Birinci AKP hükümeti döneminde en çok tartışılan konulardan biri de Vakıflar Kanunu’nda yapılmak istenen değişiklikti.
Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer 9 maddesinin yeniden görüşülmesi için iade ettiği 5737 sayılı Kanun, 2008 yılının ikinci ayında TBMM’den geçmişti.
Yeni yasaya göre, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün üst organı olarak öngörülen Vakıflar Meclisi’nde üye sayısı 15’e çıkartılıyordu. Bu üyelerden 5’i seçimle “Meclis’e“ geliyordu. 28 Aralık günü seçim yapıldı. Hükümete yakın çevreler “Vakıflar Meclisi“ içinde de ağırlıklarını koydular. Hem de “sivil“ şartı göz ardı ederek!
Vakıflar Meclisi’nde 5 üye seçimle yönetime geliyor, 10’u ise atanıyor. 1992 yeni kurulan vakfı temsilen 3 kişi, 204 eski (mülhak-aile) vakfı temsilen 1, 161 cemaat (Rum-Ermeni-Süryani) vakfını temsilen de bir üye seçiliyor.
Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün daveti ile 28 Aralık’ta Ankara’da 4000 vakıftan 2000’i temsilci belirledi. 931’i il ve ilçelerde kurulan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları’ndan gelen 500 delegeydi. Vakıf temsilcileri arasında SYDV’nin seçimlere girmesi eleştirildi. Her bir vakıf bir temsil oyuna sahipken, SYDV adına 500 kişi oy kullandı.
Vakıflar Meclisi’ne 427 oyla giren SYDV Genel Müdür Yardımcısı İslam Emiroğlu’nun “zaferi” eleştirilen bu tablonun sonucuydu.
Laikler yedek listede
80’nin üzerinde vakıfın üye olduğu Türkiye Gönüllü Teşeküller Vakfı (TGTV) seçimlere girecek adayının, Ensar Vakfı Başkanı Ahmet Şişman olduğunu açıklamıştı. TGTV’nin adayı olan Şişman 473 oyla birinci sıradan “Vakıflar Meclisi“ ne girdi.
273 oyla seçilen bir değer asil üye de eski Vakıflar Bölge Müdürü Süleyman Dinç oldu. Dinç, Orta Afrika’da eğitim veren Fetullah Gülen’in okullarında (Çad Türk Koleji) öğretmelik yapıyor.
Türkiye Üçünçü Sektör Vakfı (TÜSEV) Proje Koordinatörü Tevfik Başak Ersen ise 225 oyla yedek listeye girebildi. Dağılıma bakarsak, vakıflar ve İslami cemaatler “Vakıflar Meclisi“ nde yerleşti.
Temsilde adalet sorunu
Yasa Vakıflar yönetimine “azınlıkların“ girmesine olanak verdi. Rum vakıflarını temsilen Pandeli Laki Vingas 73 oyla “Vakıflar Meclisi” ne girdi. Böylece kamu idaresinde bir “azınlık“ temsili sağlandı.
Meclis’in 5’inci üyesi ise “aile vakıflarından“ seçildi. Eski ve köklü bir aileyi temsil eden Abdülkadir Sokullu 116 oyla seçildi.
Yasa Başbakan Tayyip Erdoğan’a da Meclis’e 5 yeni üye atama yetkisi veriyordu. Başbakan vakıf bilgi ve deneyimine, yeteneğine güvendiği isimlerden atama yapabilirdi. Ancak, Erdoğan yeni isim belirlemedi, eski Vakıflar Genel Müdürlüğü üyeleriyle yola devam kararı aldı.
Vakıflar Meclisi’nde Osmanlı döneminde kurulan 40 eski vakfı Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün atadığı 5 üye temsil ediyor.
Bu tabloda vakıfların varlığı ile temsil arasında adalet de ayrı bir sorun gibi duruyor. 204 aile vakfı da 161 cemaat vakfı da birer üye ile temsil ediliyor. 40 bin Osmanlı Vakfı 5, 4000 yeni vakıf da 5 üye ile temsil ediliyor.
Ensar Vakfı’nın ve bağlı olduğu TGTV’nın Vakıflar Meclisi’nde ağırlıkla temsilinin sağlanması sonucunu doğuran yapılanma kök salıyor.
Bunu hep yapıyorlar
Vakıflardaki seçimler, İstanbul Kalkınma Ajansı’ndaki gelişmeleri anımsatıyor.
Yapılan seçimler sonucu Kalkınma Ajansı yönetimine Türkiye’nin en büyük finans ve sermaye gruplarının sahiplerinin üye olduğu TÜSİAD girememiş, TÜRKONFED en geniş kurulda bile yer almamıştı.
Buna karşılık MÜSİAD ve TUSKON gibi hükümete yakın kesimlerin adayları seçimleri almıştı. Burada da seçmen yapısını valiler belirlemişti.
Tema, TEGV, TEV, ÇYDD gibi “çağdaş hukuk devleti“ prensibini benimseyen vakıflara giden yollar tıkanıyor; ikinci kez tıkanıyor!
Halkın iradesi yeniden şekillendiriliyor.
Yasa “Vakıflar Meclisi“ ne geniş yetkiler de veriyor. Vakıflar Kanunu’na aykırı bulduğu yöneticiyi görevden alabiliyor, denetleyebiliyor.
Yarın: Vakıflara yapılan bağışlar