Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ithalatçıların örgütlenmesine, "Döviz çıkışı ülke çıkarı mıdır ki birlikleri kuruluyor" görüşünden hareketle karşı çıktı. TOBBun eleştirilerine kulak veren Başbakan Tayyip Erdoğan, Tüzmen ile karşı karşıya geldiği noktada; ihracatı ve ithalatı bir çatı altında toplayacak Dış Ticaret Birliği kurulması yönünde talimat verdi.Son iki aydır birlikleri bir çatı altında toplayacak ve TİMin yerini alacak Dış Ticaret Birliği kuruluşunun yasal çalışmaları hızlandı.İlk görüşü Ayaydından aldım, "Baştan olması gereken buydu" diyor. Bundan iki yıl önce Devlet Bakanı Kürşad Tüzmenin isteği ile ithalatçı birliklerinin kurulması yönünde adımlar atıldı ve büyük tartışmalardan sonra geçtiğimiz aylarda Tekstil ve Konfeksiyon İthalatçıları Birliği kuruldu. Birliğin başına da yurtiçinde ve dışında mağaza zinciri kuran İpekyolun patronu Yalçın Ayaydın getirildi. 1990lı yıllarda Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) kurulurken, mal ihracatı konu alınmıştı, yeni yapılanma ile hizmet ihracatı da kapsama dahil ediliyor.Ortaya şöyle bir tablo çıkıyor; turizmciler, fuarcılar, nakliyeciler, bilişimciler gibi hizmet ihraç eden meslek örgütleri, Dış Ticaret Birliği çatısı altında bir araya gelecek.İş dünyasının "yasal üst örgütü" olarak kendini konumlandıran ve ulaştığı 1 milyon 200 bir üye ile özel sektörde iktidarı temsil eden TOBB, bu durumdan nasıl etkilenecek?Ankara Sanayi Odası Başkanı Zafer Çağlayanın istihdam formülleri aranırken TOBB ile ilgili yaptığı "Etkin çalışan 40 - 50 bin şirketimiz var" saptaması bu tartışmanın belkemiğini oluşturuyor."TOBB aslında bir KOBİ örgütü; büyük şirketleri rekabetçi ekonomide etkinleştirmekte güçlük çekiyor" görüşünü öne sürenler, Çağlayanın bu yorumunu temel alıyorlar.TOBB, bu durumda "güçler ayrışmasına" yol açacağı önceden ortaya konan Dış Ticaret Birliği fikrine sıcak bakar mı?Bakmaz elbette, bakmıyor da. Hizmet ihracı da giriyor Erdoğan açısından farklı dengeler mevcut. İş dünyası kurumları AKP iktidarından önceki yıllardan geliyor. Meclisteki "çoğunluk" iş dünyasında sağlanabilmiş değil. Yerleşik örgütlerde başkanları değiştirmenin zorluğu ortadayken, yeni yapılar teşvik edilerek, AKP yandaşı güçlerin iktidarı sağlanabilir.Konu oldukça hassas, o nedenle Dış Ticaret Birliği organizasyonunu üstlenen TİM Başkanı Oğuz Satıcı temkinli. Satıcı, yeni örgütlenmeye "Değişimi isterken kurumlarımızı da bunun içine koymalıyız, gücümüzü birleştirmeliyiz" diyor.Satıcı, kurulacak birliğe, "İş odaklı, geleceğe dönük bir model" tanımı getiriyor.Burada sormam gerekiyor; devlet organizasyonunda merkeziyetçilikten yerelleşmeye doğru gidilirken, özel sektör kurumlarında bunun tersine yol almak nasıl açıklanır?Sormaya, küçük ve uzmanlaştırılmış kuruluşların verimliliğe etkisi gözardı mı ediliyor, diye de devam edebilirim.Bu kurumların ellerinde milyonlarca dolarlık fonlar birikiyor. Olaya bir başka açıdan yaklaşırsak, "300 - 500 milyon dolarlık bütçelere hükmeden TOBB içinde iktidarı talip etmek yerine, yeni arayışlara gidilmesi salt bireysel ihtiraslarla açıklanabilir mi" sorusunu yöneltebiliriz...Oluşumla ilgili öngörüm, konunun Hisarcıklıoğlu ile Satıcı arasında "güçler savaşı" olarak yorumlanacağı yönünde. Bugünlerin moda duyarlılığı ile "Önümüzdeki 1.5 ayda AB müzakerelerine enerjilerini vermek durumunda olanların, iç meselelerde güç kaybetmesi en istenmeyen durum olur" demek de boynumun borcu!Batı dünyasında benzer örgütlenmeler var mı diye sorduğumda, Satıcı ilginç bir yanıt veriyor: Herkül kadar güçlü değilsen, Arşimet kadar zeki olmak zorundasın.Küresel rekabetin arttığı ortamda Türkiyenin yaratıcı olma zorunluluğuna işaret eden Satıcının bu benzetmesi bende farklı çağrışımlar uyandırdı.Acaba bu tartışmada; TOBB Yunan ve Roma mitolojilerinde yer alan kahramanlardan Herkülü, TİM de "kaldıraç teorisini" bulan 3. yüzyılda yaşamış Yunanlı bilim adamı Arşimeti mi temsil edecek? syilmaz@milliyet.com.tr Erdoğan neden istiyor?