Türkiye ekim ayında kesilen stand - by anlaşmaları için geri sayıyor...AKPye ters açı yapmaz, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD). Yeni Başkanı Dr. Ömer Bolat, Ülkerin tepe yöneticilerindendir. Üyeleri AKPnin tabanını oluşturan siyasal, sosyal ve dini referanslara sahiptir.AKP ile çelişkilerini izlemek açısından, MÜSİAD Yayınlarından çıkan, Dr. İbrahim Öztürk imzalı "Türkiye - IMF İlişkileri" kitabını/raporunu önemsiyorum.Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümünden mezun olan Dr. Öztürk, aynı üniversitede Japon ekonomisi dersi veriyor ve Tokyoda akademik çalışmalarını sürdürüyor. O nedenle Öztürkün kitabında Asya krizi de önemli bir yer tutuyor.Bolatın kitapta şu eleştirileri yer alıyor:"Türkiyenin yakalamış olduğu istikrarı çekemeyen kesimlerin bir taraftan kendi finans ekonomisine dayanan hesaplarını garantiye almak, diğer taraftan ise siyasi emellerini gerçekleştirmek için hükümeti etkileme girişimleri hızla devam etmektedir. Bu çerçevede IMFnin standart reçetesini eleştiren görüşlere ve alternatif arayışlara karşı çıkmakta, milletin hayrına olacak herhangi bir tasarrufta bunu köstekleyici tavırlar içine girmektedirler. İnsanlarımızın ülke ekonomisi içinde cereyan eden bu karmaşık ilişkileri görmesi, anlaması ve doğru okuması gerekmektedir. Türkiyenin içine düştüğü borç sarmalından çıkması ancak kendi ekonomik programını uygulaması ve kendi kaynaklarını harekete geçirmesiyle mümkün." Dr. İbrahim Öztürkün "raporunda" yer alan "MÜSİAD, IMF ile stand - by programlarının Türkiyeye zarar verdiğine inanmaktadır" sözünün zamanlaması çok isabetli! Dr. Öztürk, AB üyelik müzakeresine yönelik beklenti ve yenilenme aşamasına gelen IMF anlaşmalarıyla desteklenen bir ekonomik iyileşme ve istikrardan söz ediyor. Ancak aynı etkenlerle Türkiyenin krize doğru sürüklendiği endişesini paylaşıyor:"Şimdi bir kere daha IMF hayatımıza artık orta vadeyi aşan bir şekilde, uzun vadeli olarak girmiş bulunmaktadır... "Piyasalar ne der", "Beklenti anketleri gösteriyor" türü modern "mitler" esir alacak bizi. Siyasi istikrar için gözümüz ABde, ekonomide ise IMFde olacak. Yakında Türkiye daha yoğun bir şekilde sıcak para akımına maruz kalacak. Koca ülke öngörülebilir bir gelecekte, "borsa - faiz - kur" kıskacında devam edecek gibi..."Dr. Öztürk, yeni süreci "Bu bir stand - by değil, esnek bir program sonrası gözetim anlaşması şeklinde olmalıdır" diye tanımlıyor ve anlaşmaya "Esnek program gözetimi" adını veriyor.Sürenin iki yılı geçmemesi gerektiğini vurgulayan Öztürk, üretim, istihdam ve bölüşüm üzerine yoğunlaşma talep ediyor.2007ye kadar ağır borç ödeme takviminin dikkate alınmasını öneren Öztürk, "Esnek izleme" programından, sosyal içerik de talep ediyor. Faiz dışı fazlanın düşük tutulması, reel faizlerin düşürülmesi, genel dengeleri gözeten esnek yapı, beklenmedik gelişmeler karşısında alınacak tedbirlerin önceden belirtilmesi gibi beklentileri de sıralıyor.Gerek Öztürk, gerekse de Bolat bu raporla, "İktidar olduğumuzu anlayamadık" demeye getiriyor. Ben de merak ediyorum, hükümet istediklerini yapabilseydi nasıl bir tablo çıkardı! syilmaz@milliyet.com.tr "Türkiye - IMF İlişkileri"