Fenerbahçe Asbaşkanı ve Yenigün İnşaat Başkanı Mithat Yenigün, “Kürt olduğumu söylediğimde ‘Estağfurullah’ denirdi. Türkiye’ye yararlı 1000 işadamı içindeyim” diyor
EKATERİNBURG
Yolumuz, Rusya’nın ekonomik olarak Moskova ve St. Petersburg’dan sonra en gelişmiş üçüncü kenti Ekaterinburg’a düştü. Burada, küresel ekonomik krizden çıkış yolu arayan bir Rus ve Türk işadamının birlikte geliştirdiği iş modelinin başarısına tanık oluyoruz. Öykü şöyle: Amber şirketinin sahibi Sergey Trofimov’un, Ekaterinburg’da alışveriş merkezleri ve spor salonları bulunuyor. Trofimov bundan üç yıl önce 80 bin metrekarelik AVM işini Yenigün İnşaat’a veriyor.
Başlangıçta Rusya’daki taşeron firmanın aksaklıkları yüzünden proje 2 yıl gecikiyor. Son bir yılda da Trofimov’un inşaatı bitirecek finans kaynakları tükeniyor. Bankacılar Trofimov’un ipini çekecekken Yenigün İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Mithat Yenigün, projeye 10 milyon dolarlık kaynak sağlayarak “geçici ortak“ oluyor. Bankalarla yeni bir anlaşma yaparak 80 milyon dolara mal olan AVM’yi 15 Aralık’ta açacaklarına söz veriyorlar.
İş hızlanıyor ve dün de “Alatir” adını verdikleri AVM’nin açılışını yapıyorlar. Alatir adı, iki ortağın kurduğu felsefi bağı gösteriyor. Alatir; uğurlu olduğuna inandıkları, bizim nazar boncuğuna benzer mavi bir taş. Alatir aynı zamanda Orta Rusya yaylarından Volga Nehri’ne dökülen küçük bir akarsuyun da ismi.
Sufilerden etkilenmiş
Anlaşma şartlarına göre, Yenigün, Trofimov para kazanıp kendisini toparlayınca hisselerini ortağına devredecek. Ortaklığı iki işadamından ayrı ayrı dinlerken, aynı dili kullandıklarını fark ediyorum.
Yenigün, “Bugüne kadar çok işverenimiz oldu, Trofimov’un bizim için yeri çok özel” diyor. Trofimov da, “Bazı insanları dokunarak değil, belli bir mesafeden de hissedebilirsiniz” diye söz başlıyor, kurtarıcısı gibi gördüğünü söylediği Yenigün’ü, “Güvenilir, samimi, düşündüğü ve hissettiği gibi konuşan, açık kalpli biri” diye tanımlıyor.
“Krizde mallarınızı satmanız bile mümkün olmuyor. Mithat destek olmasaydı, işlerimi yürütemezdim” diyen Trofimov’un, Sufi felsefesinden etkilendiği de sohbette ortaya çıkıyor.
Tek Tanrı’lı dinlerden önceki hayata ilgi duyduğunu söyleyen Trofimov’a, “Komünist SSCB’den kapitalist Rusya’ya geçerken dinlere neden ilgi duyduğunu“ soruyorum.
“Din Allah ile bağlantı kurmak için bir araç. ‘Allah yok’ demek, bir çocuğa ‘Annen, baban yok” demek gibi bir şey. Evlat bunun böyle olmadığını hisseder ve içinde arar” yanıtı vermekle kalmıyor, tasavvuf tarihinin en çok anılan ismi İran asıllı Sufi yazar Hallac-ı Mansur’un “Enel Hak” yani “Ben Hakk’ım” sözlerini açıklamaya kadar uzanıyor.
Mansur’dan 349 yıl sonra dünyaya gelen Mevlana’nın izinden gittiği bu felsefenin, ekonomik krizi aşmak için de “yol” olacağını öğrenmemiz için Rusya’ya gelmemiz gerekmiş!
Söz açılıma geliyor
Ekaterinburg’a, Yenigün şirketinin ortakları Mithat ve Edip Yenigün’ün yanı sıra Hüsnü Özyeğin’in bankası Credit Europe, Kuveyt Türk ve TEB-BNP Paribas’nın Türkiye’deki yöneticileri ile birlikte özel bir uçakla geldik.
Mithat Yenigün cebinde taşıdığı bir kağıdı çıkarıp okudu:
“Muharebede zafere ulaşmak ve galibiyet; en küçüğe kadar bütün rütbe sahiplerinin, bizzat düşünce üreterek durumun gereğine göre kendi kendilerine önlemler almaya alışmış olmalarına bağlıdır. Atatürk”
Fenerbahçe Asbaşkanı da olan Mithat Yenigün, bu sözü yalnızca şirketinde değil, başında bulunduğu Fenerbahçe Dernekleri’nde yaptığı konuşmalarda da kullanıyor.
Sözün geldiği yer, “demokratik açılım”... Yenigün “Başbakan’a çok danışılıyor. Her bakan, her bürokrat kendi görevini yapmalı. Herkesin kapasitesinin bir sınırı vardır. Başbakan tıkanırsa ülke zarar görür” diyerek bugünlerde iktidara yönelik olarak farklı kesimlerin ortak paydası haline gelen (bkz: Ayşe Karabıyık Barbarosoğlu) “yetersiz kadro” eleştirisine dikkat çekiyor.
Yenigün “demokratik açılımın gerekli olduğunu ancak yeterli hazırlık yapılmadığını” vurgulayarak devam ediyor:
“Kürt olduğum için dikkatli konuşuyorum. ‘Kürdüm’ demek için 20 yıl beklemem mi gerekiyordu? Kürt olduğumu söylediğimde “Estağfurullah” denirdi. İddia ediyorum, Türkiye’ye yararlı 1000 işadamı içindeyim. NATO ihalelerine girerken istenen güvenlik belgesi herkese 1-2 ayda, bana 5-6 ayda verilirdi. Benim için ‘PKK sempatizanı’ notu düşülmüş. Kenan Evren’e 1982’de siyasi bir mektup yazdım ve durumumdan şikâyet ettim, yanıt alamadım.”
BELLEK TEMİZLİĞİ GEREK
Midyat doğumlu Yenigün, kamusal düzenlemeler olsa da Doğu’daki insanların kendisini eşit vatandaş hissetmesi için bir neslin geçmesi gerektiğini ifade ederken, “Kürt kelimesinin belleklerde olumlu bir karşılık bulması gerekiyor“ diyor. Çözüm önerisi net: “Beyinlere ülkenin her insanının eşit olduğunu kazımak lazım. Belki de Batı’ya haksızlık edilecek vaziyette, Doğu’nun kayrılması gerekiyor.”
Kapatılan DTP’nin yangına körükle gittiği görüşünü benimseyen Yenigün’ün, “Anayasa Mahkemesi kanunlara göre karar veriyor, söyleyecek bir şey yok. Ancak Meclis’te kalsaydı, konuşma hakkı tanınsaydı; önemli değil, saçmalasaydı, hata yapsaydı, baskıları abartsaydı; sonuçta biz asırlardır süregelen bir sorunu çözüyoruz” sözlerini, olgunlaşmış bir demokrasiye duyulan özlem olarak okuyorum.
“Hiçbir dönem siyasi yakınlık kurarak müteahhitlik yapmadık, kimi zaman siyasilerden baskı gördüğümüz için aldığımız ihaleleri iptal ettik“ diyen Yenigün’ün projelerinden de söz edeyim.
Filipinli yerine Mardinli
1974’ten beri NATO’ya toplam 300 milyon dolarlık iş yapan Yenigün ile yarın Afganistan’ın Kandahar kentindeki şantiyesine gideceğiz.
Ekaterinburg’un yanı sıra Rusya’nın Omsk ve Celyabinsk kentlerinde alışveriş merkezleri yaptılar.
Libya’da hastane, Kuzey Irak’ta ise Amerikan Üniversitesi ek binaları inşaatı sürüyor; Erbil Kongre ve Kültür Sarayı’nı bitirdiler.
Türkiye’de hidroelektrik santraller, rüzgâr enerjisi ile ilgilenen ve Anadoluray konsorsiyumunda yer alan Yenigün’ün, Antalya Belek’te Sun Zeynep ve Carya Golf sahası (hissedar), Midyat’ta da “Kasr-ı Nehroz Oteli” yatırımları bulunuyor.