Avrupa’nın önde gelen ticari araçlarına üretim yapan Eku Fren ve Döküm Sanayi’nin ikinci kuşak temsilcisi Lütfü Küçük, sektördeki küçülmeyi ve işten çıkarmaları anlatıyor.
“Derdim çok büyük“ diye başlıyor söze.
Küçük, yılda yaklaşık 30 milyar dolar ciro yakalayan 625 üyeli Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Başkanı ve otomotiv gibi “küresel krizi“ derinden yaşayan bir sektörde faaliyet gösteriyor.
BPW, Iveco ve DAF gibi Avrupa’nın önde gelen ticari araç firmalarına ürün satıyor.
Almanya, Hollanda, İtalya ve İngiltere’deki “finans ve pazarlama“ uzmanlarıyla ekonominin nabzını tutuyor.
En son Hollanda gezisinde borcuna karşılık kamyon teklif eden DAF’tan alacağını zor kurtardı.
Küçük, kriz nedeniyle İtalyan otomotiv devi FIAT’ın hisselerinin yüzde 35’ini satın aldığı ABD’nin üçüncü büyük otomotiv firması Chrysler’den aldığı 7 kamyonla, “hesabı“ kapatmanın acısını unutmuş değil.
Yılda 30 milyon euro ciro yapan bir işletmenin sahibi.
Geçtiğimiz günlerde Gebze TAYSAD Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikasında 320 çalışanından 60’ını işten çıkarmak zorunda kaldı.
Globalizmi öğrendik
Krizle birlikte “globalizm” kelimesinin anlamını öğrenen tüm işadamları gibi Küçük’ün de bazı saptamaları var:
- IMF kamunun borçlanma ihtiyacını azaltır. Bankalar zararlarını kapamak için yüksek faizle devleti fonlamak yerine, özel sektöre kaynak aktarabilirler.
- İşçiye ustabaşı olana kadar eğitim veriyorsunuz. Sanayici son çare olarak işçi çıkartır.
- Bazı işletmeler yemekhanelerdeki ışıkları bile yakmıyorlar. Tasarruf önlemlerinin sonuna dayandık.
- Geç alınmış önlem önlem değildir. Eğer IMF ile Ocak ayına kadar anlaşma imzalanmazsa mahvolduk diye düşünüyorduk.
- Mayıs ayında DAF yöneticisi bana “Kriz geliyor, projeksiyonu kestik“ dediğinde, “Bir bira iç açılırsın“ yanıtını veriyordum. Bursa’da kasım ayında tablo 180 derece değişti.
- Başbakan Erdoğan, “Bazı işadamlarının zulalarında 2 yıl yetecek paraları var“ dediği zaman işimizin zor olduğunu anladım.
- Üretim, istihdam ve ihracat odaklı önlem paketinin acilen açılması gerekiyordu.
- TÜGİAD’ın yaptığı 2009 beklenti anketine göre, firmaların yüzde 37’si en büyük risk olarak iç pazarın daralması ve ödeme vadelerinin uzamamasını; yüzde 26’sı bankaların kredilerini geri çağırması ve yenilememesini işaret ediyor. İşletme sermayesi açığı ve karşılanmaması yüzde 20 ile üçüncü, ihracat pazarlarındaki daralma ise yüzde 17 ile dördüncü sırada.
Küçük’ün bu sözleri ekonominin bir yüzü, ya öbür yüzü; yani insan!
Herkes sokağa çıkar
Küçük, 320 işçisinden 60’ını işten çıkarmak zorunda kalmış. Fabrikası Gebze TAYSAD Organize Sanayi Bölgesi’nde.
“İşsiz kalanlar ailelerine işsiz kaldıklarını söyleyemediler. Sabah işe gelir gibi geliyorlar, kaldırımda oturup akşam olunca mesai bitmiş gibi eve dönüyorlar“ diyor Küçük.
Küçük’e fabrikanın güvenliğinden “İşten çıkanlar öğlen yemeklerine geliyorlar“ bilgisi iletilmiş.
“Aman“ demiş Küçük, “Bırakın gelsinler!”
Hal böyle; onur ve ekmek kavgası veriliyor asfalt kaldırımlarda.
AKP de IMF ile “çamurlu yolun“, belediye harcamaların pazarlığını yapıyor.
IMF bu yollara gelir mi, çekip gider. O zaman ne olur?
Küçük, “Herkes sokağa çıkar“ diyor.
Dün akşam bir gurup yazarla bir araya gelen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’a söyledim: “AKP’nin en büyük rakibi ekonomik kriz!”