İş dünyası ekonomide istikrarın sürmesi için dış politikaya dikkat çekiyor Hisarcıklıoğlu'nun bu mesajı, yalnızca AB müzakere sürecinde kesintilerin olmaması yönünde bir uyarı niteliği mi taşıyor, yoksa İran iş ve siyasi çevrelerinin yanı sıra ABD ile temaslarda da yer alan TOBB, sıcak gelişmelere gebe olan İran krizine mi dikkat çekiyor?Hisarcıklıoğlu, hem İran, hem de AB konusundaki duyarlılığının, "eleştiriden" ziyade "uyarı" kapsamında olduğunu vurguluyor. Devlet Bakanı Ali Babacan'ın da bulunacağı Mersin Sanayi Odası'ndaki "ekonomik durum" toplantısına katılmak üzere Mersin'e giden Hisarcıklıoğlu'nun sepetinde, "dış politika" ağırlıkta yer alıyor.Hisarcıklıoğlu, "Ekonomide dış politika bağımlılığına temel oluşturan etkenlerin başında cari açık ve dış borçlar geliyor. Türkiye'nin dışarıdan gelecek dövize ihtiyacı hassas noktalar oluşturuyor" diyor. Türkiye, ABD'nin İran'a saldırması durumunda hangi tür risklerle karşılaşır? Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, "Cari açık ve dış borçlar nedeniyle ekonomik istikrarın sürmesi, dış politikaya bağımlı" diyor. İran'ın Birleşmiş Milletler (BM) çerçevesinde belirlenen, nükleer enerji ve silahla ilgili kısıtlara uymak zorunda olduğunu yineleyen Hisarcıklıoğlu, "Bu bölgedeki huzursuzluklardan hep olumsuz etkileniyoruz. 1991 Körfez Savaşı sırasında, bölgede en çok etkilenen ülke Türkiye olmuştu. İran olayında da en çok etkilenen ülke Türkiye olur. İran'ın da, Türkiye'nin de coğrafyadaki yeri değişmeyeceğine göre komşuluk ilişkilerimiz her zaman önem taşıyacak" sözleriyle "son hamlede barış" beklentisi içinde olduğunu ifade ediyor. Komşumuz İran Türkiye'nin en uzun sınırının İran'la olduğunu, asırlardır savaşmayan iki komşu olarak yaşadığımızı da hatırlatan Hisarcıklıoğlu, "İran, BM'nin ölçütlerinin dışına çıkarsa yalnız kalır" demeyi de ihmal etmiyor.Türkiye'nin uluslararası alanda İran'ı ikna etmek için yürüttüğü diplomasiye de değinen Hisarcıklıoğlu, iki ülke arasındaki ticaretin beklenen düzeyde gerçekleşmemesini bu krizin önemli bir aktörü olarak görmüyor. ABD'nin İran'a muhtemel bir saldırısı durumunda, dış dünyanın Türkiye'nin yerine "haritadan" bakıp "kritik" değerler yükleyeceğine dikkat çekiyor. Tabii bu durumda topun ağzındaki sektörün de turizmin olması kaçınılmaz. Öte yandan İran'la birlikte Afganistan'da yapılan Türk yatırımları da, ikili ilişkilerde "umut edilen" ekonomik gelişmeler de yeniden rafa kalkacak.2001 yılında kurulan Türk-İran İş Konseyi'nin Başkanı Ali Osman Ulusoy, iki ülke arasındaki ticaret hacminin bu yıl 6 milyar dolara çıkmasının hedeflendiğini belirtiyor. Ulusoy, geçen ay İran'dan bir grup işadamının Türkiye'ye ziyaretinin planlandığını ancak son gelişmeler üzerine bu randevunun "dondurulduğunu" anlatıyor. Haziran ayında Turizm Bakanı Atilla Koç'un ise Tahran'a gitmesi bekleniyor. Topun ağzında turizm Washington'daki Türk-Amerikan İş Konseyi'nin 25. yıl konferansında ABD'nin Ankara Büyükelçisi Ross Wilson'un, İran'a karşı yapılacak bir operasyona uluslararası destek bulmada Türkiye'nin vereceği desteğin kritik öneme sahip olacağını vurgulaması, Türkiye'ye "nasıl" bir vazife çıkarıyor?Şu anda kritik soru bu!Çin Dışişleri Bakan Yardımcısı Dai Bingguo'nun geçen ay yapılan uluslararası bir toplantıda İran krizine ilişkin söylediği "Bu, zaman, sebat ve erdem gerektirmektedir ve ancak barışçıl yollarla çözülebilir" sözü, giderek anlamını kuvvetlendiriyor. syilmaz@milliyet.com.tr Sebat ve erdem