Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Karadeniz’de seçmen eğilimlerini izlemeye çalışıyorum. Samsun’dan yola çıktım. Bir yandan da Anadolu’nun ekonomik krizden ne ölçüde etkilendiğini anlamaya çalışıyorum.
AKP’den yeniden aday olan, Samsun Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz ile yeni yapılan 6 kilometrelik sahilde bir “kafede” balık yiyoruz.
Kent ekonomisinin nasıl sıkıştığını anlatıyor, “Önümüzdeki 10 yılda Samsun, Türkiye’nin en gelişmiş 10 ili arasına girer!” diyor Yılmaz.
Limanı, havaalanı, karayolu; neyi eksik bu kentin diye bakabiliriz.
Yıllarını tütüne bağlayan Samsun’da sanayileşme yok, ticaret sınırlı, oteller yeterli değil.
Yılmaz, ilde yeni gelişen tıbbi cihazlar sanayiine dikkat çekiyor.
Samsun Avrupa’nın en büyük üçüncü tıbbi cihaz üretim üssü olmuş.
Kentte 16-17 tane tıbbi cihaz üreten tesis bulunuyor.
1983 yılında kurulan Bahadır Tıbbi Alet Cihaz ve Makine Sanayii, iç ve dış pazarlarda rekabet ediyor.

Tabanca yerine neşter
Samsun Organize Sanayi’de üretim yapan Bahadır’a gidiyorum. Kapıdan girer girmez ailenin son 50 yıldır ürettiği el aletlerinin sergilendiği mini bir müzeyle karşılaşıyorum.
Çelik, demir, bakır kullanılarak üretilen malzemeler arasında işlenmemiş bir silah iskeleti de gözüme çarpıyor.
Bahadır Yönetim Kurulu üyesi Bedri Bahadır, “1980’lerin başıydı. Hastamızı ameliyat eden doktorun cerrahi aleti bozulmuştu, tamir ettik. Çok beğendi.
Bizi ‘Silah üretebiliyorsunuz, tıbbi cihazda da el işçiliği önemli, neden denemiyorsunuz?’ diye teşvik etti. Şu anda 23 bin kalem tıbbi malzeme üretiyoruz. Mikroskop altında üretilen cerrahi ürünleri, steril konteyner sistemleri, hastane terlikleri, göz makası...
170 kişinin çalıştığı bu fabrika, yılda 3.5 milyon dolar ihracat gerçekleştiriyor” diyor.
2 bin metrekare alanda üretim yapan Bahadır, Samsun’da tıbbi cihaz üreticilerinin aynı yerde toplanması gerektiğini savunuyor.

Almanya’dan fabrika
Türkiye’nin tıbbi cihaz ihtiyacının büyük oranda ithalatla karşılandığını biliyoruz.
Yılda yaklaşık 5-6 milyar dolarlık ithalat yapılıyor.
Emek yoğun bir sektör olduğu için Avrupa’daki üreticilerin Türkiye ile rekabet edemediğini belirten Bahadır, “Almanya’dan birkaç fabrika söküp getirdik. Çin’e bile mal satıyoruz” vurgusunu yapıyor.
Samsun’da silah yapan ellerin tıbbi cihaz üretmesiyle, rekabetçi bir sektör oluşuyor.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün dün yaptığı açıklamaya göre, el yapımı silah kaçakçılığında Trabzon yüzde 77 ile birinci sırada.
Genel müdürlüğün ortaya çıkardığı 37 imalathaneden 30’u Doğu Karadeniz Bölgesi’nde bulunuyor. El yapımı silah kaçakçılığında Trabzon’u, Ordu ve İstanbul izliyor.

Doktor çıkar mı?
Silah pazarında, fabrikasyona erişmek güçleştikçe el yapımına talebin arttığı da kaydediliyor.
Trabzon’da şöyle bir laf var: Amerika’nın Teksas’ı, Türkiye’nin Tonya’sı.
Tonya’da el tezgâhlarında, Hitler’in askerlerinin kullandığı 52 parça Parabennum silahının aynısını üretebiliyorlar.
Karadenizli kovboy olmak yerine, doktoru olmayı seçebilir mi?
Trabzon’da güçlü STK’lardan biri olan Şalpazarı Derneği’ne ziyaret ettiğimde, “İlçemizden artık üniversiteyi kazanan öğrenci çıkmıyor. Çocuklarımızı kurslara gönderemiyoruz” eleştirileri geliyordu.
Mezar taşlarında “Vurdi, vurdi, vurildi” yazan Tonya’da ise 1995 yılından beri Meslek Yüksek Okulu yapılmasını bekliyor.
Dün Başbakan Tayyip Erdoğan, 29 Mart’ta DSP’den Ordu’yu ve CHP’den de Trabzon’u almak için meydanlardaydı: Bunları konuşmadı, iş dünyasına vurdi de vurdi!