Büyük müteahhitler denince, yıllık iş hacmi 1 milyar dolar ve üzeri olanlar anlaşılır ki, bunların sayısının da sektörün ilk 23 firmasıyla sınırlı olduğunu söyleyebiliriz. Çoğunluğunun ofisleri Ankara’dadır ve bir elleri yatırımcı bakanlıklarda, diğer elleri de Maliye Bakanlığı’ndadır. Oysa inşaat sektörü üçlü sacayağı üzerine oturur.
Müteahhitler bu sacayağının yalnızca birini oluşturur. İkinci ayak müşavirlik firmaları, üçüncü ayak ise inşaat malzemesi sanayicileridir.
Bu girişi şunun için yapıyorum: Bayındırlık ve İskân Bakanı Mustafa Demir, sektörü bir araya getirecek organizasyonlara “aracılık” etmeye başladı.
Geçen günlerde Demir, İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) Genel Sekreteri Selda Başbuğoğlu ile Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Genel Sekreteri Haluk Büyükbaş’ın buluşmasını sağlayarak, “sektörel işbirliğinin” temellerinin atılmasının yolunu açtı.
Önümüzdeki günlerde de inşaat sektörünün üç temel aktörü müteahhitler, müşavirler ve sanayiciler, başkanlar düzeyinde bir araya gelip ortak paydalar üzerinden “2023 stratejisi” oluşturacaklar.
Diyarbakır modeli
Devlet bakanları Ali Babacan ve Zafer Çağlayan başkanlığında 6 Temmuz’da toplanan Ekonomik Koordinasyon Kurulu (EKK), müteahhitlerin taleplerini gündemine aldı.
Kamu bankalarının teminat mektubu vermesi, KDV’lerin yıllık olarak ödenmesi, yurtiçinde kamunun altyapı yatırımlarını artırması ve yurtdışı müteahhitlik hizmetleri için Türkiye’den giden işçilerden alınan sosyal güvenlik primlerine, Güneydoğu’da olduğu gibi yüzde 50 oranında indirim yapılmasını içeren teşvik paketi tartışıldı.
Dün Hazine yetkilileriyle görüşen TMB, Bangladeş, Vietnam gibi üçüncü dünya ülkeleri yerine Türkiye’den istihdam sağlanması yönünde alınacak önlemleri masaya yatırdı.
Yurtdışında inşaat yapan 23 firma geçen yılki verilere göre, yabancı ülkelerde çalıştırdığı toplam 149 bin işçinin yalnızca 53 binini Türkiye’den götürüyor. TMB, bunun nedeni olarak işçi ve işveren payı olarak ücretlerden yüzde 38.5 oranında kesilen sosyal güvenlik priminin getirdiği yükü gösteriyor.
İnşaat sektöründe çalışan sayısının son iki yılda 1 milyon 700 binden 1 milyonun altına inmesi istihdama yönelik düzenlemeleri acil hale getiriyor.
Bölgede lider sektör
23 meslek örgütünün de içinde olduğu İMSAD’ın Başkanı Orhan Turan, “Türkiye ihracatında 23 milyar dolar ile inşaat sektörü ikinci sırada yer alıyor. Kamuda inşaat sektörüne dönük farkındalık yaratmak istiyoruz. İnşaat sektörünü AB müktesebatına uyumlu hale getirmek üzere Türkiye liderliğinde Bulgaristan ve Romanya’da “EUbuild” olarak isimlendirilen “İnşaat Malzemeleri Sektöründe AB’ye Uyum ve İşbirliğinin Olası Etkileri Konusunda Farkındalık Yaratma” projesini uyguladık. Türkiye, sanayicileri, istihdam kalitesi ve müteahhitleri ile çevresinde lider bir ülke” diyor.
Orhan’ın bu sözlerinin tercümesi, inşaat sektörünün yalnızca yabancı müteahhitlik hizmetleri olarak algılanmasına gösterilen tepkiyi de içinde barındırıyor.
Şehirlere bakanlık
Bir süredir yatırımcı bakanlık görevini büyük ölçüde Ulaştırma Bakanlığı’na bırakan Bayındırlık ve İskân Bakanlığı etkin bir model üzerinde çalışıyor. Bakanlığın adının “Şehircilik ve Konut Bakanlığı” olarak değiştirilmesi gündeme geliyor. Başbakanlık’a bağlı TOKİ ve Hazine’ye bağlı Milli Emlak’ın, mevcut adıyla Bayındırlık ve İskân Bakanlığı’na bağlanması görüşülüyor.
İlgili bakanlığın atacağı adımların başında, TMB’ye üye 170 müteahhidin yanı sıra sayıları 200 bine varan ve içinde yap-sat’çıların da olduğu inşaatçılara “belge” vermek geliyor.
Bayındırlık Bakanlığı, müteahhitlere bitirdikleri işlerin hacmi ve niteliğine göre iş yapma karnesi dağıtırdı. Bu uygulama, siyasi istismar konusu haline gelince ortadan kaldırılmıştı.
Karnenin ortadan kalkmasıyla ortaya çıkan “denetim” boşluğunu doldurma görevi yine aynı bakanlığa düştü.