Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Tekirdağ mitinginde Şişli Belediye Başkanı ve Türkiye Değişim Hareketi (TDH) Lideri Mustafa Sarıgül’e eşlik eden Sabri Erbakan arkasında 29 yıllık bürokrasi geçmişini bırakarak siyasete soyundu.
Erbakan, Sarıgül’ün miting otobüsünde yaptığımız sohbette “Turgut Özal’ın daveti ile ANAP’ın kurucuları arasında yer almıştım. 1983 seçimlerinde İzmir milletvekili adayı olacaktım, 12 Eylül yönetimi soyadımdan dolayı veto etti” diyor. Saadet Partisi ile yola devam eden Necmettin Erbakan’ın yeğeni Sabri Erbakan en son görev yaptığı Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Müsteşarlığı’ndan 6 ay önce ayrılarak bürokrasiye veda etmişti. Erbakan, “Necmettin Erbakan TDH’ye gelmenizi nasıl karşıladı?” sorusuna “Biz demokrat bir aileyiz” karşılığını veriyor.

Evlerin yüzde 65’i yıkılır
13 yıl Yusuf Özal ile DPT’de birlikte çalışan Sabri Erbakan’ın müsteşarlık bilgilerinden yararlanmak istiyorum. Erbakan, TDH’nin “Afet İşleri” ve “Yatırım” bakanlıkları kuracaklarını anlatıyor. Planlama ve yatırımı aynı bakanlığın yapması gerektiğini söyleyen Erbakan, “16 tane kurum plan yapıyor, bu nedenle de kurumlar arasında çatışma oluyor ve yatırımlar tamamlanamıyor” yorumunu yapıyor.
Müsteşarlığı döneminde hükümetin, bakanlığına bağlı “Afet İşleri Genel Müdürlüğü” ile İçişleri Bakanlığı’na bağlı “Sivil Savunma Genel Müdürlüğü” birimlerini güçlendirmesi gerekirken kapayarak, bunları Başbakanlığa bağlı birimlere dönüştürmesini eleştiren Erbakan, “Japonya’da bile eğitim görmüş, uzman kadroların yer aldığı müdürlükler kapatıldı” diyor.
“İstanbul’a her gün 750 bin yeni araç giriyor; trafik ancak Marmara Denizi’nden geçecek iki tüp geçit yatırımı tamamlandıktan sonra bir ölçüde rahatlar, sonra da üçüncü Boğaz köprüsü gündeme gelmeli. İstanbul’un en önemli sorununun afet ve trafik olduğunu söyleyebilirim. İstanbul’un 1365 sokağına itfaiye aracı giremez. 6.7 ve 6.9 şiddetinde bir depremde İstanbul’daki evlerin yüzde 65’i yıkılır.”
Bu konuşmanın sabahında Elazığ’da 6 şiddetinde depremde 41 kişinin öldü. Tehlikenin hiç de uzak olmadığı bir kez daha ortaya çıktı. Erbakan ile bu konuyu yeniden görüştüğümde, “Afet İşleri Bakanlığı” önerisini yineliyor.



Süleyman Demirel’in koruma müdürü de Sarıgül’ün partisinde
Bu konuşmanın nasıl bittiğini de söyleyeyim; Sarıgül “Siyasete en büyük katkımız, İnönü, Dolakay ve Erbakan isimlerini aynı çatı altında buluşturmak” diyor. TDH’nin vitrininde Sabri Erbakan’ın yanı sıra Hayri İnönü, Hakan Dalokay, Cihan Kahveci gibi ünlü siyasetçilerin ikinci ve üçüncü kuşak temsilcileri de yer alıyor.
Sarıgül, her geçen gün TDH’ye yeni katılımlar olduğunu söylerken, Meclis’ten tanıdık isimleri sıralıyor.
En yakınında danışman olarak yoldaşlık yapan Bülent Tanla ve eski bakanlardan Hikmet Çetin, Salim Ensarioğlu, İlhan Aküzüm TDH’nin siyasetin merkezine oturma hedefine uygun düşüyor. CHP-ANAP-DYP; hepsinden geliyorlar.
Benim ilgimi ise en çok Süleyman Demirel’in 30 yıl koruma müdürlüğünü yapan eski Emniyet Müdürü Şükrü Çukurlu çekiyor.
Çukurlu’ya “Demirel’in haberi var mı?” diyorum, destek aldığını söylüyor...
Kalabalıklar arasında birisini daha fark ediyorum; DYP’yi sandığa gömen lider Mehmet Ağar’ın yardımcısı ve hemşerisi Birol Özcan’ı. Özcan’ın katılımı yakın dostu işadamı İbrahim Polat’ın da TDH’ya yakın olduğunun işareti sayılabilir.

Demirel merkezi işaret etti
Sarıgül, Demirel ile arasında geçen şu konuşmayı aktarıyor:
“TDH’yi kurduğumuz günlerde Demirel’e gittim, bana ‘Şimdi bir yorum yapamam, Anadolu’yu gez’ dedi, Batman’daki merkezimizi açtıktan sonra aradım, ‘Niğde ve Bursa gezilerini tamamla öyle gel’ dedi. Gittim, ‘İyi bir şekilde yönetilirse bu hareket merkeze oturabilir’ değerlendirmesini yaptı.”
TDH’nin partileşme sürecini “Halk kendi partisini kuruyor” sözleriyle ifade eden Sarıgül, “Ankara’ya 50 bin kişi ile gireceğim” dediğinde siyasetin üslup cambazı Demirel’den “Sen 50 bin kişi getir, 50 bin de kendiliğinden gelir” karşılığını alıyor.
Meydana baktığımda heyecanlı ve enerjisi yüksek topluluğun “genç-kadın-modern” nitelikleri ağır basıyor.
İstanbul-Tekirdağ arasındaki tepeler, duvarlar, köprüler, hatta karayolları “Çare Sarıgül” yazıları ile donatılmış. Tabii karayollarına yazı yazanların geceyi nezarethanede geçirdiklerini de öğreniyorum.
Partinin nisan ayında kurulacağı yolunda işaretler veren Sarıgül, partinin ilk işaretinin üç dinin buluştuğu Antakya’da verileceğini, ardından bir perşembe günü Ankara’ya varılacağını ve oradan Samsun’a hareket edileceğini vurguluyor.

‘CHP’yi dönüştüremezdim’
Sarıgül’e “CHP’de liderlik yarışını kazansaydınız, iktidar şansınız TDH’den fazla olur muydu?” sorusunu da yöneltiyorum.
Sarıgül’den “Yaptırdığımız araştırmaya göre mevcut bir partilerin birinde lider olsaydım, yüzde 1’lik bir birimi yüzde 10’a çıkarabilirdim. Ben yüzde 20’lik bir oy oranına talip değilim, başbakanlığa talibim. Hiçbirimiz milletvekili olmak için yola çıkmadık, bu heveslerimizi aldık” yanıtını alıyorum.
Bu açıklamasına CHP’ye yönelik tespitleri de ekliyor:
“Yaş ortalaması 75 olan bir parti kemikleşmiş bir partiyle değişimi gerçekleştiremezdim. Tekirdağ mitinginden önce gece buraya gelip, hazırlıklara katıldım, esnafın ve halkın nabzını tuttum, İstanbul’a döndüm. 75 yaşında olsaydım, bunları yapamazdım.”
Araştırmacı olarak Bülent Tanla ise TDH’nin gelişimi rakamlarla yansıtmayı tercih ediyor.
81 il ve 700 ilçede örgütlenmelerini tamamladıklarını söyleyen Tanla, 120 ayda 518 toplantı gerçekleştirdiklerinin altını çiziyor.
Sarıgül’den anayasa tartışmasına da bir katkı geliyor; “8 yıl iktidardaki bir partinin, seçime bir yıl kala anayasayı değiştirmek istemesini samimi bulmuyorum; inşallah 30 maddelik sivil bir anayasayı hazırlamak bize nasip olacak.”
Miting notumu son bir gözlemle bitirmek istiyorum. Alandakiler Sarıgül’ü çok iyi tanıyordu!