Seyahat Pazarlama Uzmanı Sarp Özkar

Seyahat Pazarlama Uzmanı Sarp Özkar

kesiftutkunu@gmail.com

Tüm Yazıları

Asya’nın tam ortasında yer alan, güzel insanları, birbirinden önemli mimari eserleri, İslam sanatına ait güzellikleri yansıtan bir ülke olması, birçok ilim adamları, şairler, sanatçılar, düşünürleri bağrından çıkarmış önemli bir ülkedir Özbekistan. Yüzün üzerinde etnik grubun yaşadığı ülke, 28 milyon nüfusu ve ülkenin hemen her yerinde göreceğiniz Türkçe’ye bir hayli yakın Özbekçe dili ve yüzlerinden gülümseme eksik olmayan muhteşem insanlarıyla mutlaka görülmesi gereken bir ülke.

Büyük Timur İmparatorluğu’nun hakim olduğu topraklarda, Amir Temur nam-ı diğer Timurlenk’in bizzat yapılandırmaya katkısının bulunduğu Semarkant ve daha birçok tarik kokan şehri ile ilgi çekici güzellikler demeti… Hele ki İslam sanatına meraklıysanız veya inanç turizmi konusunda gidecek yer arıyorsanız, ilk adresiniz Umre ve Hac olduktan sonra, Kudüs’e gidebilir ama ardından mutlaka vakit kaybetmeden Özbekistan’ı da ziyaret etmeniz tavsiye olunur.. Timurlenk’in imparatorluğunun izlerine yakından şahitlik edecek, dört halifeden biri olan Hazreti Osman’ın kendi el yazması, üstelik şehadeti esnasında üzerine akan kanı bulunan Kuran-ı Kerim’i görecek, Ali Şir Nevai gibi dünya edebiyatına damga vurmuş Türkçe’yi edebi sanatın içinde ustaca kullanmış bir şairin topraklarında gezecek, Ali Kuşçu’ların, İbn-i Sina’ların ilim üzerine yıllarca çalıştıkları yerlerde dolaşacak, Uluğbey’in günümüz astronomisine ışık tutan ve bugüne kadar üzerine yeni bilgi eklenememiş o müthiş keşiflerini yaptığı gözlem evini gezecek, günümüze peygamber efendimiz Hz.Muhammed(S.A.V)’dan en çok hadis ileten İmam Buhari hazretlerinin türbesini ziyaret etme hatta Cuma vaktinde mescidinde namaz kılma şansına da erişebilirsiniz. Hepsi bunlarla da sınırlı değil… Şeyh Nakşibendi Hazretlerinin türbesi de Buhara’da yer almakta, inanç turizmi adına Taşkent’ten kolay ulaşımla, Kazakistan’a doğru yol alıp Türk toplumlarına İslamiyet’in uygulamasını kolaylaştırıp benimsemelerini sağlayan Ahmet Yesevi’nin türbesini de, Kazakistan’ın Türkistan şehrinde ziyaret edebilirsiniz.

Haberin Devamı

İnanç turizmine ait bir seyahat ilginizi çekmiyorsa dahi, Özbekistan sizleri etkileyebilecek bir ülke. Her şeyden önce ülke turizme yeni yeni adapte olmaya çalışıyor. Diğer ülkelerde olduğu gibi Kültür ve Turizm Bakanlığı değil Özbek Turizm adında bir kuruluş, turizm yapılandırması için çalışıyor. Yılda sadece 750 bin civarı turist alan ülke, güzel bir yol haritası belirlemiş. Her yıl belirli oranlarda turist sayılarını arttırıp, Özbekistan’ı bir turizm ülkesi yapmakta kararlılar. Bu yönde tüm iyi niyetleri ve ellerindeki imkanları seferber etmişler. Bizleri de hem seyahat acentecilerin sahipleri, hem de basın mensupları olarak davet ederek son derece güzel ağırlayıp ülkelerinin güzelliklerini yerinde gösterdiler.

Haberin Devamı

Beni en çok mutlu eden konu, yemekler Türk damadına çok uygundu ve insanlar muhteşemdi. Ülkede yüzü gülmeyen tek kişi bulmanız mümkün değil. Daha henüz turizm çok yaygın olmadığından, herkes objektiflere poz veriyor, kameralara röportaj vermek için birbirleriyle yarışıyorlar. Bunları geçelim, bir Özbek vatandaşı kapısını açtığında sizinle karşılaştığında aynen Anadolu köylerimizde olduğu gibi yabancı olduğunuzu anladıkları andan itibaren evlerine davet ediyorlar. Bu olay 5 günlük Özbekistan gezimizde 5-6 defa başıma geldi. Hatta bir evin kapısı açıktı, madem fotoğrafa bir şey demiyorlar içeri bakayım dediğimde; yaşlı bir teyze ve torunu yer sofrasında yemek yiyordu, beni gördüler ve yemeğe girmem için öyle ısrarcı oldular ki adeta kaçmak zorunda kaldım. Keşke zamanımız daha fazla olsaydı da bu değerli paylaşımı yapabilseydik… Adeta bir gezgin edasıyla gezebileceğiniz muhteşem ülke Özbekistan. Alışveriş yapacağınız yerlerde hem fiyatlar ucuz, hem de turistik bir atmosfere çok alışkın olmadıklarından son derece olumlu insanlar, güler yüzlü ve samimiyetle ucuza mallarını satıyorlar. Son derece orijinal el boyaması çiniler, samanların lehim aleti gibi bir cihaz ile yakılarak yapılan nesli tükenmekte olan Özbek sanatına ait bir tablo satın alabilirsiniz. Ayrıca son derece değerli sanatçıların tabloları veya el dokuması kilim-halıları alışveriş için ideal ürünler… Hele ki bir de Semerkand ekmeği var ki, tadına doyulmaz. Birkaç tane satın alıp Türkiye’ye getirmekte yarar var. Tandırda yapılan son derece tok ve neredeyse bir kilo tartan ekmeği sadece bir liraya alabiliyorsunuz, üstelik bir iki dilimi bile doymanıza yetiyor…

Haberin Devamı

Özbek pilavı oraya giderken en çok merak ettiğim yiyecekti. Bir pilav ne kadar güzel yapılabilir ki diye düşünüp durmuştum. Üstelik öğrendim ki ülkenin her bölgesinde Özbek pilavı farklı şekillerde yapılıyor. Taşkent ve Semerkant’ta yediğim Özbek pilavları da fena değildi ama Buhara’nın pilavını asla unutamayacağım. Pilavın içine büyükçe bir baş sarımsak, yeşil biber, tatlı kırmızı biber, havuç ve sarı havuç, kuş üzümü, kuru fasulye ve tabii koyun eti veya dana eti içine karıştırılarak servis yapılıyor. Bizim pilavlara göre kesinlikle daha yağlı ancak son derece leziz…

Özbekistan’ın hem bu kadar modern hem de bu kadar tarihi aynı bünyede barındırdığını açıkçası düşünmemiştim. Taşkent şehir turu esnasında kendi kendime, dünyada yetmişin üzerinde ülke gördün, bu kadar düzenli ve son derece iyi şehir planlaması ile karşılaştın mı sorusunu yönelttim. Cevabım hayırdı. Yıllarca Rusya’nın bir parçası olan ülke, Rusya’nın etkileri sayesinde şehir planlamaları konusunda göz alıcı güzelliklere sahip, Taşkent’te gezerken büyük şehirde park bahçeler içinde, kuş sesleriyle huzur duyarak geziyor, 5-6 şeritli geniş caddelerinde sıfıra yakın bir trafikte stresten uzak kalıyor, adeta gezerken dinleniyorsunuz. Taşkent şehir turunda dünyaca ünlü şair Ali Şir Nevai adının verildiği Opera-Bale binası, 16.yüzyılda yapılmış Kükeldaş Medresesi bugün dini eğitim verilen aynı zamanda Cuma namazlarında Taşkent’lilerin Cuma mescidi olarak ünlenmiş, Amir Temur meydanında Timurlenk’in devasa anıtı ve özgürlük meydanı, en önemlisi de Hz.Osman’ın el yazması Kuran-ı Kerim’i ni de görebiliyorsunuz.

Özbekistan’a turistik seyahate gidiyorsanız; rotanız, Tashkent(Taşkent), Khiva(Hiva), Samarkand(Semerkant) ve Buxara(Buhara) olmalıdır. Hiva çok ilginç bir kasaba. Taşkent’ten uçağa binip 2 saatlik uçak yolculuğu ile Urgench’e varıyorsunuz, oradan da otobüsle yarım saatlik mesafede yer alıyor. Tek cümleyle ifade etmem gerekirse, Özbekistan’ın minyatür açık hava müzesi. Kendinizi Hiva’da adeta bir tarih sahnesi içinde, 16.yüzyılda orada yaşayan halktan biri gibi hissedeceksiniz. Semerkant ve Buhara’da göreceğiniz devasa İslam mimarilerinin yanı sıra Hiva’dakiler daha derli toplu, çok daha ufaltılmış ama küçük bir mahallede toplanmış edasında ve yüzyıllardır iyi korunmuş…

Hiva’dan Semerkant’a Afrasiyob hızlı treni ile geçeceğimizi duyduğumda endişelenmiştim! Tren istasyonunun bu kadar güzel ve trenlerin bu kadar modern-güzel olacağını hiç tahmin etmemiştim. Meğer Orta Asya’nın en güzel bağlantılarının olduğu en modern tren ulaşımının olduğu parmakla gösterilen bir ülkeymiş Özbekistan. Macera ruhuna sahipseniz, kendi başınıza gelecekseniz kesinlikle çekinmeden trenlerle ülkeyi gezebilirsiniz.

Hiva’dan Semerkant’a hızlı trenle 2 saatte vardık. Semerkant da son derece ilgi çekici bir şehir. Acenteci ve gazeteci olmamız nedeniyle, İmam Buhari hazretlerinin türbesinin kapalı kapısını bizim için özel izinle açtılar, yer altındaki türbenin başında dua okuma şansına sahip olduk, bu gerçekten önemli ve güzel bir ayrıcalıktı. Yine Cuma günleri için Özbekistan’ın hemen her şehrinden burada türbe ziyaretine geliniyor ve İmam Buhari Hazretlerinin türbesi yanındaki mescitte Cuma namazı kılmak ülke insanı için de çok önemli bir olay. Hazreti Danyal’in 18 metrelik mezarı, medreselerin ve İslam mimarisinin en güzel eserlerini göreceğiniz Registon Meydanı son derece ilgi çekici. Timur’un torunu astronomi biliminin öncüsü Uluğbey’in gözlem evinde o günkü yokluklarda bilimin nasıl yazıldığına şahit olacağınız ilgi çekici mekan, Bibi hanım camii ve yanı başında kuruyemiş, sebze meyve pazarı Semerkant’ın en ilgi çekici yerleri.

Semerkant’tan Buhara’ya ise otobüsle geçtik. 5 saat süren yolda çok fazla bir duraklama imkanı olmadığından, bu mesafeyi mümkünse trenle geçmenizi tavsiye ediyorum. Buhara gezinin bence en güzel şehri. Tarihi kalesi, Nakşibendi Şeyhinin türbesinin bulunduğu eseri, İslam dünyasının en önemli eğitim yuvalarından Miri Arap medresesi, Uluğbey medresesi ve Buhara emirlerinin yazlık saraylarına kadar ilgi çekici birçok eser bulunmakta. Buhara’da kendinizi geçmişte yolculuk ederken hissedecek, yüzlerce yıl öncesi dönemlerin güzelliklerine ortak olacaksınız.

Tavsiyem Taşkent’te zincir otellerde konaklayın, Hiva, Buhara ve Semerkant’ta ise tipik Özbek mimarisi ile yapılmış, otelin içi ve odaları tamamen Özbek sanatı-mimarisi ile süslenmiş butik otellerde konaklayın. Otel standartları beklentilerinizin altında kalacağından, bu şekilde mutlu olacağınıza eminim. Özbekistan’a mutlaka gidin, doyasıya gezin bu güzel ülkeyi, pişman olmayacaksınız…