Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Türkiye’nin AB üyelik süreci ile “İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti” etkinlikleri ne kadar iç içe girebilir? Bagajımızda KKTC’den insan haklarına kadar temel onca mesele dururken, 1963 yılından beri süren Avrupa macerasını bir yılda yapılacak en şahane etkinliklerle aşamayız. Ne var ki kültür kentleri dokusu oluşturmak için “İstanbul 2010” ile yakaladığımız bu çok önemli fırsatı da ıskalamamalıyız.2010’da Avrupa’nın kültür coğrafyasına katkı sunabilen bir ülkenin adaylığından söz ettirmeyi başarabiliriz!
Konuyu açmadan önce sosyolog Prof. Nilüfer Göle’nin Avrupa Parlamentosu’nda vurguladığı üç ustanın adını anmadan geçmeyeceğim: Koca Mimar Sinan, Nobel Edebiyat Ödüllü Orhan Pamuk ve Avrupa’nın gözbebeği film yönetmeni Fatih Akın.

Bağış: Türkiye çözümdür
16 Ocak’ta İstanbul’da resmi açılışı yapılan “İstanbul 2010 AKB” etkinliklerinin ikinci ayağı Brüksel’deydi ve biz de İstanbul 2010 AKB Ajansı’nın hazırladığı sunumunu izlemek üzere Avrupa Parlamentosu’nda yarım gün süren etkinlikleri izledik.
Parlamentodaki konuşmacılardan Devlet Bakanı ve Avrupa Başmüzakerecisi Egemen Bağış’ın “Türkiye Alevileri, Yahudileri, Kürtleri, kadınları dinliyor, sorunlara çözüm bulmaya çalışıyor. Buradan bakınca Avrupa sorundur, Türkiye ise çözümdür” sözlerini eski Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış, AB Parlamentosu milletvekillerinden Fatma Pehlivanlı ve Belçika Merkez Hümanist Parti (CDH) Milletvekili Mahinur Özdemir ile sohbetimizde açıyoruz. Özdemir, Avrupa’nın ilk ve tek türbanlı milletvekili. Özdemir “Türk kökenli ve türbanlı” bir milletvekilinin Belçika parlamentosuna girmesinin kolay olmadığının altını çiziyor.
Avrupa Birliği ile 1996 yılında imzalanan gümrük birliği anlaşmasıyla yalnızca ekonomik entegrasyon kuran tek ülke olan Türkiye’ye, kültür alanında da “ilk olma” görevi düştü: AB ilk ve son kez AB dışında bir kent olan İstanbul’a “2010 AKB” unvanını bahşetti!
Pozisyonumuzun haksız yansımasına Macaristan’dan örnek vereceğim. İstanbul ile Almanya’nın Essen kenti gibi Peç de 2010 yılının AKB’leri olarak ilan edildi. İstanbul 2010 AKB Ajansı Yürütme Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç, “Peç’in 2010 AKB bütçesinin yüzde 80’i AB tarafından karşılanırken, İstanbul’a AB fonlarının katkısı yüzde 1.5 düzeyinde. Bunun 1.5 milyon euro’sunu Melina Mercury ödülü oluşturuyor” diyor.

Brüksel gündemindeki Pamuk
İstanbul 2010 AKB Ajansı bütçesinin 250 milyon euro olduğunu da belirten Avdagiç, yapılan resmi açılışın maliyetinin 8.5 milyon lira civarında olduğunu kaydediyor.
AKB Ajansı ile ocak ayı başında “Masumiyet Müzesi” projesinin protokolünü imzalayan Orhan Pamuk’un geçtiğimiz günlerde bu başvurusunu geri çekmesi, Brüksel’de gündemimizi işgal ediyor. Pamuk, Hürriyet yazarı Özdemir İnce’nin söz konusu protokolü “Orhan Pamuk zırvaları” başlığıyla eleştiri konusu yapması üzerine AKB Ajansı ile sözleşmesini iptal etti. Pamuk, “Masumiyet Müzesi” kurmak için başlattığı girişime 754 bin 500 liralık destek alacaktı.
Hem kamu, hem özel sektör kültür kentlerine “katılımlı finansman modelinin” önemini yeni yeni anlamaya başlıyor. Ortada en büyük eksik, sivil toplum kuruluşlarının ilgisi, katkısı ve sorgulama gücü; küsmeyin!!!