Caroline Koç ve Banu Yentür’ün Haremlique markası, Türk kahvesini Papermoon mönüsüne soktu. İlk davet kadın müşterilere verildi
Türk kahvesi, bundan 13 yıl önce “Yüzde 100” İtalyan mutfağı olma iddiasıyla Akmerkez’de açılan lüks restoran zinciri Papermoon’un mönüsüne, “Haremlique” (haremlik diye okunuyor) ile girdi.
Bu özel gün, özel biçimde kutlanmayı hak ediyordu.
Dinçkök: Çok ayıptı
Papermoon mönüsünde bugüne kadar Türk kahvesinin yer alamamasını “Çok ayıptı” diyerek eleştiren Ayşegül Dinçkök, restoranın Milano’daki şubesine de Haremlique’in girmesi için girişimde bulunacaklarını söylüyor.
Kardeşi Ece Ege ile birlikte Dice Kayek markasının sahibi Ayşe Ege’nin de katılımı, Melek Manisalı (PR uzmanı), Caroline Koç, Yentür ve Dinçkök ile başlayan sohbetimizi “yuvarlık masaya” dönüştürüyor.
Bu sırada Papermoon da kalabalıklaşıyor. Dinçkök ekonomik krize rağmen bu lüks lokantada iş kaybı olmamasının “sırrını” açıklıyor:
“Kaptanın Lokantası gibi, kar amaçlı değil, zevk için işletiliyor. Arkasında duruluyor. Açıldığı günden beri aynı İtalyan aşçı hizmet veriyor. Burada iş görüşmeleri yapılıyor, para kazanılıyor.”
Dubai Abraaj Capital’in, Mustafa Özkan’ın Boyacıköy’deki “Mısırlı Aziz İzzet Paşa Yalısı”nda açacağı SCI Business Club’ın, Papermoon’a rakip olabileceğini düşünüyorum.
Dinçkök “İstanbul’da 1000 kişiyiz, tutmaz. Papermoon bir ‘kulüp’ gibi, hem de kimse 10 bin dolar üyelik ödemek zorunda değil” yorumu yapıyor.
Pamuktan, markaya
İşler eviriliyor Türkiye’de. İzmir’de 20. asrın başında Orient Halı ile tekstile giren Giraud’ların kızı Caroline Koç’un, Denizli’de ürettirdiği yat, otel ve ev tekstili ürünlerine marka yatırımı yapması ekonominin cilvesi gibi.
Caroline Koç’un babası Hervy Giraud’un büyüttüğü İzmir Mensucat, İzmir Pamuk fabrikaları, Hindistan ve Çin rekabetine dayanamayıp kapılarını 2006 yılında kapadı.
Caroline Koç ekonomik krizi konuşurken “Önce tekstil sektörü elendi” diyor elemle.
Masamıza Musafa Koç’un gelmesiyle birlikte, Koç ve Yentür’ün ikinci markası “Selamlique”ı konuşmak üzere sohbetimize ara veriyoruz.
Belki o zaman Ayşe Ege bize Paris’te temmuzda başlayacak “Türk Mevsimi”ni anlatır.