Özetlemek gerekirse, Katar Emiri benim de içinde olduğum 29 kişilik gazeteci grubu dahil olmak üzere, Gül ile birlikte resmi heyette bulunan ekibe değerli hediyeler dağıttı. Körfez ülkelerinin "hediye" ölçütleri ve yöntemleri, kamusal alanın tartışma konularından biri olmayı sürdürürken, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile birlikte gittiğimiz Katar da bu sürecin dışında kalmadı. Katar Emiri Şeyh Hamad bin Halife Âl Tani, gazetecilere saatler hediye etti. Ancak Enerji Bakanı Hilmi Güler, Bayındırlık Bakanı Faruk Nafiz Özak, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın da dahil olduğu 51 kişilik heyete hangi hediyelerin verildiği konuşulmadı.Gazetecilere yaklaşık olarak değeri 3-4 bin dolar civarında olan saatlerden hediye edildiğini, odamıza konan paketten öğrendik.Resmi heyet içinde yer alan gazete, ajans ve televizyonların Ankara temsilcileri ile yazarlarına hediye edilen saatleri teslim etme sürecimiz biraz sancılı oldu. 3-4 bin dolar değerinde İçlerinde benim de olduğum bir kısım gazeteciler hediyenin anında Katar'da yetkililere teslim edilmesini savunurken, bir kısım da "Bu ülkelerin geleneksel tutumuna karşı nezaketsiz davranmayalım" endişesiyle Türkiye'ye dönüşte sivil toplum kuruluşlarına bağışlanmasını gündeme getirdi.Bu önerilerden iki tanesi ilginçti. Bunlardan birincisi, hediye edilen Omega marka saati odasında bulup, bizi de durumla ilgili bilgilendiren SKY Türk Ankara Temsilcisi Murat İde'ye aitti. İde, "Mehmetçik Vakfı'na bağışlayalım" diyordu. Sonunda SKY, Hürriyet, Vatan, Bugün, TV-24, NTV ve CNN TÜRK'teki arkadaşlarla "Katar'daki yetkililere teslim" yönünde karar aldık. Katar'a anında teslim Akşam saat 21.00 sularında edilen bu bilgiyle hemen Katar yetkililerine ulaşmak mümkün olmadı. Cumhurbaşkanı Gül'ün Basın Danışmanı Ahmet Sever'e konuyu iletip saatlerin Katar yetkililerine ulaştırılması konusunda yardım talep ettik. Sever, "Sabah havalimanında verebilirsiniz" önerisini getirdi.Sabah bu niyetle otobüslerimize bindiğimizde bir başka öneri de Vakit gazetesinin Ankara Temsilcisi Serdar Arseven'den geldi: "Orada Kimse Yok Mu" derneği veya sizin önerdiğiniz bir başka derneğe bağışlayalım; ama ille de Türkiye'ye götürelim."Arseven'in organizasyon önerisini kabul eden tek kişi çıkmadı. Hatta biraz da hır çıktı. STK'lara bağış olur mu? Sözünü ettiğim arkadaşlarla elimizdeki saat kutularını, içinde Emir'in adının ve ismimizin yazıldığı kartlarla bir pakete toplayıp bizi Ankara'ya getirecek uçağa binmek üzere Doha Havalimanı'nın VIP bölümüne geldik. Limanda Türk Büyükelçiliği'nden birini bulup durumu anlattık ve saatleri teslim ettik.Bize bu yolu öneren de akşam Sever'in konuyla ilgilenmesi için yönlendirdiği Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi Müdürü Figen Türkvan olmuştu.Hediye edilen saati inceledim. Saatin üzerinde bu gezi anısına düşülmüş bir kayıt yoktu. Örneğin çeşitli gezilerde olduğu gibi bu gezide de Emir "Katar'a gelen Türk heyetinin ilk resmi ziyareti anısına" falan gibi özel bir not düşmemişti. Yani bu hediyeye "manevi değer" yüklenmemişti. İsviçre saati Eloga'nın tono kasa pırlantalı güncel bir modeliydi. Büyükelçilik'e teslim edildi Petrol zengini olan Halife Âl Tani'nin her sabah 700 milyon dolar gelirle uyandığını cümle âlem biliyor. Uçakta TV 8'in sahibi ve MNG Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Nazif Günal, "Saati mesele yapmayın, bize zarar verirsiniz. Ne olacak adam sizden bir şey mi isteyecek? Emir'den hediye almak onurdur!" diyordu. Günal'a meslek ilkelerini anlatamadım.Cumhurbaşkanı Gül'e konuyu açmak istedim. Gül uçakta teker teker herkesle sohbet ederken, benim bulunduğum sıraya kadar "kazasız-belasız" geldi. 'Onurdur' diyenler de çıktı Gül'e "Sayın Cumhurbaşkanım, aramızda da bir kriz oldu. Katar Emiri'nin hediyesini kabulü meselesinde farklı tutumlar almak gerginlik yarattı. Siz bu ülkelerin gelenekleri haline gelen hediye meselesi karşısında nasıl bir tutum alıyorsunuz?" diye soracaktım ki, cümlem "kriz" sözcüğünde kesildi, hediye bölümüne gelemedim. Gül "Kriz demeyin" diyerek uzaklaştı. syilmaz@milliyet.com.tr Gül'e 'Kriz' demem yetti