BODRUM
Otuzuna gelirken korkmuş, kırkında paniğe kapılmış, ellisinde hayatın bittiğini zannedenlere ithaf ediyorum… Bodrum’dan yolu geçen birçok insanın hikayesini taşıyan Ship Ahoy’un sahibi Nihal Acar, 80’nine geldiğinde yazdığı “Bir oyun gibi yaşadım hayatı” kitabına bu cümleyle giriyor.
Bodrum’a gelmişken; Gündoğan Kültür, Turizm ve Sanat Derneği’nin (GÜNDER) düzenlediği Kitap Fuarı’nda imza gününe katılan Acar’ı Türkbükü’ndeki evinde ziyaret ettim. En merak ettiğiniz konu şu biliyorum, “Anayasa Referandumu”. Oyu, “Hayır.”
Bodrum’da belediyecilik yoktur
Beni Acar’a; Atatürk’ün kütüphanecisi olan Nuri Ulusu’nun anılarından derlediği “Atatürk’ün Yanıbaşında” kitabıyla yazarlar dünyasına katılan, GÜNDER Başkanı ve eski Futbol Federasyonu Başkanlarından Mustafa Kemal Ulusu götürdü. Ulusu ile sohbetimizin konusu; fuarın başarısıydı. Sahiller güneşe, kuma ve müziğe doymuş, ancak kültüre aç kalmıştı… Bodrum’daki belde belediyeleri, ikinci konut sahibi yazlıkçıların taleplerini yeni yeni fark etmeye başladılar. Kültür ve sanatı tatilin bir parçası haline getirmeleri gerektiğini yeni öğreniyorlar.
Bodrum belediye başkanlarının “yerel yönetimden” ne anladığının sorgulanmasına ihtiyaç olduğunu düşünenlerdenim. Zira küçücük Yunan Adaları’nda bile ulaşım belediye otobüsleriyle sağlanırken, Bodrum’da belediyeler kendilerini ulaşım sorunundan muaf hissederler. Ulaşımı yalnızca özel sektör karşılar. Gündoğan’da daha yeni koylar arası minibüs işletmeciliği başlatmışlar.
Aşkla geçen bir ömür
Kitaba geri dönmek istiyorum; zira Nihal Acar’ın, Türkiye’ye Türkbükü’nü tanıtan kadının saklı dünyası çok ilginç öykülerle dolu. Acar, İstanbul Üniversitesi’nde İngiliz Dili ve Edebiyatı’nı bitirip, gazetecilik yapmaya başlamış.
Mısır’dan hiçbir haber sızmazken, dönemin Akın gazetesinde, Beyoğlu muhabirliği yapan Acar, Mısır Kralı Faruk’un İtalya’ya kaçışını Türkiye kamuoyuna duyuran gazeteci…
Annesini 18 yaşında tanıyor, babası Yavuz Zırhlısı’nın çarkçıbaşısı Kemal Şenol, kıdemli albayken ordudan ayrılıyor ve Hollanda’da aldığı elektrik mühendisliği eğitiminin bir devam olarak icatlar yapıyor… İstanbul’un ilk trafik ışığını Taksim’e koyan Şenol, kızının gazetecilik yapmasından pek hoşlanmıyor ve Mobil Oil’de işe sokuyor.
Acar, “Uslu bir kız değildim” diye kendini anlatıyor. İlk sevgilisi BJK’nin efsanevi Başkanı Süleyman Seba ile büyük aşk yaşadığı yıllarda, evlilik için New York’a taşınıyor ve BM’de görevli bir diplomatla evleniyor. İki çocuğu oluyor. Ayrılıyor, bir ressamla evleniyor. Yine aşık oluyor. Sevdiği adam intihar ediyor. Şimdi de Amerika’da bir sevgilisi var.
İkinci kitabına hazırlanıyor
Dimdik bir kadın, arabasını kendi kullanıyor. 1984 yılında açtığı Ship Ahoy’u ise işletmecilere vermiş. Okuyor ve ikinci kitabını yazmaya hazırlanıyor. Bu kez İngilizce yazacak. Ship Ahoy adı, bir denizci selamından geliyor; “İhtiyacınız olduğunda buradayım” mesajı veren bir isim… Artık Ship Ahoy’a kimlerin ihtiyacı olduğu da başka bir yazı konusu olur.
Acar, Atatürk gençliğinin son kuşağından ve hüzünlü… “Kemalizmi anlayamadılar” diyor. Yakın tarihimizden sararmış sayfalar ilgimi çekiyor… Amerikan müzik dünyasının yıldız isimlerinden Ahmet Ertegün’ün babası Münir Ertegün, Türkiye’nin Amerikan büyükelçiliğini yaptığı 10 yıl içinde vefat ediyor ve cenazesi dostu ABD Başkanı Roosevelt’in girişimi ile Missouri Zırhlısı içinde Türkiye’ye gönderiliyor.
Acar, Missouri Zırhlısı’nda verilen baloya pembe organzeden dikilen ilk tuvaleti ile katılıyor. “O yılları düşündükçe çok daha iyi anlıyorum ki, Cumhuriyet çocuğu olmak, benim karakterime sarsılmaz bir güç katmış.” Bir zamanlar kültür adası o halkevi şimdi eski Beşiktaş Başkanlarından Serdar Bilgili’nin işletmeye açtığı Hotel W…
Kültür mültür yok; herkes para kazanma derdinde.