TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar’ın cumartesi akşamı TT Arena’nın açılışı sırasındaki konuşmasında vurguladığı “Galatasaray yönetimi kiracılık yükümlülüklerini yerine getirmedi” sözünün alt metni, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Tesisler Dairesi Başkanlığı’nın CHP Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi’ye verdiği bilgi notuyla dolduruldu.
Bu nottan, Galatasaray’ın Ali Sami Yen üzerindeki henüz süresini tamamlamamış, 36 yıllık üst kullanım hakkını 310 milyon liraya TOKİ’ye devrettiğini anlıyoruz.
Metin aynen şöyle:
Mülkiyeti Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’ne ait 34.640 metrekare yüzölçümlü taşınmaz, toplam 68 milyon 600 bin dolar kira bedeli ile aşağıda belirtilen hususların yerine getirilmesi karşılığında 49 yıl süreyle tahsis edildi.
Galatasaray ile Genel Müdürlük arasında bu amaçla yapılan sözleşmede, Ali Sami Yen Stadı’nın Kulüp tarafından yıkılıp, yeniden yapılması ve Büyükçekmece Gürpınar’da 15 bin seyircili stat yapılması hususları Galatasaray Kulübü’nün yükümlülükleri arasında yer aldı.
Ancak stadın yıkılarak yenisinin yapılması ve Büyükçekmece Gürpınar’da 15 bin seyircili stat yapılması hususlarındaki yükümlülükler kulüp tarafından yerine getirilmedi.
Bunun üzerine mevcut protokol karşılıklı olarak feshedilerek, Ali Sami Yen’in arazi TOKİ’ye devredilmiş, tüm giderleri TOKİ tarafından karşılanmak üzere Seyrantepe Stadyumu’nun yapımı hüküm altına alınmıştır.
Seyrantepe Stadyumu, TOKİ tarafından 310 milyon TL harcanmak suretiyle inşa edilerek, 13 Ocak 2010 tarihinde Genel Müdürlüğe teslim edildi.
Şartlar değişmedi
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Tesisler Daire Başkanı Hasan Hüseyin Şen’e “Tesisi Galatasaray’a ne zaman teslim edeceksiniz? Galatasaray ile yaptığınız protokole ek bir düzenlemeye gidecek misiniz?” diye soruyorum.
Şen “Açılış yapıldı ama tesiste maç oynanmasına engel olmamakla birlikte, birkaç küçük eksik var. Bunların giderilmesine çalışıyoruz; sanırım 10 gün içinde devir işlemleri gerçekleşir” diyor.
Protokolle ilgili ayrıntılara girmeyen Şen “Stadyumda Gençlik ve Spor Müdürlüğü’ne ayrılacak protokol koltuk kontenjanı, ödenecek bedeller; stadyumun milli maçlar ve Genel Müdürlüğün maç organizasyonlarına tahsis edilmesi gibi konular üzerinde çalışıyoruz” açıklaması getiriyor.
Açıkça GS’ye açılıştaki protestoların faturası çıkacak mı? Şen “Öyle bir şey olmayacak, daha önce neler üzerinde anlaşmaya varıldıysa, o konuları kapatacağız” karşılığını veriyor.
Stadın üstü GS’ye ait
Galatasaraylılar 50 bin kişilik stadın üzerinin kapanıp, kapanmayacağını da merak ediyorlar...
Şen “Projeye göre, stadın üzerini müteahhit kapatacaktı. Ancak GS, inşaat süreci içinde tesiste bazı iyileştirmeler, lüks eklemeler talep etti. Bunların karşılığında da stadın üstünün kapanması şartından vazgeçti. Artık bundan sonrası GS Kulübü’ne kalmış” bilgisini veriyor.
Erdoğan Bayraktar’ın vurguladığı “yükümlülükler” meselesine geri dönecek olursam, Şen yerine getirilmeyen şartlara vurgu yapıyor:
- Ali Sami Yen’i 1997-2046 dönemi için toplam 68 milyon 600 bin kira bedeli ile devrettik. Alacağımız kira bedelini Galatasaray’ın Spor Toto gelirinden icra yoluyla tahsil ettik.
- Ali Sami Yen’i yıkıp, yerine yeni bir stat yapmadılar.
- Büyükçekmece’de 15 bin seyirci kapasiteli stat inşası gerçekleşmedi.
Bu üç nedenden dolayı, 2007 yılında GS ile aralarındaki protokolün karşılıklı olarak feshedilerek; TOKİ’nin devreye girdiğini ve yeni sürecin başladığı ifade ediliyor.
Bayraktar kivi götürdü
TOKİ Başkanı’nın açılıştaki konuşmasının tepki çeken bölümü, merhum GS Başkanı Özhan Canaydın’ın adını andığı bölümdü.
Canaydın’ın oğlu Murat Canaydın dün NTV’ye çıkarak Bayraktar’a sahip çıktı ve “Babamın yakın arkadaşıydı” dedi.
Bayraktar için de durumun farklı değil.
Bayraktar etrafına, “Canaydın ile ilgili olarak ben “mahzun ve beyefendi” ifadeleri kullandım. Kendisine inandığım için bu projeyi destekledim” diyor.
Babasının Bayraktar’a kalem hediye ettiğini söyleyen Murat Canaydın verdiği bilgiden yola çıkarak öğreniyoruz ki, Bayraktar da merhum başkana yaptığı ziyaretlere eli boş gitmez, kivi başta olmak üzere Karadeniz’in meyvelerinden ve çaylarından götürürmüş...
Peki, Bayraktar, ancak bir genel kurul konusu olabilecek “yükümlülük” sorununu, açılış töreninde niye gündeme getirdi?
Bayraktar, stadyuma girerken Başbakan’a yükselen dozda ve üst üste gelen protestolardan etkileniyor ve taraftara “emeklerini” hatırlatma ihtiyacı duyuyor. O da Karadenizli işte; “politik“ davranamıyor!