Amerikan TV programı “Oprah Weekly” formatını Türkiye’de uygulayacak olan sanatçı, çok katlı pazarlama şirketi kurarak 200 bin kişiye iş vermeyi hedefliyor.
Düğünden birkaç gün önce, Seda Sayan ve eşi Onur Şan ile ortak bir dostumuzun evinde karşılaşmıştık. Çok dar bir davetti. Çiftin “çalıp-söylediği” güzel bir pazar günüydü. Biz o güne “Nişan” adını vermiştik.
Sayan “Sabah Sabah Seda” programında yaptığı gibi, ellerini havaya kaldırıp, “Hade, hade, haydee!.. ” şarkısını söyleyerek kapıdan girmişti. O anda içimde, sonu “ünlem” ile biten, “Bu kadın sahici” diye geçirmiştim.
“Mediacat’in “En Güvenilir Ünlüler” anketinde, siyasileri bile geride bırakarak birinci çıkmam çok önemli. Halkın ağzımdan çıkan her şeye inanması bana büyük sorumluluk yüklüyor” diye kafasından geçenleri anlatıyordu.
Açıkçası, Sayan’ın o gün (ocak sonuydu) kafasında, ne yeni yayına girecek Amerika’nın ünlü TV yıldızı Oprah Winfrey’in “Oprah Weekly” şovunun Türkiye uyarlaması, ne de ticari bir şirket kurmak vardı. Elindeki tek sermayenin “halkın güveni” olduğunu biliyordu, o kadar!
Sayan, ilk kez ticari alanda faaliyet gösterecek bir şirkete adını veriyor: Seda Sayan Marketing. Ortağı Erdal Altınay, “Ekim ayında faaliyete geçecek şirkette Seda Hanım ile yüzde 50 ortağız” diyor.
O pazar gününden sonraki ilk konuşmamızda Sayan yabancı olmadığım sözleri sıralıyor: “İnsanların yükünü hafifletmek, destek olmak istiyorum. Konserlerimde gençlerin işsiz olduğunu, kadınların geliri olmadığını görüyorum. Eşinin veya babasının baskısıyla evinden çıkamayan kadınlara veya gençlere bir gelir kapısı açalım istedim.”
Ortağı ODTÜ’lü bir girişimci
Erdal Altınay; Sayan’ın TV programlarının yapımcılığını üstlenen Senkron’un sahibi Levent Altınay’ın, ODTÜ’den 1985 yılında ikincilikle mezun olan kardeşi.
Erdal Altınay; Güneş Hayat, Halk Yaşam gibi sigorta şirketlerinde uzun süre genel müdür yardımcılığı yaptıktan sonra bankacı Erdal Aksoy ile Show-Pa’yı kuruyor. Böylece hem ağabeyi vasıtasıyla tanıştığı TV dünyasına “Taksi ”, “Çocuktan Al Haberi” gibi programlar yapıyor, hem de kendine Tele-Market gibi yeni alanlar açıyor.
Marketing fikrinin Sayan’dan geldiğini belirten Altınay, “Hedefimiz 200 bin kişiye istihdam sağlayacak bir çok katlı pazarlama ağı kurmak” diyor.
Bunun için İstanbul, Ankara, İzmir’in yanı sıra Ardahan ve Manisa gibi Anadolu illerine de yayılan “Seda Sayan Marketing” in şimdiden acente sayısı 11’i bulmuş.
Acentelerin rengi turuncu olacak.
Altınay’a nedenini sorduğumda, “Turuncu satın alma refleksini geliştiriyor” bilgisini veriyor.
(İç ses: Acaba AKP’nin başarısının altında da logolarında turuncu renginin kullanılmasının payı var mıdır?)
Altınay, TV marketlerin saniye fiyatlarının 42 sentten 20 dolara çıkmasıyla e-ticaret, katalog satışları gibi pazarlama enstrümanlarını da içeren doğrudan pazarlama kanallarına yöneliyor.
Beyaz camdan illere taşınacak
ABD’de yaygın olan “doğrudan pazarlama” yöntemini Türkiye’de Forover Living, Avon, Anway, Herbal Life, Rainbow gibi firmalar yaygınlaştırıyor.
Halen de bu alanda yüz binlere ulaşan pazarlama ağıyla satış yapıyorlar. Ancak bu faaliyet nasıl vergilendiriliyor, pek bilen yok.
Altınay’a “Tüketiciye fatura verecek misiniz?” diye soruyorum.
“Tüketiciye aktif satıcımıza verdiğimiz fiyattan değil, nihai fiyattan fatura keseceğiz” cevabını veriyor.
Türkiye’nin çeşitli yerlerinde 1200 acente açmayı hedefliyorlar. Acente açmak için mobilya, dekorasyon ve malzeme stoku dahil giderler için 30 bin YTL sermaye gerekli.
Şirket, tüketiciye 168 YTL’ye satılacak “Sky Face” markalı yüz bakım ürününün pazarlanmasıyla işe başlayacak.
Ayrıca Sayan ile Altınay ikilisi, özürlülere iş imkânı geliştirecek ve kadınlara meme kanseri taraması yapacak bir sosyal sorumluluk projesi olarak “Orkide Hareketi”ni de kurdular. Anadolu’da acenteler bu “Orkide Hareketi”nin buluşma adresleri olacak.
Sayan’ın beyaz camın içinde kurduğu “kadınlar kahvesi” illerde canlanacak!