Yönetişim, iş dünyasının son yıllarda hızla kavramak ve uygulamakla yüz yüze olduğu kavramların başında geliyor. Yönetmek gibi tek yanlı bir etkiyi değil, çok yönlü pozisyonu ifade eden yönetişim, kurumsal örgütlenmenin de vazgeçilmezi.3 - 5 Kasım tarihleri arasında talep toplama yöntemiyle yapılacak halka arzından önce, The Coca - Cola Company ve Coca - Cola İçecekin yöneticilerinin hazır olduğu toplantıda bir araya geldiğimiz Kent, "AB müzakereleri sürecinde Türkiyenin alması gereken yolu hesaplamaya çalışırsak, yönetişime diğer tüm alanlardan daha fazla emek harcanılması gerekecek" diyor.Kent konuyu açıyor, "Diyelim ki, turizm, tarım veya ulaşım sektörleri; buralarda alınması gereken yol için harcanan emeğin daha fazlası yönetişim eksikliğinin tamamlanması için gerekli olacak."Coca - Colanın Orta Avrupa, Avrasya ve Ortadoğu Grubu Başkanı Cem Kozlu da benzer yaklaşımı başka cümlelerle ifade ediyor. Kozlu, "Sınanmış ortaklık ve köklü şirket (Coca - Colanın Türkiyede 40 yıllık geçmişi), güçlü yönetim tecrübesi, (Türkiyeden Coca - Cola dünya sistemine ihraç ettiği 70 profesyonel) dünyada etkinlik, (23 ülke Türkiyeden yönetiliyor. Ayrıca Efes İçecek ile birlikte 7 ülkede açılan 15 fabrika)" etkenlerini sıralıyor.Yazıcı ve Özilhan ailelerine ait olan Anadolu Grubu, Coca - Cola İçecek A.Ş içindeki yüzde 40 olan ortaklık payını, ek satış yapılması halinde yüzde 36.5e indirecek. Bu durumda bile Coca - Cola Corparationun şirketteki payı yüzde 20 olarak kalacak.Coca - Colanın halka arzıyla ortaya çıkacak yeni ortaklık yapısı; küresel ekonominin de dikkat çekici öyküleri arasında anılmasına yol açacak. İş dünyası AB sürecinde en çok hangi alanda zorlanacak? Bu soruyu, Coca - Colanın önce Atlantadaki merkezinde, daha sonra da Hollandadaki ofisinde çalışarak birinci başkan yardımcılığına kadar yükselen, Efes İçecek Grubu Başkanı ve Coca - Cola İçecek Yönetim Kurulu Üyesi Muhtar Kent yanıtlıyor: Yönetişim. Toplantıda Coca - Cola Avrasya ve Ortadoğu Bölümü Başkanı Ahmet Bozer ile de AB ile müzakere sürecine değindik. Bozerin tahmini de 2005 yılında müzakerelere başlanacağı yolunda. Ancak Bozer, kendince daha önemli bulduğu bir noktaya değiniyor:"Otobana çıktık, bu yolda ilerlemek önemli olan. Yolun sonunda ne olacağını kimse şimdiden bilemez. Bakalım AB bugünkü konumunu koruyacak mı?"Bozer, uluslararası Coca - Cola sisteminde Türkiyenin etkinliğini anlatırken, çarpıcı bir örnek daha veriyor. Reklam The Coca - Cola Compnaynin sorumluluğunda olmasına karşılık, Türkiye yönetimi, Beyoğlunda çekilen reklam filmini de 35 ülkeye ihraç etmiş. Marka değeri 69.64 milyar dolar olarak ifade edilen Coca - Colayı incelemeye yönetişimden başlayalım; örnekler çoğalacak...31 Ekim günü bu köşede yayınlanan yazı eski tarihlidir, düzeltir özür dileriz. syilmaz@milliyet.com.tr Beyoğlu 35 ülkeye gitti