Yakınını yitiren birinin gözyaşlarını, komşunun yas evinde akıtmasına benziyor...
Tekfen’in Necati Akçağlılar ve Feyyaz Berker ile üç kurucusundan biri ve Tema Vakfı’nın Onursal Başkanı Ali Nihat Gökyiğit bizi Gazze’den alıp, Srebrenica’ya savuruyor.
Gökyiğit, Avrupa’da 2. Dünya Savaşı’ndan sonraki en büyük “soykırımın” yapıldığı ve 1992-1995 tarihleri arasında süren Bosna Savaşı sırasında, Boşnak Müslümanların yaşadığı Srebrenica kentinde yaşanan katliamı hatırlatıyor:
“Sırp yanlısı güçler 11 Temmuz 1995’te, BM’nin güvenlikli bölge ilan ettiği Srebrenica’da katlettikleri 8 bini aşkın insanı, toplu mezarlara gömdüler. Son bir yılda 800 kadar cenazenin kimliği tespit edilebilmiş. Toplu mezarların bulunduğu toprağın kimyası değişiyor ve oralarda bir bitki yetişiyor. Bu bitkinin çiçeğine ulaşmak isteyen mavi kelebeği takip ederek, toplu mezarları buluyorlar. TRT bununla ilgili belgesel çekiyor.”
Bosna katliamı anılacak
Bosna katliamının 15’inci yıldönümü nedeniyle; Tekfen ve İstanbul 2010 Ajansı’nın destekleriyle 6 Temmuz’da Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde bir konser düzenlenecek.
Katliamın anısına koro ve orkestra için bestelenen “Srebrenica Informa” (Srebrenitsa Cehennemi) oratoryosunun, dünya prömiyeri; Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Bosna Hersek Cumhurbaşkanı Haris Sladziç himayesinde gerçekleşecek.
Sözlerini Bosna’nın Mehmet Akif Ersoy’u olarak anılan Cemalettin Latiç’in yazdığı oratoryo; 23 ülkenin müzisyenlerini bir araya getiren “Tekfen Filarmoni Orkestrası ” ve TRT İstanbul Gençlik Korosu tarafından seslendirilecek.
Konserin, aralarında Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da yer alacağı çok sayıda yabancı devlet adamının katılacağı, Srebrenica’daki “11 Temmuz” anma töreninden bir gün önce, Saraybosna’da tekrarlanması planlanıyor.
Notalarla barış köprüsü
Gökyiğit’in deyişiyle “üzerine vazife olmayan işlere karışan” orkestra, Batı Avrupa ülkelerinin yanı sıra, orkestrayı oluşturan sanatçıların geldiği “sorunlu coğrafyada” notalardan barış köprüsü kurmaya çalışıyor.
Gökyiğit, “İsrailli ve Filistinli, Türk ve Yunan; Ermeni ve Azeri; Rus ve Ukraynalı aynı orkestrada yer alıyor” derken, bundan 7-8 yıl İstanbul’da verilecek bir konser öncesine gidiyor:
“Sanatçılar, Maçka’da bir otele yerleşiyordu; ‘Filistinli ile İsrailli aynı odada kalmasın‘ diye uyardım. ‘Onlar arkadaş olmuşlar, aynı odada kalmak istiyorlar’ dediler.”
Srebrenica konserinde, Gökyiğit’in sözünü ettiği sanatçılardan ne Filistinli Nabeel Abboud Askhar ne İsrailli Gadi Abadi ne de bu ülkelerden bir başka sanatçı yer alacak.
“3 Denizin Sesi” eksilmiş olarak barış sahnesine çıkacak!
Orkestralar savaşa sessiz kalmadı
Askhar’ın müzik kariyerine bakınca, 1992 yılında “Karadeniz Oda Orkestrası” olarak kurulan ve Doğu Akdeniz ve Hazar’ın sanatçılarının da aralarına katılmasıyla 1998’de “3 Denizin Sesi” adını alan “Tekfen Filarmoni Orkestrası”nın, Ortadoğu örneği ile karşılaşıyorum.
Tel Aviv Üniversitesi’nde fizik ve müzik eğitimini tamamlayan Askhar, doğum yeri olan İsrail kentlerinden Nasıra’daki “Barenboim-Said Vakfı Müzik Konservatuarı”ında öğretmenlik yapıyor.
Vakıf adını, 1999 yılında kurulan ve 17 ülkeden 110 müzisyenin yer aldığı “Batı-Doğu Divan Orkestrası”nın temellerini atan Filistinli yazar-tarihçi Edward Said (2003 yılında vefat etti) ile İsrailli orkestra şefi Daniel Barenboim’den alıyor.
Gökyiğit, “Ortadoğu’da savaşı önlemenin çaresi İsrail-Filistin barışından geçiyor. İran’daki sorunlar da buradan geliyor. Kim bilir bu sorunlar çözüldüğünde bizim orkestramız da o bölgede konser verir” temennisini dile getiriyor.
Tüm barış orkestralarının hep birlikte sahne aldığı bir Gazze konseri hayal ediyorum; çocukların sapan tutan ellerinde, kemanlar...