Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bundan 42 yıl önce Vehbi Koç’un önderliğinde, 201 eğitim gönüllüsü aydının desteğiyle kurulan Türkiye Eğitim Vakfı’nın (TEV) yemeğindeyiz.
TEV Yönetim Kurulu Başkanı ve Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ömer Koç davetlilerle yakından ilgileniyor.
Meslektaşım Jale Özgentürk ile birlikte Koç’la ayaküstü sohbet imkânı bulunca, sanat ve kültür dünyasında da büyük adımlar atan Koç Holding’deki yeni yapılanmayı konuşuyoruz.
Koç ailesi New York’ta düzenlenen bir törenle, Dünya Anıtlar Vakfı (World Monuments Foundation) tarafından her yıl dünya kültür mirasına katkı yapanlara verilen “Hadrian Ödülü”nü almıştı.
Bundan önce de yine Koç ailesi, New York’taki dünyanın en prestijli müzelerinden “The Metropolitan Museum of Art” bünyesinde, “Osmanlı Sanatı Galerisi” açılması için, 10 milyon dolar gibi çok ciddi bir kaynak aktarmıştı.

Arsa düğümü çözülmedi

Ömer Koç: Vehbi Koç olsaydı, asla sattırmazdı

Güncel merakımız, Koç Vakfı’nın tarih, kültür, sanat yaşamına katkı sağlayan ve medeniyetler bilincini geliştiren müzelerine bir yenisi ekleme çabaları...
Ömer Koç, merhum halası Sevgi Gönül’den kendisine miras kalan Sadberk Hanım Müzesi’nin eserlerinin yanı sıra, sahip olduğu 10 binin üzerinde belgesel ve sanatsal değeri olan fotoğrafın da sergileneceği, bir “Çağdaş Sanat Müzesi” açmak istiyor.
Hem de son 4 yıldır... Bir türlü arsa bulunamadı.
Koç, Rahmi Koç Müzesi’nin yakınlarında süren arsa arayışında gelinen son noktayı “Haliç civarında askeri araziler bulunuyor, bunların İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne devri söz konusu; halledilmesini bekliyoruz” diye açıklıyor.
İnan Kıraç’ın Tepebaşı’ndaki müze projesini de hatırlatıyoruz.
TRT binasının yerine yapılması planlanan ancak “fiyatta uzlaşmazlık” safhasında kilitlenen Kıraç’ın müze projesi için, “Devlet isterse olur” diyor.
İBB, Koç’un Özelleştirme İdaresi’ne verilen Camialtı Tersanesi’nin bulunduğu arazi ile de ilgilendiğini belirtiyor.

Hisselerin geliri sanata
Ömer Koç geçtiğimiz günlerde Koç Holding’deki hisselerinin bir kısmını satarak ortaklık payını yüzde 2.79’dan yüzde 1.79’a düşürmüştü.
Holding hisselerini 92.8 milyon liraya satan Koç’a “Bu parayla ne yapacaksınız?” sorumuza, “Büyük bölümünü sanat ve kültür alanında kullanacağım” yanıtını verdikten sonra yüzünde muzip bir ifade beliriyor ve “Vehbi Koç (dedesi) hayatta olsaydı, asla hisselerimi satamazdım” deyiveriyor.
Tüpraş ve Yapı Kredi Bankası gibi son yılların en büyük satın almalarını gerçekleştiren Koç Topluluğu, yaptığı stratejik planlama çerçevesinde, İzocam, Döktaş, Mako gibi sanayi kuruluşlarının yanı sıra, grubun “gözbebeği” olarak bilinen Migros ve sigorta şirketi Allianz’daki hisselerini de satmıştı.
Koç, topluluktaki yeni yapılanmayı “Kârlılığı yüksek alanlara odaklanmamız çok isabetli oldu, tam zamanında bazı sektörlerden çıktık” sözleriyle değerlendiriyor.
Bugün birçok grup sırtındaki yüklerden kurtulmayı beceremiyor. Bu kararlılığı gösterenler, güçlenerek yollarına devam ediyorlar; örnekleri çok.
Ancak Koç ailesinin kültür, sanat ve tarihe alanındaki atılımlarının ekonomik reflekslerinden daha az etkileyici olduğunu söyleyebilir miyiz?
Eğer Vehbi Bey’i, 1980 yılında Türkiye’nin ilk özel müzesi “Sadberek Hanım Müzesi“ni kuran yönüyle anımsarsak; hisse satış gelirini müze için harcayacağını söyleyen Koç da “Armut dibine düşer“ yorumunu hak ediyor.