Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Türkiyeyi yatırım yeri olarak görmeyenler kadar, üretim üssü olarak seçenlerin nedenleri de önemli.Yukarıda saydığım olumsuz etkilerin hemen hemen hepsinden, bir o kadar da işletme içi mali sorunlarla örülü engebeli yollardan geçerek, Avrupanın otobüs üretim merkezini Türkiyeye kaydıran Alman firması MAN Nutzfanrezeuge AGnin gerekçelerini merak ediyoruz.2000 yılında MAN Türkiye A.Ş adını alan şirketin Genel Müdürü Tunç Komanın, 22 yıl sonra emeklilik nedeniyle görevini şirketin Almanya merkezinden transfer edilen Orhan Düzgüne devrettiğini açıkladığı yemekte bu konuları konuştuk. Doğrudan yabancı sermaye yatırımlarında Türkiye istenilen ölçüde cazibe yaratamıyor. Öncelikli olarak karşımıza hukuki sorunlar çıkıyor, istihdam vergileri, enerji maliyetleri, yerel sorunlar arkadan geliyor. Avrupalı bir firmanın üretimini Türkiyeye kaydırmasında, işçilik ücretlerinin ucuzluğunun önemli olduğunu düşünüyoruz. Ancak Macaristan, Bulgaristan, Polonya gibi Doğu Avrupa ülkelerinde de aynı avantaj varken, yine de Türkiye...Koman, Almanyanın Türkiyeyi tercihinde öncelikli etkenlerin iç pazarın büyüklüğü, bölge pazarlarına yakınlık ve yan sanayinin verimliliği olduğunu söylüyor. Buna da örnek olarak Polonyayı gösteriyor. MANın, şehir içi otobüs üretiminde ikinci üretim üssü Polonya. Polonyada yan sanayi ürünlerinin yüzde 75i ithal. Oysa Türkiyede üretilen otobüslerin yan sanayi parçalarının yüzde 65i iç piyasadan karşılanıyor.Polonyada işcilik ücretleri Türkiyeden ucuz...MAN verimliliğini yüzde 30lar düzeyinde arttırmayı hedefliyor. Böylece bir otobüs için harcanan zaman azalacak. Yan sanayi cazibesi Komana geçmiş 22 yılda unutulmaz anlarını soruyoruz.1966 yılında Türkiyeye gelen MAN, Ercan Holding ile ortaklık kurmuş ve MANAŞ firmasının Ankarada kurduğu fabrikalarda; 1984 yılında kamyon, 1985 yılında da motor üretmeye başlamıştı.. Bu yıllarda ekonomik darboğaza giren Ercan Holdingin fabrikaları alacaklı bankaların eline geçmiş, şirketlerin başına da Koman getirilmişti.1995 yılında Almanları ikna edip, binde 2lere kadar gerileyen ortaklık hisselerini yüzde 100lere çıkarmayı başaran Koman, "Türkiyede ilk kez motor üretildi ve tüketiciler araç alırken "Yerli motor mu?" diye soruyorlardı, bu beni çok mutlu etti" diyor. Almanları ikna etti Koman son 10 yılı rakamlarla özetliyor:Dünyada satılan her iki MAN seyahat otobüslerinden biri, MANın Ankaradaki fabrikasında üretiliyor.Çalışan sayısı 800lerden, 2 bin 500lere ulaştı.Üretim ve satışlar aynı dönemde 10 kat arttı.İhracat, sıfırdan 160 milyon dolara ulaştı.120 milyon euroluk yatırıma ilave olarak, 80 milyon euroluk yeni yatırım gerçekleşti.MAN Türkiyede artık Yönetim Kurulu Üyesi ve Danışman olarak görev alacak Komanın boşalttığı MAN Türkiye İcra Kurulu Üyeliği ve Man Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş İcra Kurulu Başkanlığına geçen Düzgün, eski bir Mercedes çalışanı. Çocukluk ve üniversite yılları Almanyada geçen Düzgün, aslında uçak mühendisi. Uzun yıllar Mercedes AGnin Almanyadaki merkezinde üst düzey görevler üstlenen Düzgün, 2002 yılında MANın Almanyadaki merkezine transfer olmuş. 2004 yılından beri de Türkiyede.Gaziantepli bir Almancı olan Düzgün, MAN Türkiyenin, otobüsten sonra kamyon üretiminde de Avrupanın merkezi olacağını söylüyor.8 Mart Dünya Kadınlar Gününde bir istatistik de vereyim. MAN Türkiyede 500 beyaz yakalı çalışanın 150si kadın, 2000 mavi yakalının da 40ı kadın. Kadınlar bilgi gerektiren alanlarda daha çok yer alıyorlar. Bu iyi haber. Tüm çalışan kadınlara gönülden bir çicek! syilmaz@milliyet.com.tr 10 yılda 10 kat arttı