Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Türk - Londra İş Konseyi Başkanı Tezcan Yaramancı, bundan önce 400 - 500 civarında katılımcının izlediği Londra konferanslarının, bu yılki oturumuna şimdiden 250 kişinin başvurduğunu söyledi.DEİK, uluslararası finansal toplantıları yılda iki kez düzenliyor. Türkiye, Londranın yanı sıra, New Yorkta da Türk - Amerikan İş Konseyi (ATC)nin düzenlediği toplantılarla "görücüye" çıkıyor. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) bünyesindeki Türk - Londra İş Konseyi, dünyanın önde gelen finans çevrelerini Londrada buluşturuyor. DEİK, 19 Kasımda düzenleyeceği 8inci toplantısına katılımı ilk kez ücretli hale getirdi. Katılım ücreti benzer konferanslarla karşılaştırıldığında "küçük" olsa da (kişi başına 75 pound), bu tavır, Türkiyeye güvenin bir simgesi olarak kabul edildi. Yaramancı, iyileşen ekonomik göstergeler, yapılan hukuki düzenlemelerle moral depolayarak Londraya gidiyor.Finansal kriz nedeniyle 2002 yılında ara verilen Londra konferansına; Bakanlardan Ali Babacan ve Yaşar Yakış, Merkez Bankası, İMKB, SPK ve Öİ Başkanları ile enerji şirketi (GAMA) ve elektronik şirketi (Vestel) temsilcileri gidiyor.17 Aralıktaki AB liderler zirvesinden olumlu sonuç çıkacağı beklentisi ile yola çıkan Yaramancının, tam üyelik yaklaşımı incelikler içeriyor.Yaramancı, 6 Ekim İlerleme Raporunun "ucu açık" konumunu, Türkiyenin bir şansı olarak görüyor. Yaramancının varsayımına göre, Türkiyenin 2015 yılında erişeceği ekonomik büyüklük, ABye tam üyelik kriterlerine erişecek ölçeklere ulaştığında, Türkiye üyeliği tartışacak!.. Yelkenler şişti Yaramancının Londra öncesi, bir grup meslektaşımla birlikte yorumlarını paylaştığı sohbet toplantısında, ekonomist Mehmet Altanın düştüğü notu aktarmalıyım.Nüfusun geliri en yüksek yüzde 20lik dilimi ile en düşük yüzde 20lik dilimi arasındaki eğitim harcamaları arasındaki fark, 55 kat arttı.ABye uyum süreci, eğitimdeki 55 kat farkın azaltılması anlamına gelecekse, Türkiye zaten refahı adil biçimde bölüştüren bir ülke olmayı başarmış olacak.Yaramancının vizyon olarak ortaya koyduğu "çağdaşlaşma" perspektifi, üretim ilişkilerinin "batılılaşmasını" sağlayacak insan alt yapısının gelişmesini öngörüyor.Özelleştirme İdaresi eski Başkanı da olan Yaramancının umutsuz olduğu alan ne gariptir ki, kendisinin de imzasını taşıyan 4046 sayılı özelleştirme yasasının uygulamasında ortaya çıkıyor. Eğitim farkı 55 kat AB müzakere sürecinde Avrupa halklarıyla el sıkışma olarak ifade edilen "sivil insiyatif" katıldığım uluslararası toplantıların önemli bir vurgusu. Yaramancı da aynı konuya değiniyor.Yaramancı, Türkiyenin AB lobisine dönük olarak bundan sora çok daha fazla tartışacağımız bir konunun da ip uçlarını veriyor. Türk göçmenin yoğun olduğu Avrupa ülkeri ile diğerleri arasındaki farkı vurguluyor.Bugünlerde Hollanda Türk göçmen gerginliğini yoğun biçimde yaşıyor.Geçtiğimiz günlerde Hollandada film yönetmeni Theo van Goghun, Faslı bir fanatik tarafından, İslamı eleştiren filmi nedeniyle öldürülmesinden sonra ortaya çıkan olayların arifesinde Laheydeydim.Lahey Büyükelçimiz Tacan İldem, 350 bin Türkün yaşadığı Hollandada Müslümanların hayatının bundan böyle daha da zorlaşacağını söylüyordu.Öyle de oldu; bu ülkedeki camiler ve Müslüman ailelerin çocuklarının gittiği okullar kundaklandı, dini saflaşma kan akıtmaya başladı...Olaylar öyle bir noktaya ulaşmıştı ki, AKPli kadınların düzenlediği Laheydeki "Kadın - Erkek Eşitliği Paneli" açılışını yapacağı duyrulan Devlet Bakanı Mehmet Aydın, güvenlik sorunları nedeniyle bu ülkeye gelemedi. Hollanda Göçmen Bakanı Rita Verdonk, "Müslüman olanlarla, olmayanlar safını belirleyecek" açıklamaları yaptığı gün, aynı toplantıya katılmayacağını bildirdi.Halkların el sıkışması, ekonomik ve kültürel alanda sivil insiyatifi bekliyor! syilmaz@milliyet.com.tr Türk göçmenli Avrupa