Geçtiğimiz gün IMF Türkiye Masası Şefi Reza Moghadam'ın Müstakil İşadamları Derneği (MÜSİAD) ile görüşmelerinin yalnızca 45 dakika sürmesi dikkatimi çekti.IMF heyetinin, TÜSİAD ile 2.5 saat süren akşam yemeğinde, Bankalar Birliği ile 1.5 saat görüştüğünü de eklemeliyim.IMF temaslarının bıraktığı izler...Bundan yaklaşık bir ay kadar önce bu köşede CHP milletvekili Kemal Derviş'in yaptığı bir açıklama yer aldı, okuyanlar hatırlayacaklar..."IMF antibiyotik gibidir. Tedavi süresince alınmalı, sonra kesilmeli. Sürekli antibiyotik almak mümkün değildir. Türkiye'nin IMF'ye muhtaç olmayacak ekonomik güce erişmesi halinde program kesilmeli" gibi sözlerdi bunlar.Derviş'ten önce hükümetten de "IMF programı yenilenmemeli" sözleri dile getirilmişti.Moghadan'a toplantıya katılamadığı için görüşlerini mektupla ileten TİM Başkanı Oğuz Satıcı, ilk kez muhalefetten bir ismi telaffuz ederek, IMF'ye güvence verdi... O isim Kemal Derviş idi.Satıcı şunları söyledi:"Program yapılırken zayıf bir koalisyon hükümeti iş başındaydı ve program hükümet yapısının 10 yıl daha böyle devam edeceği varsayımıyla kuruldu. Erken seçim gündemde yoktu ve biz bu programın destekçisi olduk. Bununla birlikte erken seçim ve bu seçimlerden çıkan 365 milletvekili sahibi iktidar, parlamento içinde Kemal Derviş'in olduğu güçlü bir muhalefet, piyasaları pozitif etkiledi. Programın bu dinamizme ayak uyduramaması sonucunda mevcut pozitif şartlar, Türkiye'nin kazançlı çıkmasına değil, paradan para kazananların piyasaları manipüle ettiği bir ortama dönüştü."Hükümet sözcüsü gibi davranan Satıcı'nın "Herkesin desteklediği" nitelemesi ile Derviş'i referans göstermesi ilgi çekici olsa gerek.Sonuç; Satıcı IMF programında revizyon ve dalgalı kurdan vazgeçilmesini yani TL'nin "aşırı" değerlenmesinin durdurulmasını istiyor.IMF görüşmeleri sonrasında TÜSİAD Başkanı Özilhan, Satıcı'yı kesin bir ifade ile eleştirdi ve "Dış ve iç borcun nereden nereye geldiğini görsün ve bu dengelerin ne demek olduğunu iyice bir düşünsün, ondan sonra konuşsun"dedi.Satıcı'nın bu sözlere verdiği yanıt beklediğimden daha keskin oldu."Para ile para yapan manüpilatörlerin temsilcisi. Biz onlar gibi trilyonları olan bir kesim değiliz, üretimden para kazanıyoruz."Büyük sermaye - küçük sermaye kavgası. Mayıs ayında başlayan 5'inci gözden geçirme çalışmaları için Türkiye'ye gelen Uluslararası Para Fonu (IMF) heyeti; Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ile Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) arasındaki görüş ayrılığının ortasında kaldı. Uğur'un ardından... Atlas ekibinden İskender'den sonra zirvelerde yitirdiğimiz Uğur'un, maddi olanak gerektiren dağcılık alanındaki hedeflerine, sponsorluk kurumunun yetişemediğini çok iyi biliyorum. Doğa, tarihi ve kültürel varlıkların maddi olanaksızlıklar yüzünden topluma kazandırılamadığını da hepimiz biliyoruz. Bize hayatı taşıyanları bir vakıf ile beslenmek gerekir. Örneği ortada, Amerikan yayını olan National Geographic vakıf dergisidir. syilmaz@milliyet.com.tr "Zirvelerin Uğur'unun ardından" başlıklı yazım vesilesiyle, yurt içinden ve dışından duygu ve düşüncelerini paylaşan dost okuyucularıma çok teşekkür ederim. Bu arada dile getirilen bir öneriyi de tartışmaya açmak isterim:"Türkiye'nin doğal ve kültürel varlıklarını topluma tanıtan, spor dünyasına katkı sağlayan Atlas dergisi etrafında, Atlas Dergisi Vakfı kurulsun."