Bundan daha korkunç bir istatistik olamazdı, son 7 yılda kadın cinayetleri yüzde 1400 oranında artmış!
Aklıma Kuzey Irak’ta kendini yakarak yaşamına son veren kadınlar geliyor. İki toplum barışa gidiyor derken, kadın ölümlerinde aynileşiyor mu? Arkadaşımız Önder Yılmaz’ın haberinden öğreniyoruz ki DTP Van Milletvekili Fatma Kurtulan’ın TBMM Başkanlığı’na verdiği soru önergesini yanıtlayan Adalet Bakanı Sadullah Ergin şu rakamları açıklıyor:
2002’de 66, 2003’te 83, 2004’te 164, 2005’te 317, 2006’da 663, 2007’de 1011, 2008’de 806, 2009 yılının ilk 7 ayında ise 953 kadın öldürüldü. Sorulması gereken iki soru var:
Birincisi, sosyal, kültürel referanslarını İslami yaşamdan alan siyasetçilerin son 7 yıldır sürdürdükleri tek parti iktidarında, ne oldu da kadına yönelik şiddet bu denli ölümcül bir hal aldı?
İkincisi, Güneydoğu ve Doğu illerinde aile içi şiddetin artmasında bölgeye hâkim olan Kürt siyasetinin rolü nedir?
Bugün TBMM’de yapılacak “demokratik açılım” tartışmasını izlerken içimdeki ses sürekli “Yalnızca kadın olduğu için öldürülen insanların yaşama hakkını koruyamamak onurlu bir barışı getirebilir mi?” diye mırıldanacak.
Kurtulan, söz konusu soru önergesini 18 Haziran 2009’da vermişti. O günlerde Türkiye, Nahide Opuz’un başvurusu üzerine, aile içi şiddeti önleyemediği için AİHM’den ceza alan ilk ülke olmuştu. Opuz, Diyarbakır’da 11 yıl boyunca kâbus dolu günler yaşamış, ölümlerden dönmüş, annesinin ölümüne engel olamamış genç bir kadındı.
Kürdistan’daki cinayetler
Kurtulan’ın verdiği soru önergesinde yer alan “Aile içi şiddet konusunda AİHM’ye 2002 yılından bu yana kaç başvuru yapıldı? Yasal düzenlemeler neden etkin olamıyor?” sorularına Bakan’dan yanıt da gelmiyor. Dolayısıyla, hem eksik bilgileniyoruz hem de hükümetin “yüzde 1400’lük artışı” nasıl değerlendirdiğini bilemiyoruz.
Gelelim dünyanın bizi nasıl gördüğüne: Türkiye, Dünya Ekonomik Forumu-2009 Cinsiyet Uçurumu Raporu’na göre, listede yer alan 134 ülke içinde kadın-erkek eşitliği alanında yapılan değerlendirmede 29’uncu sıraya gerileyerek “vahim” bir tablo çizmiş.
Irak savaşı kararını alan kabinede yer alan ABD eski Dışişleri Bakanı Powell’ın konuk konuşmacı olarak katıldığı bir panelde söylediklerimi hatırlıyorum:
“Kürdistan Bölge Yönetimi İnsan Hakları Bakanlığı, 2009 yılının ilk 4 ayında 170 kadının namus cinayetine kurban gittiğini, 333 kadının da kendisini yakarak intihar ettiğini açıkladı. ”
Yılda çoğunluğu Afrika ülkelerinde 130 milyon kadın ve kız çocuğu sünnet ediliyor. Bu vahşi gelenek yalnızca El Beşir’in ülkesi Sudan’ın da içinde olduğu Sahra altı Afrika’da yok, Kuzey Irak’ta bazı aşiretlerde de sürüyor.