Bakü
Başbakan Tayyip Erdoğan’dan iki gün önce davranıp Bakü’ye vardığımızda, Türkiye’nin Ermenistan sınır kapısının açılmasına yönelik, kamuoyuna yansıyan “yol haritasının” üzerinden geçelim istedik.
Türkiye ve Azerbaycan ilişkileri, sıkı bir testten geçiyor. Ağustos ayından beri tırmanan kritik süreçte, tırnağını Bakü’ye geçirmiş Rusya ve İran’ın beklentilerinin aksine Ankara-Bakü hattında küskünlük görünmüyor. Ancak 2003’den beri yaşanan endişeler kırgınlığa yol açmış. Erdoğan’ı umutla bekleyen Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de “Yukarı Karabağ” yol haritası da belirmeye başlanmış.
Bakü’nün yol haritası
Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı STK’lardan sorumlu Devlet Desteği Konseyi Başkanı ve milletvekili Azay Guliyev’e “Yukarı Karabağ sorununun çözümüne ne kadar yakınsınız, bir yol haritanız var mı?” diye soruyorum.
Aldığımız yanıt belirgin çizgilerle şöyle:
Ermenistan, Birleşmiş Milletler’in “işgal” olarak tanımladığı, Karabağ çevresindeki 7 ilçeden (reyon) çıkmalı.
Bu yerleşimlerden göç ettirilen 1 milyon Azeri vatandaşı geri dönmeli.
Azeri ve Ermeni dış ilişkilerinde diplomasi kanalları açık tutulmalı.
Karabağ’da özerk bir yönetim oluşmalı.
Bu şartlar yerine geldiğinde, Azerbaycan, Karabağ ile Ermenistan geçişini sağlayan Laçin koridorunun Ermenistan’a açılmasına razı olacak. Ermenistan da Azerilerin attığı bu adımın karşılığında, altın rezervlerinin bulunduğu Kelbecer’in Nahçıvan’a koridor oluşturmasını kabul edecek.
Ermenistan böylece Yukarı Karabağ ve etrafındaki 7 ilçeyi elinde tutarak “yeni ülke” iddiasından vazgeçtiğini ilan etmiş olacak.
Guliyev’in açıkladığı yol haritası üzerinde gidildiğinde, Bakü, Türkiye’nin Ermenistan sınır kapısını açmasını “iç mesele” olarak tanımlamakta bir sakınca görmüyor.
Cami yerine üniversiteye eylem
Erdoğan’ı “İki devlet, bir millet” ilkesini baş tacı ederek karşılamaya hazırlanan Azerbaycan, zor günler yaşıyor.
Kafkaslar’da Rusların Ermenistan üzerindeki hâkimiyetine “Türkiye elinin” kalkmasını talep ederken, içeride de terörle boğuşuyor.
Türk kamuoyunda da yansıyan bir diğer önemli gelişme ise, Bakü’deki Türklerin ibadet yeri “Şehitler Camisi”nin, tam da Ermenistan sınır kapısının tartışıldığı sıcak günlerde “onarım” gerekçesiyle kapanması olmuştu.
Guliyev’in de bulunduğu toplantıda, camiyle ilgili iddia şöyle dile getirildi: “Azeri yetkililer, Türkiye ile ilişkilerin bozulmasını hedefleyen çevrelerce yapılması planlanan bir terör eylemi ihbarı aldılar ve bunun üzerine camiyi kapattılar. Cami açık olsaydı, üniversiteye yapılan eylemin adresi bu cami olacaktı.”
Türkiye Büyükelçisi Hulusi Kılıç’a yaptığımız ziyarette, Şehitler Camii’nin kapatılmasına ilişkin dile getirilen bu iddiaları sorduğumuzda aldığımız yanıt kestirme oldu: Onarım.
Kılıç’a Botaş ile Azeri petrol şirketi Socar arasındaki doğalgaz fiyatı görüşmelerini de soruyorum. Gaz fiyatıyla ilgili müzakereyi “Ermenistan sınır kapısı” meselesinden bağımsız olarak ele alıyor ve “Çalışmalar sürüyor” bilgisini vermekle yetiniyor.
Avrasya Gazeteciler Derneği Başkanı Kürşat Zorlu ile Azeri İttifak Grubu ve Azeri Türk Kadınlar Birliği Başkanı Doç. Dr. Tenzile Rüstemhanlı’nın Türkiye’den bir grup gazeteciye hazırladıkları Bakü programı sürüyor.
“Bilgi kirliliğinden arındırma” yazılarını Bakü’den bildirmeye devam edeceğim.