Bugüne kadar hiç böyle bir davet almadım; “Veteranlar”! Yaşına başına bakmadan eski yaptıkları işleri yapmayı sürdürenler diye okuyabileceğimiz “Veteranlar” davetinin fikir babası eski Turizm Bakanı Bahattin Yücel, söz konusu kelimeyi “Başına gelmedik iş kalmamış” olarak açıklıyor.
Turizmci arkadaşları ise Armada Oteli’nin sahibi Kasım Zota’nın ev sahipliğinde Sultanahmet’teki bu büyük buluşmayı, “40 yıllık turizmciler” diye özetliyorlar. Turizm ve Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın da davete katılmasıyla sohbetler, Fatih Sultan Mehmet tarafından ilk yapıları 1472 yılında yaptırılan Topkapı Sarayı’na kadar dayanıyor.
Yücel, Zota ve Fes Turizm’in sahibi Faruk Pekin, Bakan Günay’ı davet salonundan kısa bir süre koparıp, çektikleri 8’er dakikalık 2 ayrı tarihi yarımada filmini gösteriyorlar.
Ayasofya’nın, Topkapı Sarayı’nın ve surlarının önündeki barakalar, elektronik panolar, araçların istilası en çıplak halleriyle perdeye yansıyor. Tarih günün yağmacı kültürünün altında çığlık atıyor. Günay, gördüklerinden çok etkileniyor ve çekilen filmlerin CD’sini yanı alıyor, “Bunları Bakanlar Kurulu’nda göstereceğim” diyor.
Galataport’a tarih ayarı
Günay ile Eminönü ve Sultahahmet’in dokusu konuşulurken, TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy’un turistlerin ulaşım sıkıntısını dinliyoruz.
Bakan kararlı, buraya otobüsler girmeyecek. 2006 yılında iptal edilen ancak bugünlerde yeniden ihaleye çıkacağı açıklanan Galataport Projesi’ne gelmek istiyorum. Günay’ı hazırlıklı yakalıyorum. Koruma Kurulu’na görev verilmiş; Valide Sultan Camii, Molla Çelebi Camii, Mimar Sinan Üniversitesi, Birinci Parlamento Binası, Nusretiye Camii, Kılıç Ali Paşa Camii, tarihi hamam ve saat kulesini kapsayan sit alanındaki bozuk yapılaşmanın envanteri çıkarılıyor.
“Burası inci gibi dizilen camileri ile bir mücevher” diyor Bakan.
750 bin metrekarelik Galataport projesini de içine alan alanda tarihi dokuyu ortaya çıkarmaya çalışıyor.
Bakan, Özelleştirme İdaresi’nin bu kez tarih ve kültürel dokuya özenli bir ihale açması yönünde beklenti oluşturuyor.
Günay’a Haydarpaşa projesini de soruyorum, “Haydarpaşa’yı gölgeleyecek hiçbir yapıya izin vermem” sözlerinden, daha önceleri gündeme gelen gökdelenli projelere mesafe koyduğunu anlıyoruz.
Günay, belediyeler ile arasında fikir ayrılıkları olduğunu da kayda geçen açıklamalar yapıyor.
Asker stratejik buluyor
Sohbet sırasında Günay gündemi belirlemeye karar veriyor, “Arkadaşlar benim asıl üzerinde durduğum yer Topkapı Sarayı’nın tescilli 4 binasının Türk Silahlı Kuvvetleri’ne bağlı İç Tedarik Komutanlığı tarafından kullanılması” diyor ve başlıyor anlatmaya:
“Marmara’dan gelirken, İstanbul silueti kaybolmuş, gökdelenleri görüyorsunuz. Topkapı Sarayı’nı Marmara yönünde barakalar örtüyor, talan dönemi yaşanmış. Askeriye oradaki tescilli binaları battaniye, bot, çamaşır depoları olarak kullanıyor. Briket, çelik barakalar yapmışlar. Kimse ısıttığı minderden kalkmak istemiyor. Koruma Kurulu’nun binaların boşaltılması kararına karşı TSK’nın mahkemeye gittiğini duydum. Çok ayıptır. Acil olarak bu binaların Kültür Bakanlığı’na devredilmesi gerekiyor. Topkapı Sarayı’nın malzemeleri çürüyor, onları bu depolarda saklayabiliriz; toplantılar ve davetler verilebiliriz. Askerlerle konuştuğumuzda depo alanının kendileri için stratejik önemi olduğunu söylüyorlar. Toprak ve tarih konusunda daha duyarlı olmalarını beklerdim.”
Günay, gazetemizin gündeme getirdiği “Topkapı Sarayı eserleri” meselesi üzerine yaptığı açıklamada, Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ ile de bu konuda görüştüğünü ve sorunun çözümleneceği yolundaki izlenimlerini paylaşmıştı. Günay, askeri ısıttığı minderden kaldırmaya kararlı ve onun için de kamuoyundan destek bekliyor.
Aklıma gösterim sırasında Zota’nın şu sözleri geliyor: “Lokantayı iyi yapan müşterileridir!”