Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Patronlar Ankara’daki YİK toplantısına onur koğu olarak davet ettikleri Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, “komşularla sıfır sorun” tezine ikna olmak için, boşluk bırakmadılar

Ankara’da yapılan yılın son TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) öncesi yapılan “başkent” daveti, siyaset-iş dünyası yakınlaşması kadar; kurumun aynı çevreler içindeki popülaritesini ölçen bir barometre işlevi de görür.
9 Aralık akşamı Sheraton Oteli’ndeki davette tablo belirgindi: CHP, MHP, BDP, DSP ve TP liderlerinin davete katılmaları, demokrasinin muhalefet bacağının güçlenmesi yönündeki talebi ölçmemize olanak sağladı.
HAS Parti lideri Numan Kurtulmuş bu tablo içinde yer almayarak, TÜSİAD sermayesine “muhalif” tutumunu sürdürdü....
Üyelere bakarsak; Güler Sabancı, Suzan Sabancı Dinçer yoktu.
Rahmi Koç, Feyyaz Berker gibi TÜSİAD’ın “ağır toplarının” yerini gençler almıştı...
TÜSİAD’ın kurucu ailelerinden ikinci jenerasyonu Bülent Eczacıbaşı temsil etmeye devam ediyordu.

Bürokratlar Başbakan’ı izledi
Salonda en çok kullanılan kelimenin “yumurta” olduğunu belirtemeden geçmeyeyim. SBF’de öğrencilerin yumurtalı protestosuyla karşılaşan Adalet Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu’ya medyanın ilgisi tavan yaparken; CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile tanışmak için TÜSİAD üyelerinin “atak” davranmaması gözden kaçmadı.

AK Parti’den 5 bakanın
davetli olmasına rağmen, davete kabineden yalnızca Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile Devlet Bakanı Cemil Çiçek’in katılması, “Hükümet 12 Eylül referandumu rezervini saklı tutuyor” yorumlarına yol açtı. Başbakan’ın katılmadığı kokteyle üst düzey bürokratların da gelmemesi, devletin işleyişi hakkında bir fikir verebilir.

Kaldı ki geleneksel Ankara
refleksi bu değildir. Önceki yıllarda yapılan TÜSİAD’ın Ankara çıkarmasına; Merkez Bankası Başkanı, Hazine Müsteşarı, BDDK gibi finansın patronları da gelirlerdi...

Gülen ve Cemaat diyaloğu
BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’la; Fethullah Gülen Cemaati’ne yakınlığı ile bilinen Zaman gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce’nin, Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla görüşmesini konuştuk.
Gülerce’nin “Görüşme talebi avukatlardan geldi” açıklamasını hatırlattığımda Demirtaş, “Kendilerinin bir mesaj verme isteği olmasaydı, bu talebi kabul etmezlerdi” yorumunu yaptı.
Demirtaş, Öcalan’ın bu görüşmeden sonra Cemaat için yaptığı “Ortadoğu’nun bir siyasi partisi gibiler” yorumu üzerine de “Bölgede etkin değiller. Gençler ihtiyaçlarını karşılamak için Cemaat yurtlarında kalıyor, aileler bize oy veriyor” demekle yetiniyor.
Kaba bir ayrışmayla; Güneydoğu oylarının BDP ile AK Parti arasında dağıldığı siyasi aritmetikte, Cemaat oylarını tasnif etmek o kadar kolay değil.

Zirvenin ipuçları dün
Yıldıray Oğur’dan geldi. Yalova buluşmasının, Hakkari’de imam Aziz Tan’ın öldürülmesi ve Bismil’de bir Cemaat evine yapılan baskından 12 gün sonra (5 Kasım) gerçekleşmesi önemliydi.
Neden Davutoğlu davet edildi?

Dışişleri Bakanı Ahmet
Davutoğlu; Başbakan’ın milletvekili olmamasına karşılık kabinede “Bakanım” diyerek görevlendirdiği tek bir isim.
AK Parti içinde güç dengelerinin 2012’ye endekslendiği herkesin malumu iken, Davutoğlu’nun TÜSİAD’a onur konuğu olarak davet edilmesi, “eksen kayması” tartışmasına son noktayı koyma iradesi taşıyordu.

Bu öylesine açıktan yapıldı ki...
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, YİK’in basına açık bölümünde yaptığı konuşmada; dünyanın izole ettiği ve 200 bin kişinin ölümünden sorumlu tutulan Sudan Devlet Bakan Ömer El Beşir’i Ankara’nın kabul etmesini eleştirdi.
Aynı oturumda 45 dakikalık bir sunum yapan Davutoğlu,
Boyner’in konuşmasında yer alan “öğrencilere uygulanan polis şiddeti” eleştirisini yanıt verirken, El Beşir bölümünü saklı tuttu.

TÜSİAD’da güvercin tedirginliği
TÜSİAD üyeleri, basına kapalı toplantıya geçildiğinde,

Davutoğlu’nu “komşularla sıfır
sorun“ tezini açması için soru yağmuruna tuttular: Türkiye’ye yönelik yapılan “Eksen kayması“ eleştkirileri karşısında ikna edilmek arzusu öne çıkıyordu!
İşadamı Cem Boyner, Bakan’ın mesajlarında boşluk kalmasına izin vermedi ve “Türkiye, El Beşir ile niye görüştü?” diyerek, eşinin (Ümit Boyner) eleştirisini soru formatına dönüştürdü.
Davutoğlu bu soruyu; “komşumuz İran”denklemi içinde açıklarken, Sudan’a da Batı’nın yaptığı gibi ekonomik çıkarlar nedeniyle ilgi gösterdiklerinin altını çizdi.
İşadamlarına anladıkları dilden dış politikayı anlatan Bakan, “Bölgesel işbirlikler sizin işinize yarıyor” vurgusu yaptı.
Eğer bir son söze ihtiyaç varsa; “TÜSİAD üyelerinde güvercin tedirginliği vardı” demek olur.
Medya önünde yorum yapmaktan kaçınan patrolar, salonundan adeta uçarak uzaklaştılar; eleştirilerini kürsü ile sınırlı tutmayı tercih ettiler.