Tam 6 yıldır mahallenin orta yerinde bir tünel inşaatı enkazı dururken, yanı başında Üsküdar Belediyesi’nin büyük bir gayretkeşlikle sokak taşları döşemesini, bir yazı dizisine konu olacak kadar “vahim ” bulmayabilirdim.
Ancak ortadaki çelişki, vatandaş ile AKP’nin has evlatları arasındaki kalın çizgiyi işaret ediyor.
Dünkü yazımda “Beylerbeyi-Küçüksu Atık Su Tünel İnşaatı”nın mahalleyi ne hale getirdiğini yazmıştım, kısa bir hatırlatma yapmak istiyorum.
İhale süreci nasıl işledi?
İstanbul Büyükşehir Belediyesi İSKİ (İstanbul Su ve Kanalizayon İdaresi) tarafından 01.10.2002’de, kapalı zarf usulü, Beylerbeyi-Küçüksu atık su tünel inşaatı ihalesi yapıldı.
İhaleyi 10 milyon 999 bin TL bedelle Atılım İnşaat ve Ata Yapı konsorsiyumu aldı.
Müteahhit, 35 metre derine inebilmek için, inşaat alanının çevredeki evlere mesafesinin iki-üç metre olmasına aldırış etmeden, gece ve gündüz dinamit patlattı.
Bu sırada görevlilerin aldığı önlem, o saatte evde bulunma şansını yakalayan komşulara megafondan “Yarım saat sonra dinamit patlayacak, camlarınızı açın” diye bağırmakla sınırlıydı.
Geç vakitte veya tatil günlerinde çalışan makine sesinden veya dinamit patlatılmasından rahatsız olanlar, polis zoru ile inşaatı durdurmayı denediler.
Zamanın İSKİ Genel Müdürü Dursun Ali Çodur ise “Acelemiz var” diyerek, eleştirilere kulaklarını tıkıyordu.
2004 yerel seçimlerinde İBB Başkanlığı’na gelen Kadir Topbaş şikâyetleri dikkate alarak, “dinamit kullanma yasağı” getirdi.
Bedel yüzde 90 arttı
16.05.2003 tarihinde başlanılan tünel inşaatının, 16.11.2005 tarihinde bitirilmesi taahhüt edilmesine rağmen, getirilen yeni şartların yol açtığı maliyet artışını öne süren şirket işi durdurdu.
İhale 02.03.2006 tarihinde feshedildi. Teminat mektubu irat olarak kaydedildi.
Yeni ihale açıldı. Bu kez işin yüzde 42’si bitmiş olmasına karşılık, yüzde 90’a yakın fiyat artışı ile Ankara şirketi Çelik Grubu’na ait Be-Ha-Şe, 18.882 milyon TL bedelle ihaleyi aldı.
15.03.2007 tarihinde yeni bir süreç başladı. 15.03.2009 tarihinde iş bitirme süresi doldu.
Bitiş tarihi üzerinden 2 ay geçmiş olmasına rağmen tek bir kazma bile vurulmadı.
Hilmi Bey’in marifeti
Tünel rezilliğinin tam da bittiği noktada, yol kazıldı. Doğalgaz, elektrik ve su bağlantıları belediye birimlerinin katkısı ile yeniden inşaa edildi.
Yapılan sokak, bundan 3-4 yıl önce Kandilli Caddesi’nin Arnavut kaldırımı taşlarını söküp, yerine süslü beton tuğlaları döşeyen belediyenin yüzüne, yaptığı işin yanlışlığını da vurmuş oldu. Kuyumcu titizliği içinde bir sokak nasıl inşaa edilir, gösterildi.
Merakım da buradan geldi. Öğrendim ki; Üsküdar Belediyesi’nin bu gayretkeşliğinin ardında bu sokağın üzerindeki Şen Piliç’in sahibi Haşim Gürdamar’ın ikinci derece tarihi evini, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yakın dostu Yüksek Mimar Muharrem Hilmi Şenalp satın almış.
TOKİ ve Diyanet İşleri’nin katkısı ile Tokyo, Berlin, Melbourne, Aşkabat camilerini yapan; Ankara, İstanbul ve Üsküdar belediyelerinin mimari projelerini üstlenmenin yanı sıra; musikişinas kimliği ile de tanığımız Hilmi Bey bu arada yeni aldığı evini de onarıyor.
Güle güle otursun, Osmanlı mimarisi bilgisini tartışmak da bana düşmez. Yalnızca, evinin önünü yaptırma “keyfiyetinden” kimi sorumlu tutacağımızı açıklasın yeter!