"Rusya Devlet Başkanı Putinin, 6 Aralık Türkiye ziyaretinden önce 3 Aralıkta Hindistan, 4 Aralıkta Pakistana gitmesi ve Türkiyeden hemen sonra da Yunanistan Başbakanı Karamanlisin Putinin konuğu olması dikkat çekici. Tüm ziyaretlerin önde gelen alt başlığı enerji." Başbakan Tayyip Erdoğanın Rusya ziyaretinin yankıları, Moskovada inşa edilen Türk Ticaret Merkezi açılışında, Emine Erdoğana hediye edilen gerdanlık ve broşun gölgesinde kaldı. Sayfayı yeniden açalım, ABDnin İrandaki nükleer tesisleri bombalama tehdidine kulak verelim. Uluslararası Enerji Uzmanı Necdet Pamirin bir saptaması var: Putinin, Kıbrıs ve Ermenistan sorunlarının çözümünde Erdoğana verdiği desteği; Hindistan ve Pakistanın nükleer silahlanma tehdidi oluşturan ülkeler arasında anıldığını unutmayalım. Ve doğalgaz rezervlerinde Rusyayı izleyen ülkenin İran olduğunu da kayda girip devam edelim...ABD, İranın "uranyum zenginleştirme" programından rahatsız. Buşehr ve Natanzdaki uranyum zengileştirme tesislerinin vurulması olasılığını Amerika bir "barış kartı" olarak kullanıyor diye bakmak, Irak deneyimini göz ardı etmek anlamına geleceği için, olası bir İran savaşından korkmak için yeterince neden var.Putinin 6 Aralık ziyaretinin yansıması; Botaş ile Rus enerji devi Gazprom arasında imzalanan İyi Niyet Protokolüydü. Burada "Tuz Gölünde doğalgaz deposu yapılması, Ceyhana sıvılaştırılmış gaz tesisi (LNG) inşası, Mavi Akım ile Rusyadan gelen gazın Akdenize ve oradan İsraile nakli için ek yatırım ve Botaşa ait gaz ithalat kontratlarının bir bölümünün devralınması" noktaları yer alıyordu. ABDnin hedefi Erdoğanın 12 Ocaktaki Moskova ziyaretinde, Rusyanın Karadenize döşenecek bir hatla doğrudan elektrik satışı da gündeme geldi.Pamir, "Rusyanın dış politakasının ve milli siyasetinin çimento faktörlerinden biri enerji olmuştur" diyor.Türkiyenın doğalgaz ithalatında ağırlığı olan Moskovanın dış politika desteği rastlantısal değil. Pamirin Rusyanın enerji dengelerini değerlendirmesi ise şöyle:"Önce Gürcistan, ardından da Ukraynada zemin yitiren Rusya, "arka bahçesinde" ABD operasyonlarının tahmininden de ciddi olduğunun farkında. Bu nedenle; Türkiye Hindistan ve Pakistan dahil, bölgesel güçlerle, işbirliği geliştiriyor. Azerbaycan, Gürcistan, Rus gazına muhtaç, Türkmenistan 2024 yılına kadar 80 milyar metreküp gazını Rusyaya bağladı. Özbekistan ve Kazakistan da, değişik hacimlerdeki gazını gene Rusyaya bağlıyor. Rusya bir anlamda "fiili bir gaz OPECi" kurmuş durumda. Türkiyenin tükettiği gazın yüzde 63ü Rusyadan sağlanıyor. Dünya ülkeleri arz güvenliğinin sağlanması için Suudi petrolüne eşit miktarda (günde 9.5 milyon varil) Rus petrolüne gereksinim duyuyor." Fiili gaz OPECi! ABDnin, Afganistan ve Irak işgalleri ile süper güç konumun pekiştirirken, Rusyanın küresel ölçekte uğradığı ciddi kayıplara (BP, Exxon gibi çokuluslu şirketlerin Rusyanın kaynaklarını Üretim Paylaşım Anlaşmaları ile kontrol etmeleri) dikkat çekiyor."Gözü kararan ABDnin; Kissenger döneminde başlayan, enerji kaynaklarına ve özellikle İran Körfezine hâkim olma yönündeki ihtirasının boyutu, adım adım genişliyor. Reagan döneminde "Merkezi Komutanlık" ile biraz daha genişletilmiş ve nihayet Irak ve Afganistan işgalleri ile iyice tehlikeli bir boyuta gelmiş durumdadır" diyor Pamir.Türkiyenin de Dünya Bankası modeli santral yatırımlarıyla 10 milyarlarca dolar zarara uğratıldığına vurgu yapıyor.Enerji alanında çıkarlar ile dış politikadaki işbirlikleri, Rusya ve Türkiyenin, ABD nin bölgesel oyunu içinde rollerini tanımlıyor.Hepinize iyi bayramlar diliyorum; savaşsız bir dünyada! syilmaz@milliyet.com.tr Küresel ölçek