Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

‘Güneydoğu’da savaş’ ABD’de sergileniyor

Canan Şenol, gravüründe Güneydoğu’da yaşananları anlatıyor.

WASHINGTON
Nevin Aladağ, Selda Asal, Merve Brill, İpek Duben, İnci Eviner, Leyla Gediz, Gülsün Karamustafa, Ceren Oykut, Canan Şenol, Ayça Telgeren, Canan Tolon; bu sanatçıların isimlerini not edip, unutmamaya çalışsak iyi olur!
Her biri kendi alanında uluslararası üne kavuşan sanatçıları, Amerika’da buluşturan küratör Esra Sarıgedik, “Türkiye, güncel sanatta çok büyük bir sıçrama yapıyor; bundan iki yıl önce Çin yükseliyordu” diyor.
Yaşları 29 ile 63 arasındaki bu 11 kadın sanatçının, yaşamı kendi pencerelerinden yorumlayan temalı eserleri, 12 Şubat’tan beri Washington’daki National Museum of Women in the Arts’da (Ulusal Kadın Sanatçılar Müzesi) sergileniyor.
NMWA’da 15 ülkeden kadın sanatçıların eserleri yer alıyor. Belki bu sergiden sonra Washington’a giden Türk sanatçılarına ait eserlerden biri de müzede kalabilecek. 16 Mayıs’a gününe kadar açık olan sergiyi, 4 ayda 8 binin üzerinde ziyaretçi gezdi. Bu sayının hiç de az olmadığını söyleyebilirim.
Amerika’da Demokrat Parti’yi destekleyen dolar milyoneri siyasal aktivist ve Yahudi lobisinin önde gelen isimlerinden Hn. Esther Coopersmith, bizi Dışişleri Bakanlığı’na götürdü. Burada sergilenen antikaları yılda 8 bin 500 kişi geziyor...
Toplam değeri 100 milyon doları bulan antikaların sergilendiği odaların içinde, Kızılderililerin ve Siyahların sanattaki yansımalarından tutun da, “Bağımsızlık Bildirgesi”nin imzalandığı masaya, Ermeni asıllı bir Amerikan vatandaşının Türkiye’de dokuttuğu halıya kadar sayısız ev eşyası bulunuyor.

TAİK’ten ikinci sergi
Konuyu baştan anlatmalıyım; meslektaşlarım Şelale Kadak ve Gila Benmayor ile birlikte Akbank’ın daveti üzerine Washington’dayız.
Akbank ve başkanlığını Sabancı Holding Perakende Grubu Başkanı Haluk Dinçer’in yaptığı DEİK Türk-Amerikan İş Konseyi (TAİK), Washington’da 11 kadın sanatçının eserinin yer aldığı “Rüya Gibi... Ama Senin Düşlediğin Değil!” sergisinin sponsoru oldu.
Serginin açıklamaya çalıştığı durum çok karmaşık değil: Toplumun dikte ettiği roller ve bu rollerin kadının kendi düşleri ve idealleriyle kesişme ihtimali sorgulanıyor.
Örneğin Canan Şenol’un Güneydoğu’daki “savaş” temalı gravürü ve videosu. Ölen ve öldürenlere ağıt yakan annelerin aynılığı, kardeşin kardeşi vurması ya da dini referanslarla babanın oğlunu kurban etmesi figürlerine göndermeler...
Ya da Leyla Gediz’in Küba devrim liderlerinden Che’nin imgesine dönüştürdüğü sevgili ilk öğretmeni: Bir cumhuriyet kadını!
İnci Eviner’in Batılı ya da Doğulu söylemlerin altında ezilen, “Harem” odaları üzerine oturttuğu kadın dansçılarının videosu...
Batı’nın Türkiye’deki kadına bakışını olduğu gibi, Türkiye’deki kadının kendi evrenindeki ayak izini de görebildiğimiz bir sergi.
Serginin önemini en iyi Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Namık Tan’ın şu cümlesi anlatıyor olabilir:
“Amerika’da etkin lobi yapma yöntemi bellidir; hayatlarına pozitif bir etki yapacaksınız!”
TAİK, Tan’ın söylediği türden lobiciliği iyi öğrenmişe benziyor. Zira TAİK Amerika’daki ilk sergisini, 2008 yılında da New York Metropolitan Müzesi’nde “Babil’in Ötesi” adıyla düzenlemişti.

Sinagoglar ABD yolcusu
Washington’daki serginin arka planında Bayan Esther ile birlikte Tan’dan önce Washington’da görev yapan Büyükelçi Nabi Şensoy’un eşi Gülgün Şensoy’u görüyoruz. Gülgün Hanım, TAİK yönetiminden Garanti Yatırım CEO’su Metin Ar ile Kangaroo Reklam’ın sahibi Faruk Bil’i, aynı zamanda NMWA’nın yönetim kurulunda da yer alan Bayan Esther ile bir 5 çayında buluşturunca; bu sergi fikri olgunlaşıyor.
Washington’da neredeyse bir müze haline gelen evinde bize de bir akşam yemeği daveti veren Bayan Esther ile yeni projeler de gündeme geliyor.
Evinde ağırladığı Bil ile Ar ve Çulhacı’yı Amerikalı senatörlerle buluşturan Bayan Esther, Türkiye’deki sinagogların ve Anadolu’da bulunan ilk sikkenin öykülerini Washington’a taşıyan yeni sergi projelerini de gündemine aldı.

Haberin Devamı

İhracatçı, Amerika’ya fazladan 18 milyon dolar gümrük ödedi
Amerika’ya ihracat yapan ey şaşkınlar! Amerikan hazinesine yatırdığınız 18 milyon dolar gümrük vergisini boşuna ödemişsiniz. Mevzuatı iyi anlamadığınız için, ürünlerinizi yüksek veya gereksiz vergi kodlarıyla ihraç etmişsiniz!
Sergi için düzenlenen davette karşılaştığım Türk-Amerikan Ticaret Odası Başkanı Celal Seçilmiş’e “Ankara’nın bakanlar düzeyinde Amerika ile dış ticaretimizi artırmaya yönelik olarak başlattığı çalışma nasıl gidiyor?” diye sormam, işini bilmez ihracatçı meselesiyle tanışmamızı sağlıyor.
Çulhacı bu sohbete TAİK’in, McKinsey’e yaptırdığı araştırma sonucunu açıklayarak katkı yapıyor. Bu çalışmaya göre, Türkiye’nin Amerika’da rekabet edebilecek ürünü yok. Yol, kalite ve miktar yönünden problemler büyük. Seçilmiş’in “TOBB ve TİM’in uzmanları Amerika’daki gümrük mevzuatı programı hakkında eğitilmeli” önerisine kulak vermek gerekecek.