Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dizilerdeki şiddetin çocuk ve gençlerin gelişimini olumsuz etkilediğini söyleyen Çubukçu, TV "emekçileri" ile dil birliği oluşturma çabası içindeydi.Seminer disiplinlerine hâkim olması ve altyapı hizmeti sağlaması bir yana, TÜBİTAK'ta bu toplantının yapılmasının en önemli nedeni, "yüksek ödenekli sosyal proje bütçesinin" kadınlara ve aileye açılması. Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'nun pazar günü TÜBİTAK'ın Gebze'deki Türkiye Sanayi Sevk ve İdare Enstitüsü'nde (TÜSSİDE) TV dizileri dizileri senaryo yazarı, yönetmeni ve yapımcılarıyla düzenlediği "Ortak Akıl" toplantısına katıldım. Aynı masada oturduğumuz yapımcı Osman Yağmurdereli, rahatsızlığı nedeniyle evde yaptığı sabah sporu saatlerinde, izlediği TV'lerdeki kadın programlarını, "sevgisiz aile ilişkileri, şiddet içeren dizilerden daha tehlikeli" diye yorumluyor.Yağmurdereli, Maliye Bakanlığı'ndan "Vergiyi özendirin", Orman Bakanlığı'ndan "Ağaçları koruyun" türü gelen önerileri, dizilere serpiştirdiklerini anlatıyor.Özel TV kanallarının 10 katı istihdam sağlayan TRT, Yağmurdereli'nin okları çevirdiği kurum. Ve ne gariptir ki, TC Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Müdürlüğü'nün organize ettiği bu toplantıda TRT yetkilisi yoktu!TV'de şiddet olgusunun özdeşleştiği "Kurtlar Vadisi" dizisi yapımcıları, yönetmenleri de "ortak aklın" dışında kalmayı tercih etmişlerdi.İzleyicisi olduğum Aliye ve Hırsız-Polis dizilerinin aynı film şirketinin (TMC-Erol Avcı) mutfağından çıktığını da bu toplantıda ekiple karşılaşınca öğrendim. TRT dışında kaldı Geçen hafta İsveç'in başkenti Stockholm'de "Avrupa Konseyi Kadın ve Erkek Eşitliği" konulu konferansa katılan Çubukçu'dan izlenimlerini alıyorum.Çubukçu, Maliye Bakanlığı'ndan uzmanlarla birlikte bu konferansa gitmiş. Çünkü bu konferans, "cinsiyet ayrımcılığının maliyet analizini" çıkarmaya yönelik girişimleri başlatıyor.İsveç'teki konferansın ana konularından biri olan "kadın ve insan ticareti"nin Türkiye'de 2005 yılında çıkarılan bir yasayla "ağır suçlar" kapsamına alındığını anlatıyor. Şiddete maruz kalan kadınların 6 dilde yardım başvurusunda bulanabilecekleri bir telefon hizmetinin verildiğini hatırlatıyor."Ortak Akıl" toplantısının asıl sorusuna dönelim: TV'den, hatta internet dünyasından kendisine rol modeli seçen çocuk ve gençleri şiddetten ne koruyacak?Özel sektörün, "seks ve şiddet" gibi dünyada her dile çevrilebilen ve bu yüzden de geniş pazarlara ulaşabilen bir "mal"ı gönüllü olarak terk edeceğini düşünmüyorum.Çubukçu'ya "Devlete emanet edilen 34 çocuğun kaybolması" ile ilgili gelişmeleri de soruyorum, "2005 yılında çıkan Çocukları Koruma Kanunu'yla sosyal hizmetler kurumlarının rolleri değişti. 18 yaşına kadar olan çocuklar bu kurumlara gelmeye başladı. Kaçan çocukların büyük bölümü mahkemelerin tedbir kararı verdiği çocuklar. Topluma değişen yasalar ve yükümlülüklerimizi anlatmamız, destek almamız gerekir" açıklaması yapıyor.Koruyucu aile sloganı:Masanızda bana da bir tas ayırın, içinde sevgi olsun! syilmaz@milliyet.com.tr Ayrımcılığın faturası