Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Nalbur dükkânından aldığımız bir raf ürünü olarak hayatımıza giren markaların içinden geçen hayatlar, kimi zaman bir ülkenin yakın tarihini anlamaya yardımcı olabilecek canlı belgeler olarak karşımıza çıkabiliyor. Geçtiğimiz günlerde Osmanlı Sanat Uzmanı Serdar Gülgün’ün restore edip, içinde yaşadığı Çengelköy’deki Macar Feyzullah Paşa Köşkü’nde verdiği davetin sponsoru, Marshall Boya Yönetim Kurulu Başkanı 88 yaşındaki İsmet Uzunyol’u tanıdığımda bunları düşünmüştüm.
Uzunyol’un anlatımıyla, 1954 yılında kurulan Marshall’ın, 1998’de uluslararası boya devlerinden Akzo Nobel’e satışının kısa bir öyküsünü sizlerle paylaşmıştım.
Yazı beni Marshall’ın kurucusu Yorgi Toprakçıoğlu’nun Türkiye’de yaşayan oğlu George Anthony Toprakçıoğlu’nun Yeşilyurt’taki evine kadar götürdü. Toprakçıoğlu beni elinde 1996 yılı Marshall faaliyet raporuyla karşılıyordu. Rapor, aynı dönemde de şirketin başkanı olan Uzunyol ve Marshall Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yorgi Toprakçıoğlu ’nun birer yazısıyla sunuluyordu.
Bay Yorgi yazısında yaşam öyküsünü özetlemiş.
1940’ların sonunda dedesi Yuvan Ağa’nın (Konyalı) Keresteciler Cadddesi’nde zift, zehirli boya, katran gibi kalafat malzemeleri satan dükkânında çıraklık yaptığı günlerden başlayıp, üniversiteyi okumak için gittiği Amerika’da tanıdığı yayıncı ve işadamı Marshall Haywood’a kadar uzanan ilk gençlik yılları...
1952 yılında Roosevelt Kolej’de bir yandan kimya eğitimi alan Toprakçıoğlu, öte yandan da Haywood’un üç oğluna “ağabeylik” yapıp, özel işlerine yardım ederken, girişimci yanını tanıtmayı da ihmal etmiyor. İki yıl gibi kısa bir zamanda Amerikalı işadamını İstanbul’da önce makine yağları rafinasyonu, ardından da boya sanayinde ortaklık kurmaya ikna ediyor.
Türkiye’nin Demokrat Parti’nin iktidarında başlattığı “liberalleşme deneyimleri” kısa sürüyor, 1960 darbesiyle yabancı sermayenin kârlarını yurtdışına transferi engelleniyor.

Haberin Devamı

Yunan sermayesi Türkiye’ye kaçıyor


Annesi Vehbi Koç’un asistanı
Haywood Türkiye’deki yatırımı durdurmak yerine, Amerikan pazarına Efes Pilsen veya denizcilik malzemeleri ihracatı yaparak karını ülkesine götürmeyi düşünüyorsa da, bu projesi gerçekleşemiyor. Zaten şirket de 1958’de zora giriyor. DP’ye yönelik “Paraları yurtdışına kaçırıyorlar” iddiasıyla soruşturmalar başlamış, yabancı sermaye vergi denetimleri marifetiyle kıskaca alınmış...
Tam da bu günlerde Maliye’de vergi memuru olan İsmet Uzunyol şirkete küçük bir hisse verilerek ortak ediliyor. Uzunyol 1960’da şirketin hisselerini bayilerine açıyor, 1990’da hisselerin yüzde 15’i İMKB’de işlem görmeye başlıyor. Bu arada Yorgi Toprakçıoğlu’nun eşi Aliki Toprakçıoğlu da, Koç Holding’in kurucusu Vehbi Koç’un yanında bir dönem tercüman ve asistan olarak çalışıyor.

Babası gitti, oğlu yerleşti
Marshall 1958’den 1998’e Haywood, Uzunyol ve Toprakçıoğlu aileleriyle geliyor. Akzo Nabel’in Marshall’ın inşaat boyaları bölümünü satın almasıyla grubun diğer şirketleri Safran Boya (Aysan) ile Herberts Toprakçıoğlu’nda; Eminiş Ambalaj sanayi ise Uzunyol ailesinde kalıyor.
Toprakçıoğlu ailesi 2001 yılında çok da beklediği sonuçları alamadan Türkiye’deki yatırımlarından çekiliyor.
Türkiye’deki şirketlerinden aldığı maaşlarla İstanbul gelir vergisi listesinde ilk 70’lerde yer alan Yorgi Toprakçıoğlu 2000’lerin başında Atina’ya yerleşiyor ve burada Antipolis eko tarım işletmesi ve turizm yatırımcısı olarak yaşamını sürdürüyor.
Bir dönem maaşıyla vergi şampiyonları arasına giren işadamı, bugün Türkiye’den yalnızca 1200 lira emekli aylığı alıyor.
George Anthony Toprakçıoğlu ise Türkiye’den kopmuyor. Marshall’ın Bulgaristan’daki pazarından sorumlu olduğu günlerde elde ettiği birikimle bir süre Çukurcuma’da işletmeciliğini yaptığı meyhanede Bulgar şaraplarını satıyor, Beyoğlu Spor Kulübü Başkanlığı yapıyor.

Krizden ortaklık çıkabilir
Edirne’nin tarihi, sosyal ve kültürel yaşamına katkı sağlamaya çalışan Toprakçıoğlu’nun Türkiye ve Yunanistan ilişkilerine olan inancı ve çabaları tükenmiyor.
Yunanistan’daki krizi çarpıcı örneklerle anlatıyor: “Türkiye, bundan 30 yıl önce Yunanistan ekonomisinin 5’te biriydi, şimdi 2’de biri. AB fonlarından sağlanan destekle iki ülke sınır bölgesi yatırımlarına ağırlık verilebilir. Yunanistan sanayicilerinden fabrikalarını söküp, Türkiye’ye satmak isteyenlerle görüşüyoruz. Yunanistan’daki sermaye, Türkiye’deki Yunan bankalarına geliyor.”
Türk-Yunan İş Konseyi’nin, 18-20 Haziran tarihleri arasında düzenlenecek toplantısının, Toprakçıoğlu’nun “Osmanlı’nın başkenti olmasının görkemini taşıyan gizli bir Hazine’dir” dediği Edirne ilimizde gerçekleşecek olması, komşuyla yakınlaşma sürecine işaret ediyor.