşta kader birliği yapan Türklerle, bu nedenle turist olarak karşılaştıklarında, yaptıkları sevgi gösterileri ve tezahüratları anlatamam, gidip görüp yerinde denemeniz gerek! Belki de Türk seyahat severin kendi evinde gibi rahat seyahat edebileceği ve en çok ilgi ile karşılaşacağı ilk 3 ülkeden biri Güney Kore. İddia ediyorum sokakta aç susuz parasız kalın, Türküm dediğinizde yeme-içme ihtiyacınızı karşılayacakları gibi sizleri evlerine davet ederlerse şaşırmayın! Atalarımız onlar için savaşmış, canlarını vermiş ve Kore’liler için bu son derece saygı duyulan bir olay.
Güvenli ülkede seyahat keyfi bambaşkadır.
Bir seyahatin bence olmazsa olmazı, turistin seyahati esnasında endişe duymadan, rahatlıkla ülkeyi gezip, insanların arasına karışabilmesidir. Son derece güvenli olan Güney Kore’de binlerce insanın yürüdüğü sokaklarda bile cüzdanınızı çıkarıp orta yere bıraksanız, inanın kimse almaz gibi bir his duyuyorsunuz, size birinin zarar verebileceği, gasp veya hırsızlığa uğrayabileceğiniz hissini bir kez bile duymayacaksınız. Kendinizi en az ülkenizdeki kadar rahat hissettirecek keyifli turistik bir ülke, güzel insanları da keşfedilesi…
Kore mutfağının ilginç lezzetleri
Kore mutfağı dünya çapında meşhur olabilecek güzel yemek çeşitlerini bünyesinde barındırıyor üstelik rahatsızlık verici ağır yağ ve kokular da bu mutfakta bulunmuyor. Çok fazla yemek seçenler için ideal diyemem, ancak farklı lezzetlere açık, gittiği ülkenin kültürünü tanımak adına yeni lezzetler tatmayı sevenler için ideal.
Turşumuza benzeyen ancak çok daha az tuzlu bir suda salamura edilmiş lahana yapraklarının domates, biber salçası, sarımsak veya balık suyu ile lezzetlendirilmiş turşuvari her sofranın vazgeçilmezi “Kimchi” çok değişik bir lezzet. Üstelik Kore’yi ziyaret eden turistler için Kimchi World’de kendi Kimchi’nizi yapabileceğiniz atölyeye katılabilir, keyifli bir seyahat deneyimi yaşayabilirsiniz.
Uzakdoğu’nun leziz pilavı “Bibimbap”
Sofradan hafif kalkmanızı sağlıyor. Bir de her sofranın vazgeçilmezi olan pirinç ile yapılmış, “Bibimbap” ismi verilen pilavın mantar, sebzeler ve dana eti veya tavuk etinin üzerine konduğu tabak gerçekten çok leziz, işte bu her damak tadı için ideal. Yosun ve deniz mahsullü çorbaları, sebze ağırlıklı sulu yemekleri, sofradan tıka basa doymadan kalkmanıza yardımcı oluyor, her yemekten sonra kendinizi doymuş ama son derece hafif ve keyifli hissedebiliyorsunuz bu güzel ülkede.
Güney Kore'ye gitmek için birkaç neden
Güney Kore’ye neden gitmeli? Sorusunun yanıtları, bence çok fazla…
Teknoloji ile ilgilenenler, dünyadaki son teknolojik gelişmeleri, Kore’nin dünyaya damgasını vurmuş markalarının devasa binalarında gözleri ile görebilir. Doğa sever bir seyyah ise %75’i yeşillikler ile kaplı ülke tam size göre, gerçekten yeşilden gözleriniz dinlenecek. Başkent Seul’de Beyoğlu gibi halkın tümüne hitap eden Itaewon, Myeondong, Insadong gibi çok güzel caddeler olduğu gibi, sosyeteye hitap eden Nişantaşı, Etiler’i andıran Gangnam semtini gezip, “Gangnam style” ne demekmiş yakından görebilirsiniz. Gangnam’da bambaşka giyimli, trendleri takip eden bir gençlik ve lüks mağazaları bir arada görmeniz mümkün.
Gitmişken mutlaka! Gyeongju ve Pusan
Gyeongju’da yapılmış Millenium Park’ta ise ülkede bulunan önemli tarihi-turistik eserlerin minyatürleri yanı sıra olağanüstü bir tarihi animasyon gösterisi seyredebilir, kendinizi geçmişe yolculuk ettirebilirsiniz. Pusan ise belki de bir Türk olarak bizler için en önemli şehirlerden biri. 1005 şehidimizi, tek tek isimleri üzerinde yazan Birleşmiş Milletler mezarlığında ziyaret edip, yanı başlarında dualarınızı eda etmek, muhteşem bir duygu seline kapılmanızı sağlayacaktır.
Güney Kore çok mu pahalı?
Güney Kore seyahatinin belki de tek negatif noktası, hayal edilenin aksine ucuz bir ülke değil. Seyahatin alışveriş kısmını tamamlama şansınız yok denecek kadar az. Zira magnetten, seramiğe, ufak tefek hediyelikler dahil her şey pahalı. Tabii pahalı derken şunu da göz ardı etmeyelim, birçok dünya markasını sahip Güney Kore’de memur maaşı ortalama 5,000 Amerikan Doları. Dolayısıyla bir küçük suyun 2 TL, ekmeğin 3 TL olması normal karşılanması gereken bir durum.
Ne zaman? Nasıl gitmeli?
Benim fikrim geçmişte sömürgesi olduğu Japonya’nın kültürü ile Güney Kore birleştirilerek, bu ülke birbirlerini tamamlayıcı olarak çok güzel bir seyahat yapılabilir. Uzakdoğu’da birbirine en yakın kalmış, haritanın en kuzeydoğu ucundalar. Uçak bağlantıları açısından birçok kolaylık var. Güney Kore kesinlikle görülmesi ve doyasıya gezilmesi gereken bir ülke… Siz de iyi bir seyyahsanız mutlaka aklınızın bir köşesine Güney Kore ve Japonya kombinasyonunu yazın. Üstelik milli havayolumuz Türk Hava Yolları’nın direkt uçuşları da bulunduğundan, aktarmasız ve konforlu bir seyahatle gitmeniz mümkün. Nisan-Ekim ayları arası seyahat edilmesini tavsiye ediyorum.
Yazı-Fotoğraflar : Sarp Özkar - Yurtdışı Turları Uzmanı