Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

New York
Tasarımın kalbinde, New York sokaklarında adım adım ilerliyoruz; bu yolculuk bizi Kağıthane’ye çıkaracak!
2004 yılında Timur Gayrimenkul Geliştirme Yapı ve Yatırım şirketini kuran Erden Timur; Levent-Kağıthane, Göztepe ve Kemerburgaz-Göktürk’te yatırım değerlerinin toplamı 253 milyon dolar olan üç projeyi üretiyor.
Mersin’de 60 bin metrekaresi bitmiş 96 bin metrekare, İstanbul’da ise 115 bin metrekarelik gayrimenkul projesi geliştiren Timur, uluslararası marka olma yolunda üzerinde çalışılmış bir strateji kuruyor.
İstanbul’daki gayrimenkul projeleri için alınan ve nefes kelimesinin kısaltılmışı olarak kullanılan “Nef” markası için, hem Türkiye, hem de İsviçre’ye patent başvurusunda bulunuyor.
Timur “marka” olma iddiasını anlatabilmek için gazetecileri Kağıthane’deki şantiyeye götürmek yerine, New York’ta “Meatpacking District” (et paketlenen yer) olarak bilinen bölgede yer alan ünlü The Standart Hotel’de misafir ediyor.
Timur “Ne yaptığımızı anlatmak yerine, gittiğimiz yolu göstermek istedik” cümlesiyle gezinin amacını özetliyor.
Sürekli şu sorunun yanıtı arıyoruz: Bir “Nef” evi nedir, nasıl kullanılır?
New York mekânındaki kesişmeler, sahip olacağınız bir evin; basit ama fonksiyonel; estetik ama pahalı olmayan; ender ama ulaşılabilir olacağını gösteriyor.

Amerika’da Türk tasarımcılar
Sokak sokak, atölye atölye dolaşıyoruz. Tasarımcı Sebastian’ın 200 bin dolarlık koltuk takımının altına serilen 2 dolarlık Meksika kiliminin uyumunu ya da ölümünden sonra ziyaretçilere açılan mimar Paul Rudolph’un evinde ışığın evin mimarisine katkısını görüyoruz.
Markalaşmamış sanatın yaşadığı New York’un Talimhanesi sayılabilecek Williamsburg bölgesindeki “Voos Atölyesi”nin ortaklarından Değer Cengiz’in tasarımı olan ve altında kaktüs bulunan cam sandalyesine oturuyoruz.
Bu gezi bir çok yanıyla Rusların matruşkaları gibi içinden “Nef”ler çıkaran bir bibloyu anımsatıyor.
Nef projelerinin mimarlık ofisi Autoban’ın sahipleri ve uluslararası ödüllü tasarımcılar Seyhan Özdemir ile Sefer Çağlar, iş ortakları De La Espada’nın Soho’daki mağazasında satılan mobilyaların Portekiz’de üretildiğini ve dünyanın 60 noktasında satıldığını anlatıyorlar.
Timur, gayrimenkul konseptini anlatmak için New York’un seçilmiş mekânlarını seminer salonu gibi değerlendiriyor.

Sanat katma değer yaratacak
Türkiye’ye 8 yıl önce tersane yatırımı yapmak üzere gelen gayrimenkul yatırım fonu Deutsche Infrastruktur Kapital (DIK), Timur’un kapısını çaldı.
Timur, DIK’ın kendisini bulmasını “Sürdürülebilir büyüme onlar için çok önemli. Müteahhitlerin çoğu kâr ve maliyet odaklı hesap yapıyor, kâra odaklanıyorlar. Oysa bu parametrelere hacmi de eklemek gerekir. Yüzde 35 kârlılıkla çalışıyoruz, Allah bin bereket versin!” sözleriyle açıklıyor.
İlgiyle dinliyorum:
Mersin Sanayici ve İşadamları Derneği Onursal Başkanı Musa Timur’un 28 yaşındaki oğlu Erden Timur, baba mesleği bile olmayan müteahhitlik işini yapıyor.
Konutta marka olmak otomobilde marka olmak kadar yaygın bir tutum değil. Amerikalı gayrimenkul yatırımcısı işadamı Donald Trump’ı saymazsak bu alanda örnekler çok az. O nedenle DIK’ın Timur ile 5 artı 5 yıllık sürede, yüzde 50’şer oranında ortaklık kurarak, gayrimenkul işine girmesini iyi analiz etmek gerekir.
DIK, krizin ortasında 10 milyon euro ödeyerek geniş bir gayrimenkul pazar araştırması yaptırıyor.
2015 yılına kadar İstanbul’da 2 milyon 600 bin yeni konuta ihtiyaç olacağını ortaya çıkaran araştırmanın en çarpıcı sonuçlarından biri de, Türkiye’de konut sahibi olma oranının krizde binde 62’den yalnızca binde 58’e düşmüş olması...
DIK-Timur’un amacı belli; sosyokültürel olarak üst, ekonomik olarak orta alt sınıfa uygun projeler üretecekler. İstanbul’un arka yüzünü tasarımla parlatacaklar!