Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İşadamı Halis Toprak, ahlaki ve insani olduğu kadar hukuki boyutlarıyla da tartışmalı hale gelen 17 yaşındaki Nazlıcan Tağızade ile yaptığı evliliği savunurken, konunun muhataplarını da tetikliyor.
Kızlarının, avukatının ve TMSF’nin attığı üç adımdan söz etmek istiyorum.
TMSF dün yapılan Fon Kurulu toplantısında, Toprak’ın tüm şirketlerine el koyma kararını ele aldı.
Geçtiğimiz hafta Toprak İnşaat ve Toprak Seniteri şirketlerinin yönetim ve denetimi TMSF’ye geçmişti. Dünkü toplantıda Toprak’ın tüm ekonomik faaliyetlerini yürüttüğü 20 şirketinin de aynı yöntemle TMSF’ye geçmesi görüşüldü.

Diyanet’e başvurdu
Toprak’ın “Metres mi tutsaydım? Peygamber efendimizin evlendiği Hazreti Ayşe de 16 yaşındaydı” sözleri ise 7 kızının açtığı “evliliğin iptali ve vasi tayini” davasını üstlenen Avukat Burhan Apaydın’ı harekete geçirdi.
Apaydın, Diyanet İşleri Başkanlığı’na başvurarak bu benzetmenin “temelsiz” olduğunun topluma açıklanmasını istedi.
Babasının medyadaki açıklamalarını gözyaşları içinde izleyen kızı Ayfer Toprak, “Babama artık acıyorum, pazartesi günü kendisiyle görüşmeye karar verdim” diyor.
Toprak’ın 8 kızından Yeşim Toprak ve oğullarından Mehmet ve Ahmet Toprak hukuk yoluna gitmediler. Toprak’ın diğer eşlerinden iki oğlu ise şimdilik dava konusunun dışında kalıyorlar.

İsminden bile utanıyorlar
Asıl merak ettiğim Toprak’ın “anlı şanlı” işadamı olduğu günlerde; açılışta, cenazede, düğünde, dernekte bir arada olduğu meslektaşlarından tepki alıp almadığı.
Bu konuda da aklıma özü-sözü bir işadamı ve eski Kayseri milletvekillerinden Muharrem Eskiyapan geliyor.
Eskiyapan’a, “Aranızda Toprak’ı tebrik eden var mı?” diye soruyorum. Merak ediyorum; Toprak’a “Bak kardeşim aile kurumu ile senin yaptığın işlerin alakası yok. Yaptığın yanlıştan dön” diyen çıkacak mı?
Eskiyapan, “Herkese kötü örnek oluyor. Bana Toprak’ı sorduğun için bile utanıyorum. Hiçbir arkadaşım kendisiyle konuşmaz” diyor.
Artık bu cevaptan sonra başta Kamil Yazıcı olmak üzere, ne Hüseyin Bayraktar’ı ne de Toprak’ın başka bir arkadaşını arama gereği duyuyorum.
Belli ki aralarında konuyu mütalaa etmişler, kendine cinsel istismarı yakıştıran bir hayat tarif eden işadamının “ismini bile anmama” kararı almışlar.
Toprak’ın itirazları üzerine TMSF’nin açıklamalarına da yer vermek istiyorum:
“İlk protokolün 7. maddesinde arsanın gruba tanınan 1 yıllık sürede satılmaması üzerine Carlton arsası, 17 Aralık 2007 tarihinde 3’üncü kez satışa çıktı. Açık artırmaya Sinpaş Gayrimenkul ve Yeniköy Turizm İşletmeleri katıldı. 60 milyon TL üzerinden açılan ihale, Sinpaş’ın 61 milyon TL’lik teklifiyle başladı, 10 kez yapılan artırım sonunda en yüksek peyi süren Yeniköy Turizm’in 70 milyon TL teklifiyle satış sonuçlandı, ihale bedeli tahsil edildi.

750 milyonu kabul etti
Sevil Sabancı veya başka bir kişinin bu arsa ile ilgili olarak TMSF’ye bir teklifi olmadı. TMSF borç yapısı ile ilgili olarak, “Yapılan protokollere göre borç tutarı 752 milyon dolardır. Borç kalemleri ve tutarı, Toprak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Halis Toprak tarafından kabul edildi ve imzalandı” kaydını düşüyor.
TMSF ile Toprak’ın imzaladığı protokolde borç kalemleri ise şunlardı: İş Bankası’ndan alınan temlik için 161.808.113 dolar, ilk protokol borcu ve faizinden dolayı 476.742.929 dolar, Toprakbank’ın vergi kaçırdığının tespit edilmesi üzerine Maliye Bakanlığı tarafından kesilen vergi ve cezasının Fon tarafından ödenmesinden dolayı 109.323.449 dolar ve diğer borçlardan, masraflardan dolayı 4.676.213 dolar.
TMSF işadamının 2004 yılından beri ortada sallanan ipini çekiyor; bundan sonraki süreç yargıya kalıyor.