Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Türkiye’yi ortasına olan coğrafyada “büyük enerji oyunu“ partisi başladı. Türkiye salondaki delikanlıların hiçbirinin davetini geri çevirmiyor; bir Rusya, bir ABD, bir AB...
Esas oğlan ise Nabucco!
Fonda Ermenistan-Gürcistan-Azerbaycan’ı içine alan, İran va Rusya dengelerini gözeten, Irak ile yükselen çok sesli bir müzik çalıyor.
Bunları Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Ortadoğu Danışmanı Erşat Hürmüzlü ile konuyoruz.

Rakım bile tartışmalı!
Hürmüzlü Kerkük doğumlu, Bağdat Hukuk Fakültesi’nden mezun, 1980’den sonra Suudi Arabistan ve Türkiye’de yaşıyor.
Önce, son günlerde popülaritesi artan “rakım“ meselesine girelim.
Demirel, Turgut Özal’ın Cumhurbaşkanı olmasına tepkisini “Çankaya Köşkü“ yerine, “864 rakımlı tepe“ ifadesini kullanarak gösterirdi. Cumhurbaşkanlığı’nın internet sitesinde son yapılan ölçümlerle makan katının, denizden 1071 metre yüksekte olduğu yazıyor. Tayyip Erdoğan’ı Köşk’e çıkarmaya niyetlenenler “1150” rakımını telaffuz ediyorlar; doğrusu nedir?
Hürmüzlü bu sorumun yanıtını Çankaya Yerleşkesi’nde yediğimiz öğlen yemeğinde verdi. “1071! İlginç bir tesadüf eseri Malazgirt Zaferi’nin kazanıldığı tarihe denk düşüyor.”

Nabucco Irak’ta
Türkiye’yi AB’ye bağlayan Nabucco Doğalgaz Boru Hattı Projesi’ne, 8 milyar dolarlık gaz tedarik etmek için Bölgesel Kürt Yönetimi ile OMV (Avusturya) ve MOL liderliğinde imzalanan anlaşmaya, Bağdat “Biz olmadan geçersiz sayılır“ gerekçesiyle itiraz etti.
Hürmüzlü’ye Irak ile ekonomik ilişkilerimizi soruyorum.
Türkiye’den yatırımcıların Kuzey Irak’a ilgisinin devam ettiğini belirten Hürmüzlü, Bağdat’a ilişkin güvenlik endişesini vurguluyor. Siyasi anlamda ise bakışı çok net: Son 30 yılın en iyi seviyesi!
Hürmüzlü Irak Anayasası’na atıfta bulunuyor, “Gericilikten kötü bahsedilir değil mi? Irak’ın 2005 Anayasası’nda etnik, mezhepsel, bölgesel kozlara 25 yerde referans yapılıyor. 1925 Anayasası’nda ise bu referanslara yalnızca bir yerde rastlanıyor. ‘Arapça resmi dildir’ deniyor. O kadar.”
Ya Kerkük? BM Irak Özel Temsilcisi Staffan de Mistura’nın ortaya koyduğu 4 seçenekten yalnızca 2’sinin geçerli olduğunu söylüyor.
“Kerkük’e 3-10 yıl içinde özel statü verilir ve statünün belirlenmesine kadar yönetimi Bağdat ve Erbil Kürt yönetimi paylaşır. Ya da: Kerkük siyaseten özerk olur, petrol gelirleri Bağdat’a bağlanır. Bizim için Irak bütündür; kuzeyi, güneyi, ortası, her yeri önemli.”

Samimiyet testi yapılıyor
Barzani’nin, Kerkük meselesinde ABD’den yeterli destek bulamadığını açıklamasına ilişkin Hürmüzlü, “Kendi şeytanlarını yaratıyorlar. Kürtler, çıkarına göre herkesle ittifak yaptı. Öz politikaları olmadı. 1990’larda Talabani (Irak Cumhurbaşkanı ve KYB’nin kurucusu) ile Barzani (Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı ve KDP’nin kurucusu) gümrük yüzünden savaştı, 25 bin Kürt katledildi. Türkmenler temel meselelerde bir araya geldi, birbirlerine tokat bile atmadı. Türkmenler, Türkiye’ye bile mesafesini koydu” yorumunu yapıyor.
Hürmüzlü’nün “KYB’nin haber sitesi ‘pukmedia’da bölümler var. Bunlardan ‘Kürdistan’ sütununa baktığınızda Erbil, Süleymani gibi illerden bölgesel haberler veriliyor; ‘Kürdistan Bölgesi‘ sütununda ise Diyarbakır’dan, Kerkük’ten haber giriyor. Bunları kaldırmaları gerekir. Benimle yaptıkları söyleşilerde de sözcükleri tahrif ediyorlar” sözlerinden de “Kürdistan Bölgesel Yönetimi“ kimliğinin samimiyet testinde sınıfta kaldığını anlıyorum.